Gerçekten de öyle tradutor Espanhol
1,587 parallel translation
Benimle aynı odada olmaktan bu kadar mutsuz olacağını düşünmemiştim ki gerçekten de öyle görünüyor.
No, si ella se opone violentamente a estar en la misma habitación conmigo, lo que hace claramente
Gerçekten de öyle görünüyor. Parmak izine uyan kişi bizim veritabanından değildi.
Ciertamente parece así pero la huella coincidente no pertenece a nuestra base de datos.
Gerçekten de öyle. Ama bana öyle geliyor ki Arthur bunu beni her pazar golf oynarken küçük düşürmek için yaptı.
Efectivamente así es, aunque tengo el presentimiento que Arthur lo hizo para poder humillarme en el campo de golf cada domingo.
Gerçekten de öyle! Neden onlara katılmıyoruz?
Muy cierto. ¿ Por qué no nos unimos a ellos?
Gerçekten de öyle.
Lo es.
Ama bazen gerçekten de öyle.
Pero a veces a eso me refiero.
Öteki, o gerçekten de öyle pek çekici biri değildi, yani onun adını bilmiyorum.
La otra no era muy sexy así que no sé su nombre.
Oh, gerçekten de öyle.
Sí parece.
Söylediklerine gerçekten de inanıyorsun, öyle değil mi?
Realmente lo cree, ¿ no?
Gerçekten öyle mi düşünüyorsun?
¿ De verdad lo crees?
Evet, gerçekten öyle.
Oh, sí. De verdad.
Gerçekten iyi bir arkadaş olmuştun. Sen de benim için öyle.
Tú también.
Gerçekten öyle.
De verdad.
Gerçekten öyle mi düşünüyorsun?
¿ Te lo crees de verdad?
Öyle, bana gerçekten bir şeyler vurma şansı veriyor.
Sí, bueno, me da la posibilidad de en verdad atinarle a algo.
Belki bir dahaki sefer gerçekten işlediği bir suç için tutuklarsın. Öyle. Kişisel görüşüm mü?
Bueno, tal vez la próxima vez logre acusarle de un crimen que de verdad haya cometido.
Gerçekten kör olamaz. Sadece lakabı öyle olmalı, değil mi?
¿ Ella no puede ser realmente ciega, es sólo parte de su personaje cierto?
Öyle ya da böyle hafızamın geri geleceğini umuyordum, ya da gerçekten birşeyler bana kim olduğumu hatırlatır diye, ama bugün olanlardan sonra, bilmek istediğimden emin değilim.
Esperaba que antes o después mis recuerdos volvieran, o qué algo me ayudara a recordar quien soy realmente, pero... después de lo que ha pasado hoy, no estoy segura de querer saber más
Gerçekten öyle.
De veras lo siente.
Sonsuza kadar mutlu olacaksınız. Gerçekten öyle olacağına inanıyor musun?
¿ De verdad piensas que eso es lo que sucederá?
Gerçekten de öyle.
Realmente lo es.
Gerçekten öyle mi düşünüyorsun, Barb? Evet.
¿ De verdad crees eso?
Daha iç kısımlarda hava öyle sıcak kalır ki içindeki nem yoğunlaşmaz. Yani bu küçük alan, Atacama'da hayatın gerçekten var olabildiği tek bölge haline gelir.
Tierra adentro, el aire permanece tan cálido que su humedad no condensa así que ésta remota franja de desierto es virtualmente la única parte de Atacama donde la vida puede existir.
Sırf kedi öyle dedi diye bir sürü kapanmış dosyayı tekrar açacağımı mı düşünüyorsun gerçekten?
¿ De verdad crees que voy a abrir un montón de casos cerrados... sólo por que un gato me dice que lo debo hacer?
Yine de bana öyle davrandığımı söyleyeceksin. Ama gerçekten bu kararı bir yetişkinin vermesi gerektiğini düşünüyorum.
Aunque vas a decir que lo estoy siendo pero realmente creo que esto es una decisión de adultos.
Ondan gerçekten hoşlanıyorum, Ama bu öyle bir ilişki ki, benim bunu... gizli tutmam gerek.
Me gusta de verdad esta persona pero es una relación que debo mantener en secreto.
Manhattan ve Brooklyn'deki bütün o insanların aynı yere gelmiş olması inanılmaz değil mi? Gerçekten öyle.
¿ No es asombroso como toda esa gente de Manhattan y Brooklyn condujeron al mismo lugar?
... ve bütün o işleri gerçekten yapmak istiyorum. Ben de öyle.
Yo también.
Bu gerçekten içinden çıkılması güç bir duruma yol açar, sence de öyle değil mi?
Eso destaparía un muy desagradable cubo de basura, ¿ no?
Kardeşiniz Keith'in mezarının çevresi kalabalıklaşmaya... başlarsa bu gerçekten kötü olur, öyle değil mi?
Sería una pena que la tumba de su hermano Keith empezara a verse acompañada de otras cuantas, ¿ no crees?
Oh, öyle mi? Gerçekten üzüntü verici.
Qué triste. ¿ Sabías, que el niño y su madre murieron en un accidente de autos?
Gerçekten de öyle.
su cuerpo era verde.
- Özür dilerim, gerçekten öyle demek...
Lo siento. - De verdad, yo no quería... - No, no está bien.
Bu gerçekten dil sürçmesine çok açık bir kelime öyle değil mi.
Realmente es una palabra increíble que puedes usar de tantas maneras distintas.
Ö-öyle söylemedim... Evet, gerçekten şüphelisin.
Yo-yo no dije eso... de hecho eres un sospechoso.
- O benim bornozum mu? - Gerçekten de öyle, Horace.
Esa es, i bata?
Böylece gerçekten öyle olsa bile, herkes parasız kaldığı için evini sattığını sanmasın.
Para que esta ciudad no tenga la impresión de que vendió la casa porque no tiene dinero, aunque así sea.
Söylediğimi ve gerçekten öyle dediğimi de biliyorum.
Sé que lo dije y sé que lo dije en serio...
Hayır, baba, ben gerçekten üzgünüm, sana öyle bağırmamalı ve çekip gitmemeliydim.
No, papá, yo lo siento mucho. No debería haber gritado o huído de esa manera.
Öyle miyim, gerçekten?
- ¿ De veras? - Sí.
Gerçekten öyle.
De veras.
Gerçekten öyle. Çünkü ne olursa olsun en azından bir hayali yaşamayacağız?
Porque independientemente de lo que pase ahora, al menos no vivimos en una fantasía, ¿ sabes?
Karl, bana mı öyle geldi, yoksa sen gerçekten, yarısından fazla başka bir dilde mi konuştun?
Karl, no sé si fue mi imaginación, pero ¿ empezaste a hablar otra lengua a mitad de camino?
İsmin Trixie ve gerçekten de bir fahişesin, öyle mi?
¿ Y eres de hecho una prostituta?
- Gerçekten öyle.
- De verdad.
- Haydi Julio, büyüdüğüne göre gerçekten de bana öyle hitap etmek zorunda değilsin.
- Vamos, Julio, no puedes llamarme así honestamente y con cara de seriedad, ahora que has crecido tanto.
- Yani gerçekten beğendin mi, yoksa tamamen bu projenin dışında olmamak için mi öyle yapıyorsun?
- Así que, ¿ en verdad te gustó o estás tratando de no ser completamente sacado del proyecto?
Öyle bir şey ki hayal edemezsin kendini gerçekten başka bir insana teslim etmek bütün rüyalarının gerçekleşmesi için plan yapmak.
Es un estímulo de no creer de verdad, entregarse a otra persona hacer que todos sus sueños se hagan realidad.
Kimi aradığımı bilmemek gerçekten öyle zor ki.
Lo cual es muy difícil de hacer cuando ni sabes a quién buscas.
Gerçekten öyle.
De verdad lo intento.
Gerçekten öyle mi?
¿ Es de veras así?
gerçekten de 164
gerçekten denedim 20
gerçekten değil 31
de öyle 26
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
gerçekten denedim 20
gerçekten değil 31
de öyle 26
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleyim 490
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öylesin 305
öyleymiş 51
öyle bir şey değil 75
öyleyiz 77
öylesine 89
öylemi 130
öyleyim 490
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öylesin 305
öyleymiş 51
öyle bir şey değil 75
öyleyiz 77
öyledir 296
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle deme 154
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle deme 154