Ölmek mi tradutor Espanhol
1,748 parallel translation
Ölmek mi istiyorsun?
¿ Quieres morir?
Pekala. Çok basit. Yaşamak mı istiyorsun yoksa ölmek mi?
Es simple ¿ Quieres vivir o quieres morir?
Ölmek mi istiyorsun?
Te mato pelado!
Ölmek mi istiyorsun?
Quieres morir pelado?
Ölmek mi istiyorsun?
Quieren morir?
Sen ölmek mi istiyorsun? Ben 20 yıldır araba kullanıyorum.
¿ Quiere morir?
Ölmek mi istiyorsun?
¿ Quieres matarte?
Onunla birlikte ölmek mi istiyorsun?
¡ ¿ Quieres morir con ella? !
Bilemezsiniz ne zaman sen ne olacak. Ölmek mi istiyorsun mi. Hapiste ölü hissediyorum it gibi.
En ese momento en particular me sentía muerto, porque estar en prisión es lo más cercano a la muerte
- Ölmek mi istiyorsun?
¿ Quieres morir?
Yani, ömrünün mahsüllerini toplarken ölmek mi diyorsun?
- ¿ Habla de la muerte con beneficios?
- Ölmek mi istiyorsun?
- ¿ Quieres morir?
Ölmek mi istiyorsun, moruk?
¿ Quieres morir, viejo?
Yanlış adamla evlenmek mi yoksa yaşlı bir kız olarak ölmek mi?
¿ Casarse con el hombre equivocado o morir como una vieja soltera y solitaria?
esrar mı almak istiyorsun yoksa öz saygın olmadan ölmek mi?
¿ Quieres hierba o morir sin amor propio?
esrar mı almak istiyorsun yoksa öz saygın olmadan ölmek mi?
¿ Quieres maría, o quieres morir sin amor propio?
Tanrının unuttuğu bu yerde ölmek mi?
¿ Morir aquí en este sitio desierto?
Domuz gibi yiyordun şimdi de açlıktan ölmek mi istiyorsun?
Has estado comiendo como un cerdo, ¿ y ahora quieres morirte de hambre?
Hepiniz ölmek mi istiyorsunuz?
¿ Todos ustedes, hijos de puta, quieren morirse?
- O benim kardeşim. Kyle'ı kurtarmak mı istersin, yoksa denerken ölmek mi?
¿ Quieres salvar a Kyle o morir en el intento?
- Kalk ayağa. Dur. Ölmek mi istiyorsun?
Levantate, ¿ Tú quieres morir?
Ölmek mi istiyorsun. - Su içmem lazım. Su verin Iütfen.
Ellos van a matarte Yo necesito agua, porfavor dame algo de agua
Sefalet içinde ölmek mi istiyorsun?
¿ Quieres que muera en la pobreza?
Ölmek mi istersin?
¿ Estás loco? ¿ Quieres morir?
Ölmek mi istersin?
¿ No tienes miedo de morir, hijo de puta?
Ölmek mi istiyorsun?
¿ Quieres qué... acabe contigo?
Yavaş ve acılar içinde ölmek mi istiyorsun?
¿ Quieres morir una muerte lenta?
Ölmek mi?
¿ Todavía estáis aquí?
Brooklyn'de ölmek istemezsin değil mi?
No quieres morirte en Brooklyn, ¿ o sí?
ve sen onun icin olmek mi istiyorsun?
¿ y ahora te quieres morir por él?
Bunu ölmek üzere olduğum için mi yapıyorsun?
¿ Es esto porque me estoy muriendo?
Gerçekte ölmek üzere bile değilsin, değil mi?
Tampoco te estás muriendo, ¿ cierto?
Ölmek de hayatın bir parçası, değil mi?
Morir es parte de la vida, ¿ sabes?
Sırf bu dangalaklarla birlikte ölmek için mi?
¿ Para morir todos juntos, con estos presumidos?
Hayatimdaki en onemli sey bu, ve o olmek uzere bu benim hatam.
- Lo único que amo en la vida, está muriendose y es mi culpa.
Gerçekten ölmek istediğin için mi kendini kestin? Yoksa sadece dikkat çekmek mi istiyordun?
¿ Te cortaste a ti mismo por que realmente querías morir o sólo querías un poco de atención?
Yani vatanım uğruna ölmek için yaşlıyım ama sana öpücük vermek için gencim?
¿ Así que soy lo suficientemente mayor como para morir por mi país pero soy muy joven para darte un beso?
Ölmek mi istiyorsun?
- ¿ Quieres que te dispare?
Tamam, ilk karımdan ayrıldığımda ölmek istedim. Davis?
Bueno, se cuando mi primera esposa se separo de mi, quería morir. ¿ Davis?
Sokaklarda ölmek benim işim.
Es mi trabajo morir en la calle.
Onun gücünü anladığım o an boyunca ölmek istedim.
/ Quiero morir cuando entienda mi propia fuerza.
Eğer bu son istekse Önce ölmek istersin, Ben sözümü verdim.
Si esa es tu última petición antes de morir, te doy mi palabra.
Annem bunu her söylediğinde, ölmek istedim.
Cada vez que mi madre decía eso, yo quería morir.
- Ölmek için mi?
A morir?
Yani ölmek için gerçekten kötü bir zamanlama di'mi?
Así que es un mal momento para morir, ¿ está bien?
Ölmek mi istiyorsun?
¡ ¿ Quieres morir?
- Ölmek mi?
¿ Morir?
Annem ölmek üzere.
Mi mamá está muriendo.
Kendi bildiğim gibi ölmek istiyorum.
Sólo quiero hacerlo a mi manera.
Adamım kan kaybından ölmek üzereyken pazarlık etmeyeceksin.
No negociarás mientras mi chico está muriendo desangrándose.
ölmek üzere olan bir kızın son isteğini mahvetmen yetmedi mi?
¿ No alcanza con que hayas arruinado el deseo de una moribunda?