O da iyi tradutor Espanhol
5,784 parallel translation
O da iyi ve gelecek için sabırsızlanıyor.
Está bien. Mirando hacia el futuro.
Katil ya çok iyi bir nişancıydı ya da epey berbattı.
O el asesino era extremadamente bueno con el arco o tal vez era inepto.
İnan ya da inanma, gün gelecek arkana baktığında, bunun başına gelmiş en iyi şey olduğunu fark edeceksin.
Y, lo creas o no, llegará el día en que mirarás atrás y te darás cuenta de que esto fue lo mejor que podría pasarte.
- Mike iyi biri ama ona o kadar da düşkün değildin.
- Mike es un buen tipo, pero tu nunca quisiste ir en serio con él.
Bu fiyata bankalara başvursak ya da Tandy'e satsak daha iyi.
- Baja la voz. A ese precio, mejor vamos a los bancos o se lo vendemos a Tandy.
Bazen örgü en iyi, başka bir şey düşünürken ya da biriyle konuşurken yapılır.
Bueno, a veces el tejido sale mejor cuando se hace pensando sobre otra cosa, o hablando de otra cosa.
Yani, ya ona vurursun, ya da ben seni vururum. Sonra onu vururum, sonra da diğerlerini, hangisi daha iyi, sen karar ver.
O sea, la golpeas, o te disparo y luego le disparo a ella, después todos se levantan y...
O da bir o kadar iyi.
- Es igual de bueno.
Ve babamın hayatında iyi yaptığı bir şey varsa o da beni ve kardeşimi güçlü olmamız için büyütmesidir.
y si hay algo que mi padre hizo bien, fue hacernos crecer a mí y a mi hermano siendo fuertes.
O konuyu bayağı ciddiye aldığını da iyi biliyorum.
Y sé que es muy serio al respecto.
Kelli diye bir kızla tanıştım, bayağı da iyi biri o gidiyordu orada, gençlik grubu gibi bir şey.
He conocido a una chica, Kelli, y es muy simpática, y ahí es a donde va, es como un grupo juvenil.
- Ya da ne kadar iyi olursa olsun.
O bueno.
Daha iyi şartlar ya da kardeşine daha iyi bir iş için.
Por un trato mejor o un empleo mejor para su hermano.
Güzel. Bu iyi haber çünkü iyi olduğum bir şey varsa o da var olmaktır.
Bueno, está bien.
Evet, ingilizcem o kadar iyi değil ama sanırım Bay Covington da senin erkek arkadaşın olduğunu söylüyor.
Mi inglés no es muy bueno, pero creo que el señor Covington dice que también es tu amante.
Sebebinden ya da kaynağından emin değilim. Ama gevezeliğine bakarsak o çocuk iyi ama kafasından sorunlu.
Yo no puedo decir con seguridad que causa o fuente, pero por su parloteo, ese muchacho está bueno y tocado.
O artık Gabe ile birlikte. Bu da iyi bir şey çünkü ben onunla olduğumda kötü şeyler oluyor. Tam da bu yüzden ondan olabildiğince uzaktaki kanepemde olacağım.
Y ella está con Gabe, lo cual es una cosa buena, porque cuando estoy con ella, suceden cosas malas, razón por la cuál me voy a quedar muy lejos, ahí mismo, en ese sofá.
Liseyi hamile kalmadan ya da tutuklanmadan bitirsen de gayet memnun olurum ama durumlar hiç iyi görünmüyor.
Pero estaré satisfecho si solo... Terminar el instituto sin ser detenida o embarazada, pero las cosas no parecen estar bien ahora.
İyi çocukları sevmemize izin ver. Korkuyla yalan, küfür ya da hırsızlıktan biri olmaksızın onların yollarını öğrenip onlar kadar kötü olmamıza engel ol.
" Amemos a los buenos niños y no juguemos con ninguno que mienta o diga groserías o robe por miedo aprendamos de sus caminos y no ser tan malo como ellos.
Sen de kendini iyi hissedeceksin, o da kendini iyi hissedecek.
Te sentirás mejor, se sentirá mejor.
Ve Ana da iyi biri olarak geldi ve bizden 10 bin dolar istedi aksi takdirde savcıya gidermiş de.
Y Ana, como es una persona encantadora, fue a verme y me pidió que le diéramos 10.000 dólares o se lo diría al fiscal.
O da hainlerin takımının bir parçasıydı ve onları çok iyi tanıyordu...
Era parte del escuadrón de los traidores y los conocía bien...
İyi bir adam olduğunu biliyorum. O iyi adamın hala oralarda bir yerde olduğunu da biliyorum.
Sé que eres un buen hombre, y sé que ese hombre aún está en alguna parte.
İyi. 8 ya da 9 yıl öncesinden olması biraz zorluk yarattı o kadar.
Bueno, el hecho de que sea de hace ocho o nueve años ha generado algo de confusión.
Arkadaşlarım Fangtasia'da esir tutuluyorlar ve onları kurtarmak için bu gece epey yardıma ihtiyacım olacak. Kabul etsen de etmesen de sana karşı hep iyi davrandım.
Mis amigos están cautivos en Fangtasia y voy a necesitar mucha ayuda si voy a rescatarlos esta noche, y si quieres, puedes admitirlo o no, he sido buena contigo.
Babanla ilgili en iyi şey korkunç permasına rağmen ne kadar yeteneksiz, şekilsiz, çirkin, acınası ya da belirsiz cinsel tercihlere sahip olursan ol seni kayıtsız şartsız sevecek olmasıdır.
Lo mejor de tu padre y esa horrible permanente suya es que no importa que tan sin talento, deforme, feo, desgraciado o sexualmente ambiguo seas, te querrá incondicionalmente a pesar de ello.
Adam ya dünyanın en aptalca işini yapıp karısını vurdu ya da birileri hayatını mahvetme konusunda oldukça iyi iş çıkartıyor.
O este hombre hizo el trabajo más tonto que he visto al dispararle a su esposa, o alguien esta haciendo un trabajo muy bueno en arruinarle la vida.
- O kadar da iyi değil.
- No demasiado bien.
Psikiyatristi bazı yeni ilaçlara iyi yanıt verdiğini söylemişti o da Büyük Kanyon'a gezinti için gitmeye karar verdi.
Su psiquiatra dijo que le está yendo muy bien con una nueva medicación por lo que decidió irse a una excursión supervisada para ver el Gran Cañón.
Ya işinde çok iyi değil ya da çok iyi.
O no le está yendo muy bien o le está yendo muy bien.
- Ya da daha iyi yetişmiştir.
O quizás solo lo plantea mejor que eso.
Bir seçim yapacaktım. Ya daha iyi bir dansçı olacaktım ya da daha iyi bir adam.
Tenía que tomar una decisión... ser el mejor bailarín o el mejor hombre
"İyi notlar alıp hayatta başarısız olmamak için bu 15.yüzyıl lirik şiirini ezberleyin ve Fransız devrimi üzerindeki etkisi üzerine yorum yapın ya da, toplumda değersiz bir insan olun."
( Imitando a un profesor ) "Ten éxito aquí o sé un fracaso en la vida" " Aprende este poema del siglo XV y compáralo con la Revolución Francesa
Ya bize iyi niyetinle yardım edersin ya da robotuma senle iskeletini duvarın öbür tarafına attırtırım.
Mira, o bien nos ayudas por las buenas, o haré que mi robot te lance a ti y a tu traje por encima del muro.
Piyasadan pay almanın tek yolunun onların yaptıklarından daha iyi veya daha ucuzunu ya da her ikisini de yapmak olduğunu ve elindekiyle yetinirsen bunu yapabileceğini biliyorsun.
La única forma de hacerse con cuota... de mercado es haciendo lo que ellos hacen pero mejor o más barato, o ambas cosas, y puedes hacerlo si te ajustas a lo que tienes.
Gelmiş geçmiş en iyi nine, teyze ya da büyükanne, artık neyse o olacağım.
Voy a ser la mejor yaya, o tía, o abuela, o lo que quieras llamarme.
Kindred olsun ya da olması, işe görecek bir oyalamamız olsa iyi olurdu.
Gemelo o no, me sentiría mejor si tuviéramos nuestra propia distracción totalmente cargada.
O iyi biri, o da...
Es un buen tipo. Se merece...
İyi şanslar ya da...
Buena suerte o...
Aslında o kadar da iyi değil.
Bueno, no exactamente bien.
Büyük zorluklarla iyi birini buluyorsun o da sorunlu çıkıyor.
Usted encontrará una buena persona con gran dificultad. Y tienen un problema con eso también.
- İyi o zaman. Eğer öpüştüyseniz tekrar öpüşmek çok da sorun olmaz.
Si se besaron, entonces no sería para tanto...
Ya da belki sadece iyi olmalarını emrettiğim için iyiler.
O, quizá, se comportan así porque se los ordené.
En iyi yaptığın işi yap. Ben de teknisyenleri suç mahalline yollayayım bakalım lastik ya da ayak izi bulabilecekler mi?
Concéntrate en lo que haces mejor y haré que los técnicos vayan a la escena del crimen para ver si pueden encontrar rastros de ruedas o huellas.
Martha, birini baştan çıkarma ya da romantizm konusunda hiç iyi olamadım.
Martha, no he sido nunca bueno con la seducción o el romance.
Hayatınızdaki bir skandalın ya da trajedinin iyi tarafı uyarı ikazının en iyi şekli olmasıdır.
El lado positivo de un escándalo o una tragedia en tu vida es que es la mejor llamada de alerta.
- Ya da bu ibneyi öldürürüz. En iyi seçeneğimizi yaparız.
O nos cargamos al hijo de puta, y seremos la mejor opción.
Ya da yok- - Ya da "İyi iş çıkardın." demişti. Ama bunu kastetmek istemişti, bu yüzden...
O no, o dijo "Hiciste buen trabajo", pero fue en serio.
Ya da bunun yerine eve girip bana daha iyi bir eğlence sunmaya ne dersin?
¿ O preferirías entrar a la casa y ofrecerme un mejor entretenimiento?
Seni nasıl kurtardığım hakkında iyi bir konuşma yaptım o da kendini suçlu hissedip suçu üzerine aldı.
Le di un gran sermón sobre cómo lo hice todo para rescatarte, y él sintió tan culpable, que realmente aceptó la culpa.
Bence Defiance o koltukta başka birisi otursa da iyi durumda olacaktır.
Creo que Defiance estará bien con otra persona en su lugar.
o da ne 669
o da benim 38
o da olur 28
o da sensin 43
o da yok 16
o da var 56
o da ne demek 78
o da nedir 79
o da burada 16
o da dedi ki 42
o da benim 38
o da olur 28
o da sensin 43
o da yok 16
o da var 56
o da ne demek 78
o da nedir 79
o da burada 16
o da dedi ki 42
o da beni seviyor 25
o da nesi 25
o da bana 49
o da 410
o da kim 286
o da mı 21
o da gitti 18
o daha bir çocuk 37
o da kimdi 18
o da doğru 23
o da nesi 25
o da bana 49
o da 410
o da kim 286
o da mı 21
o da gitti 18
o daha bir çocuk 37
o da kimdi 18
o da doğru 23
o da ne öyle 27
o da öyle 48
o daha çocuk 50
o da neydi 223
o da nereden çıktı 18
o da neydi öyle 27
o da öldü 29
o da değil 31
o da oradaydı 16
o da öyle 48
o daha çocuk 50
o da neydi 223
o da nereden çıktı 18
o da neydi öyle 27
o da öldü 29
o da değil 31
o da oradaydı 16