Tamamen öyle tradutor Espanhol
343 parallel translation
Şey, tamamen öyle gibiydi Endişelenmeyin, iyi olacaksınız
Bueno, fue algo parecido.
Şey, tamamen öyle gibiymiş
- ¿ No? Pues lo parecía.
Tamamen öyle.
Esa fue la razón.
Tamamen öyle.
Bastante.
Tamamen öyle denemez. Psikiyatri bir salon numarası değil.
La psiquiatría no es un truco de salón.
- Tamamen öyle.
Eso es cierto.
- Tamamen öyle. Sakın bakıpta beni bir şey sanma.
No creas que yo soy descolorido.
Tamamen öyle, efendim.
Sin duda, señor.
Tamamen öyle.
Todo un hombre
Tamamen öyle.
Exactamente.
- Tamamen öyle.
- Eso.
Tamamen öyle, dedektif.
Definitivamente, inspector.
- Tamamen öyle.
Bastante.
Tamamen öyle değil.
No tiene por qué.
- Tamamen öyle.
- Y tanto.
- Tamamen öyle.
- El mismo.
Bence tamamen öyle değil.
No necesariamente.
- Tamamen öyle.
Ensalada de repollo. - ¿ Ensalada de repollo?
Tamamen benim olduğunda... sana öyle güzel bakacağım ki.
Cuando seas enteramente mío para amar y cuidar... seré paciente como la tierra contigo.
Benim için hiçbir anlamı yoktu en azından öyle sanıyordum. Bütün olayı tamamen unutmuştum.
Olvidé por completo el incidente.
Çaresizce hastanede yattığım haftalarda tamamen sana aitti ama hiç fayda etmedi, öyle değil mi?
Todas estas semanas estaba en el hospital, sin ayuda... lo tenías aquí para ti sola, pero eso no te sirvió de nada.
Öyle olsa bile tamamen hastaya bağlıdır.
Depende de cada caso.
Tamamen bana ait olmanı öyle isterdim ki.
Me habría gustado que hubieses sido sólo para mí.
Demek Hunsecker'la bağlarını tamamen kopardın, öyle mi?
Así que está acabado con Hunsecker.
Yani sizin bildiğinize göre, bu adam tamamen normal genç bir adam, öyle mi?
Que tú sepas, ¿ éste es un joven normal?
Tamamen durana kadar öyle kalacak.
Y lo hará hasta que colapse.
Ben iyileşene kadar öyle, yoksa bu çakallar beni tamamen hallederler.
No hasta que esté mejor. O estos coyotes me atacarán.
Öyle bir durumdu ki, sanki başıma gelmiş olan, çektiğim tüm sefaletleri sokaktaki bu adamlar tamamen hissediyorlardı ve bana zarar verebilecek bile olsalar, kendimi güvende hissediyordum...
Bueno, como, era casi como si todo el sufrimiento que había... que había... que había experimentado... fuera completamente sentido por esos hombres en la calle... y que a pesar de que podrían hacerme daño, me sentía muy segura...
Aslında tuz yemeyi öyle çok istiyor ki, tutuklu olduğunu tamamen unutuyor ve kısa süre içinde çok susamış bir babun haline gelecek.
Está tan feliz comiendo sal que se olvida de su arresto y de que en un momento estará sediento.
Benim için önceden nasıssa, tamamen şimdi de öyle.
Es exactamente como la recuerdo.
Elinizdeki kaynaklar tamamen tükenmiş durumda... öyle ki... bir şilininiz bile yok.
Y vuestro crédito está tan mermado... que os sería imposible... reunir ni un chelín.
Stepford'dan tamamen emin değilsiniz, öyle değil mi, Walter?
Todavía no te convence totalmente Stepford, ¿ verdad, Walter?
Öyle şiddetli spazmlar geçirirsin ki kendi belkemiğini kırıp, iç organlarını kusarsın. Tabii bütün bunlar derin tamamen eridikten sonra olacaktır.
Ahora estoy quitándole los conductores para que caiga al agua al viajar 160 metros.
Öyle görülebilir ama tamamen güvensizdi.
Podría parecer eso. Pero era terriblemente insegura.
Şey, tamamen yanlış mixlendi, öyle değil mi?
Aunque claro, es cierto. - Lo mezclaron mal.
Hayır.Yani, hayır demiyorum.Tamamen değil, öyle demiyorum.
No a todo, estoy diciendo que..
Tamamen. Hiç şüphesiz öyle.
Bastante, no hay duda de ello.
Pekala, onu yeryüzünden tamamen silmek, öyle mi?
Está bien, hacerlo desaparecer de la faz de la tierra, ¿ no?
Aptal oyunu nu düþünmekle öyle meþgul... olacak ki muhtemelen iddiayý tamamen unutacak.
Esto es genial. Él va a estar tan preocupado por su juego tonto, que probablemente va a olvidarse de la apuesta.
- Bu tamamen sana bağlı, Jesse, öyle değil mi?
Pues, eso depende de ti por completo, ¿ o no, Jesse?
Yaptığınız iş tamamen gizli, öyle değil mi?
Su trabajo es totalmente confidencial.
Yani, tamamen hazırsın, öyle mi Aubrey?
Así que todo está listo, Aubrey.
Eh, bence bu dünkü durumdan tamamen komple ters bir yön, sence de öyle değil mi?
Es un cambio bastante radical de postura desde ayer, ¿ no crees?
"Süper hızlandırıcı" adını verdikleri çığır açan bir cihaz kullanıyorlar. Ancak, halkın protestoları öyle büyüktü ki Hükümet bugün bu projeyi tamamen kapatma emri verdi.
Ellos están usando un superacelerador modernísimo... pero el protesto de la opinión pública fue tan grande... que el gobierno decidió hoy de interrumpir el proyecto.
- İşleri tamamen yoluna koydun, öyle mi?
- ¿ Ya sabes cómo la conquistarás?
Eğer bir şey varsa, mutlaka bulacaktır. Öyle umarım. Çünkü Yıldız Filosunu koridorda warp seyahatinden vazgeçirdiğimizde kendi insanlarımızı warp sürücülerini tamamen bırakmaya ikna etmeliyiz.
se dará cuenta. nuestro propio pueblo tendrá que renunciar a ella.
Öyle görünüyor ki, tamamen farklı değiliz nihayetinde. Umutlarımızda veya korkularımızda...
Parece que después de todo, no somos tan diferentes en nuestras esperanzas y nuestros temores...
Bu ondan beni Tahitiye göndermesini veya öyle bir şey istemek gibi değil ki... bu tamamen iş.
No le estoy pidiendo que me envíe a Tahití. Es meramente profesional.
Tamamen korkusuzdu ve benim de öyle olmamı istiyordu.
Fue el primer hombre temerario que conocí. Quería que yo tuera igual.
Tamamen öyle.
¡ Totalmente!
Evet, tamamen öyle.
Eso es lo que parece.
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleyim 490
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleyim 490
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öyleymiş 51
öylesin 305
öyle bir şey değil 75
öyleyiz 77
öyledir 296
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi dersin 362
öyleymiş 51
öylesin 305
öyle bir şey değil 75
öyleyiz 77
öyledir 296
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle deme 154
öyle görünüyor 500
öylece 26
öyle olsun bakalım 50
öyleydim 119
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle deme 154
öyle görünüyor 500
öylece 26
öyle olsun bakalım 50
öyleydim 119