O da ne öyle tradutor Espanhol
416 parallel translation
- Joe, o da ne öyle?
- Joe, ¿ qué tienes ahí?
O da ne öyle?
¿ Qué es eso, de cualquier forma?
O da ne öyle?
¿ Qué se supone que es eso?
Louvre mu? O da ne öyle?
El Louvre. ¿ Qué es eso?
O da ne öyle?
¿ Qué tienes ahí?
- O da ne öyle? - Dolama.
Qué tienes?
O da ne öyle arkadaş hiç para alır mı?
¿ Un amigo acepta dinero?
O da ne öyle, Ralph?
- ¿ Qué hay, Ralph?
O da ne öyle?
¿ Qué diablos es eso?
- O da ne öyle?
- ¿ Qué es eso?
O da ne öyle?
Que es eso?
O da ne öyle?
¿ Qué demonios es eso?
Aman Allah'ım, o da ne öyle?
- Dios bendito, ¿ qué es eso? - Es una de las mascotas de Frank.
O da ne öyle?
¿ Quién coño es ése?
O da ne öyle?
? Que es?
Allah aşkına, o da ne öyle?
¿ Qué tienes ahí, por el amor de Dios?
O da ne öyle?
¿ Qué es eso?
Jenny, o bakış da ne öyle?
- ¿ Por qué pones esa cara? - Dime sólo lo bueno.
Genç efendimin ölümüyle ben ne kadar bedbaht olduysam bir gün onun da karısı olursa o da kocasının ölümüyle o kadar bedbaht olsun. Evet, öyle olsun.
¡ Que si tuviera esposa, sea más desgraciada por su muerte... que lo soy yo... por la de mi joven señor... sí, la tuya!
Öyle mi? O da ne demek?
- ¿ Qué es listo?
Dün gece otelde, 12 saatlik bir uyku için uzandım ve aman tanrım, o korna sesleri ışıklar ve sokakta gülüşüp duran o kızlar da ne öyle.
Anoche iba a dormir mis 12 horas en el hotel y, Dios, qué ruido había en la calle luces y voces de chicas riendo.
Senin ne düşündüğünü de. O adamın da öyle.
Sé lo que piensan tú y él.
Bu püskül ya da her ne ise, öyle görünüyor ki, bir kumaştan falan yırtılmış olabilir.
Esta borIa o Io que sea parece de alguna cortina.
O kadar da aptal değiliz Simon. Her ne kadar sen öyle olduğumuza inanmak istesen de.
No somos totalmente estúpidos, Simon aunque eso creas.
Aynı şey gibiydi... Ne bileyim, kriz ya da öyle birşey.
Fue como- - No sé, un ataque o algo.
Öyle olsun, evet, o aşağıda. Başka ne bekliyordun ki?
Pues sí, está abajo. ¿ Esperabas otra cosa?
O gece öyle yorgundum ki, hemen uykuya daldım. Ama bu defa da ben bir rüya gördüm. Ne kadar acınası olduğunu anlatamam.
Aquella noche, en una pesadilla fruto del gran cansancio, también yo tuve un sueño, no sé hasta qué punto premonitorio.
Ne kadar sevdiğini anlamamıştım. O da öyle.
No sabía hasta qué punto, ni él tampoco.
O da ne demek öyle?
¿ Qué quieres decir?
Radojka'nın babası bile değil ; amcası ya da öyle bir şeyi mi ne?
Ni siquiera es el padre de Radojka, ¿ es un tío o algo?
Karısı alışveriş merkezinde müdürlük mü ne yapıyormuş. Ya da öyle diyor işte.
Su mujer trabaja en unos grandes almacenes, es la supervisora o algo así, o al menos eso dice.
O ceketin içinde ne kadar da büyümüş gözüküyorsun. Öyle ama.
Pareces una persona mayor con la chaqueta nueva.
- O da neydi? Demin ne yaptın öyle?
- ¿ Qué es eso que acabas de hacer?
Bizim ne olduğumuzu düşünüyor, tuhaf ya da öyle birşey mi?
¿ Qué cree que somos, raros o algo así?
Çocuklar ne yapacağı kestirilemez, ya da öyle derler. Çok sayıda bizzat çocukla tanışma ayrıcalığım olmadı.
Los niños son caprichosos, o eso dicen, no tengo el privilegio de conocer a muchos personalmente.
- Tanrım, o çocuk da ne öyle?
Cielo, ¿ viste ese muchacho?
Seni iğneyle uyutacak halim yoktu. O da ne demek öyle? Veteriner şakası mı?
¿ Qué es eso, humor veterinario?
O zırıltı da ne öyle?
¿ Qué es ese terrible ruido que estás haciendo?
Öyle bir Bölge Savcısı vardı ki adam ne zaman ya da nasıl hüküm giydireceklerinden değil beni nasıl öldüreceklerinden bahsediyordu.
Tienes un Fiscal del Distrito... que no habla de... cuándo te condenarán o cómo te condenarán... sino que habla de cómo va a matarte.
Yarın ne olacağı o kadar da fark etmiyor çünkü insanız. Öyle değil mi?
No importa lo que ocurra mañana porque somos hombres.
O aşağıdaki ışık da ne öyle?
¿ Qué es esa luz de ahí?
O bakış da ne öyle?
De que se trata esa miradita?
O surat da ne öyle?
¿ Por qué pones esa cara?
- Bu da ne? - O da ne öyle?
- ¿ Qué es esto?
O da ne öyle...
¿ Qué demonios...
Ya hemen kalkarsınız, ya da sizi... buradan öyle bir çıkartırım ki ne olduğunuzu şaşırırsınız.
O se levanta usted o lo sacamos a rastras... tan rápido que sus calzoncillos no podrán despedirse del culo.
- Bana ne! Burada mı dayak yemek istersin yoksa seni dışarı çıkarayım da öyle mi halledelim meseleyi?
¿ le atizo aquí, o fuera?
Ne komik, cinayeti araştırdığımızda o da önce öyle dedi.
Eso dijo él sobre usted cuando empecé a investigar.
Yani, o kaşlar da ne öyle?
Lo sé, ¿ qué le pasa en las cejas?
O surat da ne öyle?
Hey, por que pones esa cara?
Ya öyle ya da dul Saffrin'in başına bir kaza gelirse ne olur?
Eso, o quizá, ¿ qué tal si la viuda sufre un fatal accidente?
o da ne 669
o da benim 38
o da olur 28
o da sensin 43
o da yok 16
o da var 56
o da ne demek 78
o da iyi 30
o da nedir 79
o da dedi ki 42
o da benim 38
o da olur 28
o da sensin 43
o da yok 16
o da var 56
o da ne demek 78
o da iyi 30
o da nedir 79
o da dedi ki 42
o da burada 16
o da beni seviyor 25
o da nesi 25
o da bana 49
o da 410
o da kim 286
o da gitti 18
o da mı 21
o da kimdi 18
o daha bir çocuk 37
o da beni seviyor 25
o da nesi 25
o da bana 49
o da 410
o da kim 286
o da gitti 18
o da mı 21
o da kimdi 18
o daha bir çocuk 37
o da doğru 23
o da öyle 48
o daha çocuk 50
o da neydi 223
o da nereden çıktı 18
o da neydi öyle 27
o da değil 31
o da öldü 29
o da oradaydı 16
o da öyle 48
o daha çocuk 50
o da neydi 223
o da nereden çıktı 18
o da neydi öyle 27
o da değil 31
o da öldü 29
o da oradaydı 16