Öğle yemeği mi tradutor Espanhol
600 parallel translation
- Öğle yemeği mi?
- ¿ Almorzar?
Öğle yemeği mi?
¿ Está listo el almuerzo?
Öğle yemeği mi?
¿ Almorzar?
Umarım öğle yemeği mi akıl etmiştir.
Tiene que traerme mi almuerzo.
Dur bakalım! Öğle yemeği mi?
¡ Así que se trata de comida!
Öğle yemeği mi?
¿ Almuerzo?
- Yeğenimin öğle yemeği niyetine koyduğu atıştırmalık bir şeyler işte.
- Un poco de comida de mi sobrina.
Öğle yemeği için çıkıp, doğruca eve geldin mi?
¿ Has ido a la ciudad a comer y has vuelto a casa?
Öğle yemeği için mi?
¿ Para almorzar?
Ayrıca cebine öğle yemeği olarak sandviç koyun.
Y ponga mi sándwich en el bolsillo.
Babama öğle yemeği götürmek için o yoldan her gün geçiyorum.
Sí, he ido a llevarle la comida a mi padre alguna vez.
Baba, öğle yemeği yedin mi?
No, pero pensé que comería contigo.
Kızımın geleceği için mi Bill Ferguson'la öğle yemeği yedin?
¿ Y ha sido para solucionar su futuro por lo que has comido hoy con Ferguson?
- Öğle yemeği zamanı geldi mi?
- ¿ Ya es hora del almuerzo?
Öğle yemeği mi?
¿ A comer? ...
Öğle yemeği arasında ofisimden bir yastık alabilirsin.
Busque una almohada en mi oficina a la hora de almuerzo.
Nedir o? Öğle yemeği mi?
¿ Ya es hora de comer?
Bay Lord düğün için gelecek mi? Öğle yemeği yemek üzereyiz. Bize katılmanızı umarım.
- ¿ Por qué no almuerzan con nosotros?
Öğle yemeği zamanı değil mi?
Comamos, ¿ vale? ¿ De acuerdo?
Oh, öğle yemeği yedin mi?
¿ Has comido ya?
Şu herif öğle yemeği sırasında bizi gözetleyen adam değil mi? Evet.
- ¿ Era el que nos miraba?
Jason, çiftliğinde öğle yemeği yiyelim mi?
Jason, ¿ quiere venir a nuestro rancho a almorzar?
Bütün öğle yemeği süresince bekledim.
Yo esperaba a en mi hora de almuerzo.
Yapamam, annemle öğle yemeği için buluşacağız. Oh pekala...
Voy a comer con mi madre.
- Öğle yemeği yediniz mi madam?
- ¿ Ha almorzado, señora?
- Bu arada öğle yemeği yediniz mi? - Hayır
Por cierto, ¿ han comido?
- Öğle yemeği yedin mi? - Evet, dükkândayken.
Debo darle a Antoine los libros de contabilidad.
Sadece öğle yemeği paramı.
Solo el dinero de mi comida.
Aslında jinekologum ama o öğle yemeği tatilimdi.
Soy ginecólogo, pero era mi hora de comer.
Yarınki öğle yemeği için konuşmam bu.
Mi discurso de mañana.
Hayır, teşekkürler, öğle yemeği için evden bekliyorlar
Tengo que comer en mi casa.
Alışılmış öğle ya da akşam yemeği mi?
¿ El almuerzo de siempre, o la cena?
Öğle yemeği yedin mi?
¿ Has almorzado?
Öğle yemeği tatilinde değilsiniz, değil mi?
No estará almorzando, ¿ no? Quisiera hacer una llamada al extranjero,... a Estados Unidos, Baltimore, Maryland. Bien.
Buraya annemi almaya geldim ama ancak öğle yemeği tatilinden sonra görebilirmişim.
Vine a recoger a mi madre. Me dijeron que no puedo verla hasta después del almuerzo. Correcto.
Benim öğle yemeği saatim. Açım, öfkeliyim.
Esta es mi hora de comer, no estoy de humor.
Minnettar kalırım eğer öğle yemeği sırasında mutfağımdan uzak kalırsanız, tamam mı?
Le agradeceria que no entrara en mi cocina a las horas de la comida
- Öğle yemeği, sonra da apartmanıma.
- A comer, y luego, a mi apartamento.
- Öğle yemeği yiyelim mi?
- ¿ Quieres tomar el almuerzo de hoy?
Öğle yemeği için onunla buluşuyorum.
Mi esposo. Voy a almorzar con él.
Öğle yemeği vakti eve geldim. Öğleden sonra oğlum Tony'yi halının ortasına uzanmış, garip bir şekilde yüzü tamamen kızarmış halde halıya sürtünürken gördüm.
Regresé a casa a la hora de comer, en realidad un poco más tarde de la comida, y encontré a mi hijo Tony tumbado sobre la moqueta, boca abajo, enrojecido, apretando su pelvis contra el suelo de forma extraña.
Olmadık saatlerde buraya geliyorsun. Telefonla taciz ediyorsun. Öğle yemeği saatinde damlıyor ve neredeyse geç kalmama neden oluyorsun.
Vienes a mi casa temprano, me llamas al trabajo, vas al restaurante de morros, y casi pierdo mi cita en la peluquería.
Bir dakika bekle, o para oğlumun öğle yemeği.
Un momento, ese dinero que llevas es del almuerzo de mi hijo.
İzninizle kendimi tanıtayım. Wall Street'te çalışıyorum. Belki bir ara öğle yemeği yeriz.
Esta es mi tarjeta, trabajo en Wall Street.
Siz ikiniz niye eve gelip, ben ve karımla öğle yemeği yemiyorsunuz?
Por qué no vienen a casa, y comen conmigo y mi esposa?
Öğle yemeği mi?
¿ Eso es el almuerzo?
Mutfağı temizle, yerleri süpür ve kocam için öğle yemeği hazırla.
Limpia la cocina, barre la casa, y hazle la comida a mi marido.
ÇAVUŞ SONNY : Hala öğle yemeği yiyemedin mi? ÇAVUŞ GINA :
- ¿ Ya almorzaste?
Öğle yemeği tatilindeyim.
Es mi hora de comer.
- Öğle yemeği yedin mi?
- Almorzaste?
Baba öğle yemeği vakti gelmedi mi?
¡ Papá! ¿ Ya está el almuerzo?