English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ P ] / Para bende

Para bende tradutor Espanhol

2,784 parallel translation
Nasıl göründüğünün haberi yok,... ve bende de bunu ona söyleyecek yürek yok.
Él no se da cuenta de su aspecto, y yo no tengo corazón para decírselo. ¿ Nos puede traer unos menús?
Bilirsin işte, onu arar ve "Ceketin bende kalmış" derdim.
Para que, ya sabes, llamarlo y decirle "Tengo tu chaqueta".
Bende onu diyorum, "Köpek!" Onda ki amaç nedir?
- ¡ Eso dije yo, "un perro"! - ¿ Y eso para qué?
Sen bu gece bunu bir düşün bende Cumartesi sabahı ilk iş buraya geleyim giyinmiş ve benim küçük kar tavşancığımla kaymaya hazır olarak?
¿ Porqué no vienes a dormir, y te traigo a primera hora de la mañana el sábado,... idónea, lista para embarcarte con mi conejito de nieve?
İkimiz içinde en iyisi kristalin bende kalması.
Pero creo que es para mejor, para ambos, si yo me quedo con el cristal.
Ama o semboller bende hiçbir anlam ifade etmiyor.
Pero esos símbolos no tienen sentido para mí.
'Bende, bu kadar para yoktu, bu yüzden yapamacağımı söyledim.'
No tenía esa cantidad de dinero, así que le dije que no podía.
Roxy Müzik bende zaman makinesi inşa edip 70lere gidip Brian Ferry'e bir beşlik çakma isteği uyandırdı.
Dios. "Roxy Music" me hace querer construir una máquina del tiempo sólo para que pueda volver a los'70s y darle a Bryan Ferry un'dame esos cinco'.
* Uzun bir hayat var önümde, verecek çok sevgi var bende *
* Sé cómo estar viva * * Tengo toda la vida para vivir * * Y tengo todo mi amor para dar *
Bu beden sonsuza dek bende kalmayacak ama onu kaybedinceye dek hışırını çıkarmaya niyetliyim.
Ahora, voy a tener que llevar esta mierda conmigo para siempre, Pero hasta que se vaya, voy a sacar este cuerpo.
Bende aynısını yapardım. - - Little T'yi içeri almak için muhbir uydur.
Yo también lo haría... inventarme un confidente para hundir al Pequeño T.
Cavanaugh onu sorgulamaya.. .. hazırlanıyor. Bende izleyeceğim.
Cavanaugh se está preparando para interrogarlo.
Çünkü şimdi fark ettim ki eğer sen bana böyle fena bir şey yaptıysan bende sana en az bu kadar fena bir şey yapmış olmalıyım.
Porque me doy cuenta de que para que me hagas algo tan cruel, debo de haberte hecho algo más cruel aún.
Ve bende seninde onların ailesiden olduğuna eminim.
Y estoy seguro de que tu has sido como familia para ellos también.
Düşündüm ve aslında seni arabada yalnız bıraktığım için suç bende.
Mira, pensé al respecto y para ser honesto probablemente sea mi culpa dejarte solo en el auto.
Bende işe yaradı.
Funcionó para mí.
Keşke bende orada olup bunları duyabilseydim
Ojalá pudiera estar allí para oírlo.
Şimdi bu duruşmayı Atlantic bölgesinde tutmak için aklında neler olduğunu söylemiyorsun ki bende hakim ve jürileri etkileyebileyim?
Ahora ¿ por qué no me dices lo que tienes en mente para mantener el juicio en el condado de Atlantic, de modo que pueda trabajarme al juez y al jurado?
Bende o benim, Robert'a ezber yaptırıyordum dedim.
He dicho que solo era yo recitando el sermón de Robert para mí mismo.
Bende öyle bir izlenim bırakmadı.
No dejó huella alguna en mí, ni para bien ni para mal.
Bende tam da o gerginliği alacak şey var.
Bueno, tengo justo lo que necesitas para eso.
Preity eve gitmek istedi, bende onu evine bıraktım.
Preity quería ir a casa, así que me fui, para dejarla.
Bende sana bir içecek ısmarlardım. Kamuflaj için, bilirsin?
Y luego me habrías comprado una bebida para compensar, ¿ sabes?
Eve gidiyorduk ve, O sokak lambalarını tutup devirmeye başaladı ve bende koçum bak dedim İlk yatış için bile olmazsın benim standartlarım var
Estábamos caminando a casa y el empezó... a atacar hacia el poste, y yo en plan, "Tío, incluso para acostarse una primera vez, tengo principios"
Bende kolay paraya karşı gelecek disiplinin olmadığını söylüyor.
Dice que no tengo disciplina para resistir el dinero fácil.
Bende tam Aspene, kayak yapmaya gidiyordum
Salgo para ir a esquiar a Aspen.
Ve sehpama baktım, Bende birkaç bozuk para ve gitar kartları vardı, ve anladım ki ben bunları hak etmemiştim. Demek istediğim, biliyorum sen de Boby gibi oyun kartı gibi şeyleri hak ettin.
Miré a mi mesilla, tengo un par de púas de guitarra y algo de dinero suelto, y sé que no merezco nada más, quiero conseguir una tarjeta como la que tiene Bobby, pero eso me hizo empezar a pensar en mis hijos, Amber y Srew,
Para hâlâ bende.
Todavía tengo el dinero.
Arthur kazanamayacak çünkü bunu sağlayacak güç bende.
Arthur no ganará porque tengo el poder para asegurarse de que no lo hace.
Herkes aranacak ve altın anahtarla giriş yapılabilecek. Ayrıca sadece ikimizde var. Biri bende yani.
Todos serán escaneados y para acceder hace falta una tarjeta dorada y sólo somos dos los que la tenemos.
Evet, bende seninle Chul hakkında konuşmak istiyordum.
Sí, quería reunirme contigo para hablar sobre Chul.
Kızlar, elbise sorunlarımızın çözümü bende.
Amigas, tengo la respuesta para nuestros problemas de vestidos.
Sadece bende düzeltmesi gerekecek tek bir şey olacak.
Seria otra cosa para arreglar de mi.
Bende bu yüzden buradayım.
Para eso estoy yo.
Komutanın bende olduğunu göstermek için daha fazla neden belirtmeme gerek yok..... ve asiler daha fazla tolore edilmeyecek. Gerçek şu ki..
Razón de más para enviar el claro mensaje de que estoy al mando y no se tolerará la insubordinación.
Baba olmak hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Bende onu ebeveyn sınıflarına Yazdırdım.
Él no sabía nada de ser un padre... así que, lo puse en una clase para padres...
Bu yüzden, bende yapımcıyı etkileyebileceğim engelli bir hayvan arıyorum.
Así que ahora, estoy buscando animales inválidos para impresionar a los productores.
Pekala, siz bayanlar benim için çok yemek pişirdiniz ve bende böylece size olan borcumu ödemiş oluyorum.
Bueno, ustedes siempre cocinan para mí, y pensé que una pequeña retribución era lo adecuado.
Edgar aldırdı bana. Numaralarımın yarısını sildi bile. Senin hatırlama gücün bende olmadığı için özür dilerim.
Edgar me hizo tenerlo... ya se han borrado la mitad de mis números... lo siento, no tengo tus poderes para recordar.
Birini kendisi Vietnam'a götürecek diğeri ise bende kalacak ve kayıtları karşılıklı olarak birbirimize göndereceğiz.
Se llevara uno a Vietnam y yo me quedare con el otro para grabarnos cintas y enviarnorlas por correo.
Kendi halkıma yardım etmek için bende anlamak istiyorum.
Quiero comprender como tú, para ayudar a mi gente.
- Bende hiç müzik kulağı yoktur.
Ya han comido. Bien para algunos.
Nedense bende de bir şeylere vurma isteği uyandı.
Y cabeza a la sala de formación? De repente soy en el humor para pegar algo.
Bende ona evde çalışması için bıçağı verdim.
Se cortó. Así que le di un cuchillo para que se lo llevara a casa y practicara con él.
Ama hiç gecikmem.Bu onur meselesi bende.
Pero... jamás me retraso ; y es una cuestion de orgullo para mi...
Bende daha fazla ışık koymak istiyordum, ama babam işle mişle çok meşgul olduğunu söylüyor.
Yo quería poner luces en nuestra casa pero mi papá dice que él está muy ocupado para trabajar y eso.
- Bende de senin için bir şey var.
- También tengo algo para ti.
İşi tamamlamak için gerekenler bende yok, bunun farkındasınız.
Es una causa para la que no tengo los medios necesarios.
Hulk'a giden o uzun yolda, onu öldüreceğimi biliyor. O yüzden kıyıya doğru kaçıyor, Bende peşinden o siyah kalbini yalancı ağzından çıkarmaya gidiyorum.
En la larga caminata al barco él sabía que lo mataría, así que se alejó de mí lo perseguí para arrancarle el corazón y destrozarle la boca.
Bende onu neler yapabileceği konusunda teste tabi tuttum.
Así que, lo puse a prueba, para ver lo que podía hacer.
Bende senin Benicio ve Irene'i eve bırakabileceğini önerdim.
Así que, ofrecí tus servicios para llevar a Benicio e Irene a su casa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]