Hazırız tradutor Espanhol
17,959 parallel translation
( Yalnız gel. kendimizi korumaya her zaman hazırız )
_
Oh, elbette dinlemeye hazırız. - En azından o hazır.
Seguro, somos todo oídos o al menos Cecil lo es.
Erlend, gitmeye hazırız.
Erlend, estamos listos para partir.
Yürüyün, hazırız patron.
Dar un paseo, todos estamos jefe conjunto.
- Hayır, her ne olursa olsun hazırız.
No, estamos listos para lo que sea que salga mal.
- Biz hazırız. - Elbette.
Estamos bien.
Bence hazırız, öyle değil mi?
Creo que está todo bien.
Pozisyonumuzu aldık ve müdahaleye hazırız.
Estamos en posición y listos para interceptar.
İsimlerin okunmasına hazırız.
Estamos listos para escuchar los nombres.
Hayır, biz hazırız.
No, ya estamos.
Tamam, hazırız.
Estamos listos.
Dr. Wexler, hazırız.
Dr. Wexler, estamos listos.
Ateşe hazırız.
Estamos listos para disparar.
Fırlatmaya hazırız.
Estamos listos para lanzar.
- Gideon, kalkışa hazırız.
Gideon, prepáranos para el despegue.
Başlamaya hazırız!
Estamos listos para empezar.
Hazırız.
Estamos listas.
Kancayı takmaya hazırız.
Listos para engancharse. Cambio.
Kalkış için hazırız.
Listos para el lanzamiento.
Gitmeye hazırız.
Estamos justo a tiempo.
Kızılkuş Bir, gitmeye hazırız.
Cardenal 1, listo para partir.
Ateşe yürürseniz... yanarsınız... Ama diğer tarafa daha güçlü çıkarsınız... ve gelecek olana daha hazır olursunuz.
Porque atravesarás el fuego... y te quemarás... pero saldrás por el otro lado más fuerte... y tendrás que ir por lo siguiente.
Eğer o yamyamlar geri gelirse onlar için hazır olacağız.
Si esos caníbales regresan, estaremos preparados.
Buna ihanet demek istiyorlarsa halkımızı korumak için sonuçlarına katlanmaya hazırım ben.
Si ellos quieren llamarlo traición, estoy dispuesto a sufrir las consecuencias para salvar a nuestra gente.
Çoktan ölmüş bile olabilirler ve öldülerse karşılık vermeye hazır olmalıyız.
Podrían estar muertos, por lo que sabemos, y si lo están, necesitamos estar listos para responder.
Ne zaman hazır olursanız.
Cuando estéis lista?
Hazır olun millet. Roma'dayız.
Muy bien, esto es Roma.
Zamanınızı aşırı çalan bölgeniz, cemaatiniz ve tapınaklarınız olduğunu biliyorum fakat eminim insanoğlunun büyük çoğunluğunun bilgi, ruhsal haz ve elbette eğlence için film izlediğini biliyorsunuz.
Sé que sus parroquias, congregaciones y templos exigen mucho de su tiempo. Pero estoy seguro de que pueden apreciar que las grandes masas ven películas buscando inspiración e información y, sí, entretenimiento.
Masanız hazır.
Su mesa está por aquí.
Yenilmeye hazır mısınız?
¿ Listo para que te pateemos el culo?
Motor pizzamız neredeyse hazır.
La pizza en el block del motor está casi lista.
Hazır başlamışken birkaç insansız hava aracı da istesek mi?
Sí, ¿ por qué no pedimos algunos drones mientras estamos en eso?
Yarından sonraki borsa düzeltmesinden sonra tüm gücümüzle dönmek için hazır olmalıyız.
Hay que estar listos para responder con fuerza, mañana o pasado, cuando se corrija el mercado.
Her an hareket etmeye hazır olmalıyız.
Debemos estar listas para movernos en cualquier momento.
Operasyon ekibi hazır. Jason seni ameliyathaneye götürecek, sonra ben sana birkaç soru soracağım ve sonrasında da başlayacağız.
Bueno, están preparados para ti, así que Jason te va a llevar en la camilla al quirófano, donde te haré unas cuantas preguntas y entonces empezaremos, ¿ vale?
Son yıllarda bize öğretilen şeylerden biri ise akla gelmeyen hazır olmamız gerektiğidir.
Una de las cosas que nos han enseñado en los últimos años, es que debemos ser capaces de prepararnos para lo impensable.
İhtiyacımız olduğunda hazır.
Listo cuando lo necesites.
- Hazır mıyız?
- ¿ Estamos listos?
Başkan'ın fikriydi. Tıpkı hazır olmadığımız Tayvan sempozyumu gibi.
Fue idea del presidente, igual que el simposio en Taiwan... para el que se supone que debemos prepararnos.
Aslında rakamları artarsa benim ülkem sınırlarımız içinde onlara bir ev tesis etmeye hazırdır. Sığınak gibi. Huzur içinde yaşayıp isterlerse bir topluluk kurabilecekleri, bize kendilerini anlatacakları bir sığınak...
De hecho, su número debería aumentar... mi país está preparado... para establecer un hogar dentro de nuestras fronteras... un santuario... donde puedan vivir en paz si así lo eligen... construir una comunidad... enseñarnos más sobre ellos.
Ama biz kanatlarda olacağız, silahlı ve hazır.
Pero estaremos en el cielo, armados y listos.
Hazır mısınız efendim?
¿ Está listo, señor?
İstediğinizi almanız için IMF'le ortak çalışmaya hazırım.
Trabajaré con el FMI para conseguirles lo que necesitan.
Petrov'un aşırı tepki gösterme ihtimaline hazırlıklı mıyız?
¿ Estamos preparados si Petrov reacciona de forma exagerada?
Tarihin bir parçası olmaya hazır mısınız?
¿ Estáis listos para hacer historia?
Max, hazır ol, kız kardeşim geliyor.
Max, prepárate, ahí viene mi hermana.
Hazır mısınız?
¿ Listo?
Dövüşe hazır mısınız?
Luchador, ¿ listo?
Kapıyı kullanmanızı kastetmiştim ama hazır böyle geliyorken, kanatlı intikamcıyı kafesine geri götürebilir misin?
Me refería a, "Usa la puerta", pero ya que estás en eso, ¿ puedes ayudar a traer a nuestra vengadora con alas devuelta a su jaula?
Hazır olmanız gerek.
Deben sentirse preparados.
Ne zaman hazır olursanız.
Cuando disponga.
hazır 1476
haziran 88
hazır mısın 1689
hazırım 712
hazırlanıyorum 21
hazırlanıyor 24
hazırlan 155
hazırmısın 32
hazırlar 37
hazırlanın 151
haziran 88
hazır mısın 1689
hazırım 712
hazırlanıyorum 21
hazırlanıyor 24
hazırlan 155
hazırmısın 32
hazırlar 37
hazırlanın 151
hazır mıyız 179
hazırla 22
hazırsın 36
hazır mısınız 587
hazır değil 19
hazır ol 454
hazır mı 131
hazır değilim 49
hazır olacağım 27
hazır olun 339
hazırla 22
hazırsın 36
hazır mısınız 587
hazır değil 19
hazır ol 454
hazır mı 131
hazır değilim 49
hazır olacağım 27
hazır olun 339