English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ O ] / Ona anlat

Ona anlat tradutor Espanhol

2,201 parallel translation
Petrol olmadığına dair teorini ona anlat.
Quizá le gustaría contarle su teoría de que no hay petróleo.
- Evet... lütfen bunu biraz ona anlatın.
Si, por favor hágalo entrar en sentido.
Gerçekte ne olduğunu ona anlat.
Dile lo que realmente sucedió.
- Ona anlat, Harris.
- Dile qué significa, Harris.
Fakat burada kalamam ve neyi yanlış yaptığımızı ona anlat. Çünkü yapmadık.
Pero no voy a quedarme aquí y decirte que fue un error, porque no lo fue.
- Geç kalıyor ama gel de bunu ona anlat.
- Con él nunca se sabe.
Neler olduğunu ona anlat.
Dile lo que ocurre.
Oraya gidip ona olan biteni anlat!
Escucha, sólo debo subir y decirle que sucede.
Ölseydin, ona onun için yaptıklarını anlatırdım.
Y si hubiera muerto, le habría dicho lo que hizo por ella.
Bana söylediklerini ona da anlat.
Dile lo que me dijiste.
Anlat ona.
Díselo.
Ona, lobide bir şeyler anlatıp gülüyordun.
- Bromeabas con él en el lobby.
Ona her şeyi anlat. - Anlatırım.
Cuéntele todo.
Hadi anlat ona.
Vamos, díselo.
Bizi içeriye alırsa, bana anlattığın hikayeyi anlat ona.
Si entramos, cuéntale la historia como me la contaste a mí.
Yama, ağlamayı kes de ona neden geldiğini anlat!
Deja de llorar y dile lo que le habías escrito.
Anlat ona.
Cuéntale.
Annesinin içinde uyurken ona bunlar resimler şeklinde mi anlatılıyor?
¿ Se le dice en imágenes mientras duerme dentro?
Anlat ona!
- ¿ Adónde va?
Gerçekten ona karşı olan duygularını anlat.
Di lo que en verdad tu corazón piensa.
- Anlat ona. Fantom sana anlatacak.
- Adelante, Fantasma le explicará.
Anlat ona, anlat
Dile, dile
- Anlat ona, anlat
- Dile, dile
Durma anlat ona.
Adelante. Cuéntale.
Anlat ona.
¡ Dile!
Belki de büyük bir başarını anlatırsın ona, ne dersin?
Tal vez puedas decirle lo que es ser un triunfador, ¿ eh?
Artık seni bulduğuma göre, tam yerini ona söyleyebilirim. Ya da yalan söyleyip, çoktan öldüğünü anlatırım.
Así que ahora que te encontré, puedo decirle exactamente dónde estás o puedo mentir y decirle que ya estás muerto.
- Anlat ona.
Dile.
Sabahtan beri onun ne kadar önemli olduğunu anlatıp duruyorsun. Tek yapmamız gereken bu kaltağın dirilmesini beklemek ve ona kılıcı saplamaktı...
Tu eres el que anda diciendo lo importante que es y que es lo único que puede matarla y te has olvidado la maldita espada?
Ben dönünce hayatımızın nasıl olacağını anlat ona.
Puedes enseñarle cómo se verá cuando yo regrese.
Anlat bunu ona!
¡ Díselo!
Evet, hemen durmalısın, onla seks yapamayacak kadar ona saygı duyduğunu anlat gitsin.
- Tienes que parar inmediatamente. Dile que la respetas demasiado para tener una relación sexual con ella.
ANLAT ONA.
Díselo.
ONA, SEVDİĞİM KADINA NELER YAPTIĞINI ANLAT.
Dile lo que le hiciste a la mujer que amaba.
Ona derdini anlat, sana yardımcı olacak.
Dile lo que te está pasando y ella te hará sentir mejor.
Ciddiyim, ona bir şey anlatırsak sinir krizi geçirir ve bu gece orayı doldurur.
En serio, si le dices algo, enloquecerá. Nos hará empacar hoy.
Ona bu oyunun Canterbury Hikayeleri ile Don Kişot arasında bir geçiş oyunu olduğunu anlatıyordum.
Es una mezcla entre Los cuentos de Canterbury y Don Quijote.
Ve ona ne yapacagimi anlat.
Y dile qué le voy a hacer.
- Anlat ona.
- Cuéntale.
Anlat ona, Roger.
Cuéntale, Roger.
Anlat ona.
Dígaselo.
Ama dur bir saniye. Olduğunu nasıl ispatlayacaksın? Ona bu hikayeyi anlatırsan inanmaz ki.
pero aparentemente, en algún momento mencioné que Tommy... dijo que no tenía chances con ella, y se ve que a nuestra "mademoiselle"
Ona her şeyi anlatıp, parayı alıp, ayrılsa mıydım?
¿ Despertarla, coger el dinero e irme?
Ona Lukas, Fridrich ve Goljan'ın keşfini de anlat!
Dile lo que descubrieron Lucas, Frederic y Golden.
Ona söylemeyeceksin, asla çünkü söylersen, ben de ona sırlarını anlatırım ve seninle bir daha asla konuşmaz.
No se lo dirás, nunca. Porque si lo haces, le contaré tus secretos y nunca más te volverá a hablar.
'Benim'derken demek istiyorum ki... Ne demek istediğimi anlat ona Jack.
Y cuando digo'para mi', quiero decir... díselo Jack.
Ne gördüğünü, ne duyduğunu ne kokladığını dahi ayrıntılarıyla anlat ona.
Lo que viste, lo que oíste... incluso lo que oliste. Cuéntaselo todo con el mayor número de detalles.
Anlat ona, Alice.
Díselo, Alice.
Confessor'ünün onu sevmekten hiç vazgeçmediğini ve büyüyü geri çevirip ona dönemese bile Confessor'ünün onu sonsuza dek Yeraltında bekleyeceğini anlat.
Dile que su propia Confesora nunca dejó de amarlo. Y que si no puede deshacer la magia, si no puede volver a ella, entonces... Ella lo esperará en el Inframundo.
Ona gerçeği anlatırsan anlayacaktır.
Y si le dices la verdad, él lo entenderá.
Sen ona dertlerini anlatırsın o da onları senden uzaklaştırır.
Le cuentas tus problemas, y ella los aleja de ti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]