English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ S ] / Sana ne diyeceğim

Sana ne diyeceğim tradutor Espanhol

1,124 parallel translation
Bak, sana ne diyeceğim.
Mira, esto es lo que haremos.
Bak sana ne diyeceğim. Bir saat içinde seninle buluşmak için döneceğim, tamam mı?
Mire, volveremos dentro de una hora exacta. ¿ De acuerdo?
Bak sana ne diyeceğim. Saso'yu hatırlar mısın?
Tengo algo para ti. ¿ Te acuerdas de Saso?
Bak sana ne diyeceğim ;
Pues ahora te lo explicaré yo.
- Bakalım ben sana ne diyeceğim.
- Ya verás como voy a llamarte.
Bak sana ne diyeceğim.
Escúchame.
Sana ne diyeceğim, Trixie.
Oye una cosa, nena.
Bak sana ne diyeceğim, savaşta orada bulunmuş olan gazilerin söylediği bu sözleri duyunca harcadığım emeğe değmiş diyebiliyorum, rahatça.
Cuando los veteranos de esa guerra dicen algo sobre mi proyecto hacen que todo valga la pena. Te diré. Aquí estás tú.
Bak sana ne diyeceğim, belki beni görürsen daha iyi hissedersin.
Escúchame, tal vez si puedes verme te sientas mejor.
Bak sana ne diyeceğim, cin fikirli odamı kiralaman için gereken izni sana şu an veriyorum.
Te doy permiso para que subalquiles mi habitación.
Tamam, bak sana ne diyeceğim.
¿ Qué te parece si el viernes te llevo a comer mucho? Te diré qué haremos.
Bak sana ne diyeceğim niçin ben senin arkadaşını almıyorum?
Te diré qué. ¿ Por qué no llevo a tu amigo...
- Sana ne diyeceğim, bir içki.
- Ya se que es tarde. - Tomaré una copa.
Sana ne diyeceğim, ben gideyim çünkü çok geç oldu.
Mira. Me voy a ir porque es tardísimo.
Sana ne diyeceğim, bir anlaşma yapacağız, ben soru sormayacağım, sen de saatine iki sterlin alacaksın.
Vamos a hacer un trato. Yo no hago más preguntas, y tú cobras dos libras por hora.
Bak sana ne diyeceğim.
Tranquilo. ¡ Tranquilo!
Bak sana ne diyeceğim. Bir polisle birlikte erkekler tuvaletine... keyfimden kapanmadım herhalde.
No vine a encerrarme con un policía en un baño por gusto.
Bak sana ne diyeceğim?
¿ Sabes qué?
Bak sana ne diyeceğim sana etrafı tanıtırım, evdeymiş gibi hissetmeni sağlarım.
Te diré : Te presentaré al resto, te sentirás como en casa.
Sana ne diyeceğim.
Te diré lo que haré.
Bak sana ne diyeceğim, burada bitirilecek bir takım işlerim var.
Tengo que terminar un trabajo.
Stan, sana ne diyeceğim. Homer Simpson, Yüce Tanrı'nın yeşil dünyasındaki en büyük Atom hayranıdır.
Stan, Homero Simpson es el más grande fanático de los Átomos que ha bendecido la verde tierra de Dios.
Bak sana ne diyeceğim.
Hagamos un trato.
Bak sana ne diyeceğim?
Dejame decirte algo.
Bak sana ne diyeceğim, onlar bizi bekliyorlar.
Nos están esperando.
Sana ne diyeceğim.
Te diré que.
Bak sana ne diyeceğim. Biri bir yer aldığında, ya da kirası için yardım istediğinde iyisin. Veya hastalandığında.
Nos echamos una mano si hace falta para pagar el alquiler, o si pierdes en las carreras o te pones enfermo.
- Bak sana ne diyeceğim.
- Te voy a decir algo.
Bak sana ne diyeceğim.
Voy a decirte una cosa.
Sana ne diyeceğim?
Te diré qué haremos.
Bak sana ne diyeceğim.
Te diré algo.
Sana ne diyeceğim.
Te diré qué.
- Sana ne diyeceğim, ben getireyim.
- Te diré que. Yo lo llevaré.
Sana ne diyeceğim. Yarın kontrole gelip görme testinden geçmeye çalış.
Vaya al Departamento de Vehículos a un examen de la vista.
Tamam, bak sana ne diyeceğim.
Está bien, ¿ sabes qué?
Sana ne diyeceğim, evlat. Sen beni büyük bir geyiğin yanına saat 10'da götürüver. Sana extradan 100 dolar vereceğim.
Escucha, chico, si me acercas a un buen macho antes de las diez, van 100 pavos extras.
Bak sana ne diyeceğim.
Y una mierda. Te diré una cosa.
Bak sana ne diyeceğim, sersem asker. Gidip arkadaşlarımla bana içki alsana.
Mira, soldadito idiota cómpranos una copa a mí ya mis amigos.
Bak sana ne diyeceğim, dostum.
¿ Sabes qué, amigo?
Sana ne diyeceğim.
Déjame decirte algo.
Bak sana ne diyeceğim, bu gece, senin gecen.
Hacemos una cosa, esta noche es tu noche
Bak sana ne diyeceğim...
Déjeme decirle algo.
Ne diyeceğim, totoyu tutturduğumda sana George Formby'nin plağını alacağım, tamam mı?
¿ Sabes? Cuando gane la quiniela, te compraré un disco.
Bak ben ne diyeceğim. Sen o 20'liği ver, ben sana mısır ve kolayı alayım...
Oye, dame los $ 20, te compraré rosetas...
Bak, sana ne diyeceğim.
¿ Sabes qué?
Bak ne diyeceğim Ed. Onun gerçek adını söyle... ben de sana yarın silah kullandırayım.
Mira, Ed, dime su verdadero nombre... y mañana te dejaré disparar.
Bak ne diyeceğim, sana çizgi film kanalını alacağım. Tamam.
Bien Voy a llamar a mi trabajo para decir que estoy enferma
Peki, bak sana ne diyeceğim :
De acuerdo, te diré algo.
Bak ne diyeceğim. Lethean'ı bulduğumuzda belki sana bir yürekte buluruz.
Cuando hallemos al leteano, podríamos buscar también su valentía.
Tamam bak ne diyeceğim. Eğer faraşın nerede olduğunu söylersen bunu sana veririm.
Te lo daré si puedes decirme dónde guardamos la pala de la basura.
Bak sana ne diyeceğim...
Te propongo algo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]