Para için mi tradutor Espanhol
63,691 parallel translation
Para için mi?
¿ Por el dinero del premio?
Tüm bunları para için mi yaptınız?
¿ Hiciste todo esto por dinero?
Onu sen kaybettin. Müvekkilime tuzak kurmak için kullandığın telefonunu keşfetmiş olmasından sonra.
Lo perdiste después de que descubriera el teléfono desechable que usaste para incriminar a mi cliente.
- Bu kez gerçekten tutuklanabilmen için mi?
- ¿ Para que nos puedan arrestar - de verdad esta vez?
Wallace vurulduğunda yanında olan ve sonra da gözleri oğluma çevirten şu çocuk senin için çalışıyordu. "Şu çocuk"...
Ese chico, el que estaba al lado de Wallace cuando fue asesinado y señaló a mi hijo, trabajaba para ti.
Günahlarının bedelini ödemek için lahanayla kendine işkence mi ediyorsun?
¿ Torturarte a ti mismo con berzas para pagar por tus pecados?
- Yemek için mi duruyorsun?
¿ Estás parando para comer?
Önceden kardeşim ve yeğenlerimi görmek için her hafta sonu o yoldan giderdim. Neredeyse her seferinde yolda bir kaza görürdüm.
Yo conducía por esa autopista todos los fines de semana... para visitar a mi hermano y a sus hijos... y casi siempre veía un accidente.
Ve butun dunyada, hapse dusmus insanlari cikartmak icin yardimima ihtiyaci vardi.
Y necesitaba mi ayuda para liberar presos por todo el mundo.
Adamin birinin kulleri icin 10 milyon riyal degerinde para mi odedin cidden?
¿ De verdad pagaste el equivalente a diez millones de riales por las cenizas de un tío?
Dünyanın dört bir yanında hapse atılmış insanları kaçırmak için benim yardımıma ihtiyacı varmış.
Y necesitaba mi ayuda para liberar presos por todo el mundo.
Pis bir iş için beni kullanıyorsun, değil mi?
Me estáis usando para alguna especie de operación encubierta, ¿ verdad?
Ve bütün dünyada, hapse düşmüş insanları çıkartmak için yardımıma ihtiyacı vardı.
Y necesitaban mi ayuda para sacar a gente de prisiones de todo el mundo.
Hayatıma baştan başlamak için hızlı yoldan para kazanmak istedim.
Solo quería algo de efectivo rápido para reiniciar mi vida.
Bunlar beni cezalandırmak için mi?
¿ Todo esto es para castigarme?
- Pekâlâ, Roci ne için yapıldı? Yirmi, otuz kişi için mi?
Bien, ¿ para cuántos fue construida la Roci?
"Para kazanıyorum, topluluğum için istihdam yaratıyorum falan falan..." NasıI gidiyor?
"Gano dinero, doy trabajos en mi comunidad bla bla bla"... ¿ Cómo le va?
Sırf ona ulaşmak için üç dört kişiyi mi öldüreceksin?
¿ Vas a matar a tres o cuatro tipos solo para tener acceso a él?
Düşmanımı tanımak için, düşmanıma dönüşmek zorundayım.
Para conocer a mi enemigo, tenía que convertirme en mi enemigo.
Yin fen bağımlılığımı yenmeliydim ve Londra da bunu yapmak için en uygun yer değildi.
Tenía que superar mi adicción al yin fen, y digamos que Londres no era el mejor sitio para hacerlo.
- Beynimde ne sorun olduğunu öğrenmek için o şeyi kullanalım.
¿ Cuál es su idea? ¿ Por qué no usamos esa cosa para ver qué le pasa a mi cerebro?
Atam benim varlığımı silmek için intihar etti.
Mi antepasado se mató para borrar mi propia existencia.
Bu yüzden mi Bratva'ya katıldın? Kovar'a ulaşmak için... Çünkü ona söz vermiştin, değil mi?
¿ Por esto se unió a la Bratva, para llegar a Kovar, porque le hizo una promesa a ella?
Partiden kastın DNA'sını almak için kurduğum müthiş tezgah ise, evet, doğru söyledin.
Si por fiesta, te refieres a mi brillante artimaña para coger su ADN, entonces, sí, estás en lo correcto.
Böylece farklı bir kadının ölümü için intikam alabilir mi oluyorsun?
¿ Para poder vengar la muerte de otra mujer?
Seni nihayet öldürebilmeleri için mi?
¿ Por qué? ¿ Para que puedan terminar de matarte?
Neye dönüştüğümü kendi gözlerinle görmek için mi?
¿ Para ver por ti misma en qué me he convertido?
Kaçmak için benim uçağımı kullanarak değil mi?
Utilizando mi avión para escapar, ¿ cierto?
İşimi kaybetmemek için yağ çekmem gerekeceği hiç aklıma gelmezdi.
No me di cuenta de que tendría que ser tan amable para salvar mi empleo.
- Kadınların para için evlenmesi mi?
- ¿ Mujeres casadas con viejos por dinero?
Bu ailemiz için çok önemli.
Significa mucho para mi familia.
Beni arabasına almak için mi?
¿ Para darme un paseo?
Müvekkilim olay yerini tıbbi yardım almak için terketti, gördüğünüz gibi bu hukuka uygun bir harekettir.
Mi cliente se fue de la escena del accidente para recibir atención médica, como puede ver, ejerciendo su derecho según la ley.
Bunun için üzgünüm aşkım ama bu okulu asman için bir sebep değil.
Pues, lo lamento mucho, mi amor, pero no es razón para abandonar la escuela.
Gray ve Molloy'u, yakalatmak için tüm gücümü kullanacağım, tamam mı?
Voy a hacer todo a mi alcance para atrapar a Gray y a Molloy, ¿ bueno?
Bunu söylemek için mi aramış?
¿ Te llamó para decirte eso?
Monte, projemin çocukları için bu okulu düşünen aileler için uygunsuz olduğunu düşünüyor.
Monte no cree que mi proyecto sea apropiado para las familias potenciales, así que...
Düşünceli bir ebeveyn olarak müdür yardımcısı sıfatımla değil, okul dışında, LGBT olan bu çocuklar için, buna kendi oğlumda dahil seks eğitimi dersi organize ettim.
Como madre preocupada, no como subdirectora, organicé una clase de educación sexual LGBT fuera del colegio para educar a los chicos que fueron excluídos, como mi hijo.
Ama ne yapman gerektiğini biliyorsun, değil mi, paramı mahvettiklerinden bana geri dönebilmen için?
Pero ¿ sabes lo que tienes que hacer para volver conmigo, por perder mi dinero?
Çalışmak için buraya geldim çünkü herkes ofisime uğrayıp nasıl olduğumu soruyordu ve benim de ilgiye ihtiyacım yok ayrıca daha yeni Oliver'la görüştüm telefonda ve dediğine göre Rusya'ya gidiyormuş, o yüzden senin burada ne işin var?
Bueno, me he venido a trabajar aquí porque todo el mundo estaba pasándose por mi despacho, para preguntarme cómo estoy, pero no necesito distracciones, y, por cierto, acabo de colgar con Oliver, que dice que se va a Rusia, así que, ¿ qué estás haciendo aquí?
- Belediye Başkan Vekili için çalışıyorum, bu da asistanım.
Trabajo para el vicealcalde. Él es mi asistente. ¡ En sus sueños!
Bunu tatil için mi yapıyoruz sanıyorsun?
¿ Crees que esto es para irme de vacaciones?
Yeni blogum için haber yapmakla meşgulüm.
Estoy ocupada reportando para mi nuevo blog.
Sanırım T kürem için yeni bir amaç buldum.
Creo que ya encontré un nuevo uso para mi Esfera-T.
En sevdiğim güçlü çiftim için sırada ne var?
¿ Qué es lo siguiente para mi superpareja favorita?
Babamın yanlışlarını düzeltmek için kostüm giydim. Ama işin temelinde, esasında senin yaptıkların, Dig'in yaptıkları, ekibin benim için yaptıkları aslında hepsi bir yalana dayanıyordu.
Me puse la capucha para corregir los errores de mi padre, pero la base de eso, el fundamento de eso y lo que tú hiciste, lo que hizo Dig y lo que ha hecho el equipo en mi nombre,
Sonraki gün yine bir adım atacağız zira hepimizin artık ciddi anlamda geçmişi geçmişte bırakması lazım ki evlatlarımız Star City'i hayal ettiğimiz gibi teslim alabilsin. Tıpkı babamın ben ve kız kardeşim için hayal ettiği gibi.
Y al día siguiente, otro, porque es hora de que dejemos el pasado atrás para que nuestros hijos hereden la Star City con la que siempre hemos soñado, de la misma forma en la que mi padre soñaba con una mejor vida
Asıl intikamım için sadece hazırlık yapıyordum sadece ıstırap çektirmekle bırakamazdım.
Esa fue mi epifanía. Para castigarte de verdad, no bastaba con causarte dolor.
Kısa bir süre önce John'la dertleşirken özel hayatımdaki ilişkilerin beni zayıf düşürdüğünden bahsetmiştim zira hayatımda birileri oldukça onları korumak için elimden gelenin en iyisini yapmam gerekiyor.
Hace poco tiempo, preocupaba a John... que las conexiones personales que tenía me estuvieran haciendo vulnerable, porque mientras haya personas en mi vida por las que me preocupe, tendré que ser algo más para protegerlas.
Senin için canımı verirken son dileğim buydu.
Fue mi último deseo para ti después de dar mi vida por la tuya.
Taksiyi takip edilmemek için tuttunuz değil mi?
Tomaron un taxi para que no los siguieran, ¿ verdad?