Yeteri kadar tradutor Espanhol
6,464 parallel translation
Biliyor musunuz, aklıma şu eski atasözü geldi. " Şayet, nehir kenarında yeteri kadar beklerseniz, bir gün düşmanınızın cesedinin önünüzden geçtiğini görebilirsiniz.
Sabes, recuerdo un viejo proverbio donde sí te paras a la orilla del río mucho tiempo, eventualmente... verás el cadáver de tu enemigo que pasa flotando.
Yıllardır yeteri kadar dans etmediğimizi söyler dururdun.
Durante años has estado diciendo que no bailamos lo suficiente.
Gerçek şu ki ; yeteri kadar stratejimiz var.
Y el tema es que tenemos muchas cosas.
- Yeteri kadar duydum.
- Mamá! - He oído suficiente!
Yeteri kadar keşif yaptığımı düşünmüştüm ama açıkça sadece yüzeyde kalmışım.
Creía que había investigado suficiente, pero claramente, solo he arañado la superficie.
Yeteri kadar kırıcı değildin bence.
No creo que hayas sido suficientemente duro.
Yeteri kadar değil.
No lo suficiente.
Ama yeteri kadar sevindiğimizi biliyorum.
Pero conozco a bastantes que sí lo han hecho.
- Yeteri kadar iyi değil. Yapabilir misin?
No es suficiente. ¿ Puedes hacerlo?
Kate'i kurtarmak yeteri kadar zor.
Es suficiente desafío salvar a Kate.
Yeteri kadar kan akıtırsak o ölür.
Si extraemos demasiada sangre, morirá.
Burada ateşten kurtarılmış olan günlükteki parça parça zamanlar, mekanlar ve tarihler gizlice takip edilmiş olan Sarah Kay'in kurban olduğuna dair yeteri kadar açıklık getirecek referans var.
Hay suficientes referencias específicas a fechas, horarios, lugares en los fragmentos de los diarios que sobrevivieron al fuego para poder afirmar con cierta certeza que el sujeto que estaba siendo acosado era Sarah Kay.
Hiçbir şey yeteri kadar iyi olmuyordu.
Nada nunca era suficiente.
Hep yeteri kadar iyi olmadığını sanıyordu.
Siempre sintió que no era lo bastante buena.
Yeteri kadar iyi değilim.
No soy lo bastante buena.
Bana sadece yeteri kadar sevgi gösteriyor.
Me da el amor suficiente.
Kendi bölgemin korunmasında yeteri kadar zorluk yaşıyorum.
Tengo suficientes problemas para mantener mi propio territorio.
- Yeteri kadar değil demek ki.
Obviamente no lo bastante bien.
- Yeteri kadar... - Öyle mi?
El tiempo suficiente.
6'lı paket için yeteri kadar var.
Tengo suficiente para un six pack.
Üniversitede yeteri kadar bira içiyordur.
Hey. Ya tiene demasiada cerveza en la universidad.
Ne sen ne de ben yeteri kadar alabiliriz.
Ni usted ni yo podemos tener suficiente.
Yeteri kadar çamaşır suyu var.
Tenemos lejía suficiente.
İzin ver de dışarıdaki çılgınlığın icabına biz bakalım. Burada yeteri kadar şey başına geldi zaten.
Déjanos ocuparnos de la locura de ahí fuera, tú ya tienes bastante de lo que ocuparte aquí.
Bu sarı kuş başımızı yeteri kadar belaya soktu.
Ese pájaro amarillo nos ha metido en suficientes aprietos.
Dedektif Lohan yeteri kadar şey yaşamadı mı?
¿ No ha pasado ya el detective Lohan por suficiente?
Yeteri kadar değil.
No lo bastante.
Yeteri kadarını yapmadım.
No lo suficiente.
- Yeteri kadar uzun kablolarım olursa yapabilirim. Skye, sinyali çöz.
- Si tengo cables lo suficiente, sí.
Yeteri kadar cenazemiz var.
Ya hemos tenido demasiados funerales.
- Seni yeteri kadar dinlediğimi söylemiştim.
- Te lo dije... Lo he oído suficientes veces. - Yo soy la esposa.
Yeteri kadar vakit tanırsanız güzelce kızartabilirim onları.
Tú dame el tiempo suficiente, les cocinaré a fondo.
Yeteri kadar günah işledik.
Hemos cometido suficientes pecados.
"Hayır" kelimesini yeteri kadar çok duymuyor gibiydi.
Es como si él no escuchara la palabra "no" muy a menudo.
Sana ve Mandy'e karşı olan sevgimi, yeteri kadar iyi yayamadım.
Obviamente no dejé suficientemente claro mi deseo de que Mandy y tú os llevaseis bien.
Yeteri kadar güçlü olmadığını düşünüyorlarmış.
Pensaban que no era lo suficiente dura.
Yeteri kadar büyüdüğünde Stan'i bana gönder.
Ya sabes, cuando tenga edad suficiente, mándame a Stan.
Yeteri kadar sorunumuz var Russell.
Tenemos suficientes problemas, Russell.
Yeteri kadar para yok.
No tengo la pasta.
Belki biri yeteri kadar Vince Bianchi'ye benziyordur.
- Quizás alguno se parezca a Bianchi.
Sonsuza kadar ortadan kaybolabilmen için yeteri kadar parayi yolluyorum.
Te mandaré lo suficiente para que desaparezcas para siempre.
- Evet, ayrıca bana yeteri kadar hızlı olmadığım için bağırmıştın.
- Sí, y me estabas gritando - por no ser lo suficientemente rápido. - Porque los "rapiditos"
Bilmiyorum, aptalca şeyler işte. İkimizin de partnerlerimizle yeteri kadar seks yapamamamız hakkında falan.
como, "Ninguno de nosotros está teniendo mucho sexo, con nuestras parejas".
Sence çatı helikopter pisti için yeteri kadar düz müdür?
- ¡ Te odio. ¿ Cree usted que el techo y apos ; s va sea lo suficientemente plana para el helipuerto?
Vaftiz oğluna yeteri kadar para verip bir arabayla gönder buradan. - Nolan.
Usted recibe su ahijado en un autobús de la tierra y darle el dinero suficiente para desaparecer.
Bir gün için yeteri kadar heyecan yaşadık bence.
Creo que hemos tenido suficiente emoción por un día.
Dedim ki, "Ne o, Minnesota yeteri kadar soğuk değil mi?"
Dije : "¿ Qué, Minnesota no es lo suficientemente fría para ti?"
Eminim devlet okulu kızın için yeteri kadar iyidir Ray.
Estoy seguro de que esa escuela pública es suficiente para tu hijita, Ray.
Yeteri kadar suçlu yakaldığımda, sana kurşun geçirmez yelek alacağım.
Y en cuanto haya atrapado suficientes delincuentes, voy a comprarme un chaleco antibalas.
Başına gelecekler yeteri kadar kötü zaten.
Lo que está por sucederle ya es suficientemente feo.
Yeteri kadar konuştuk.
No hay más que decir.
kadar 19
yeter 2697
yeterli 197
yeter ki 28
yeter artık 870
yeterince 87
yeterince iyi 39
yeterli mi 69
yeter ama 52
yetersiz 30
yeter 2697
yeterli 197
yeter ki 28
yeter artık 870
yeterince 87
yeterince iyi 39
yeterli mi 69
yeter ama 52
yetersiz 30