English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ A ] / Ama new york

Ama new york tradutor Francês

1,002 parallel translation
Ama New York'a gelmemdeki payınız büyük.
Et je n'oublie pas que c'est grâce à toi que je suis à New York.
Ama New York Opera Kumpanyası'nın temsilcisi benim.
Mais moi, je représente la Compagnie de l'Opéra de New York.
Ama New York'ta evli olmanın anlamı yok, değil mi?
Qu'est-ce que je peux faire pour toi?
Özür diliyoruz ama New York'a gitmeden elbisemiz olmalı.
Il nous faut ces vêtements pour New York.
Şimdi bir oyunda değilim. Ama New York'a gideceğim- -
Je ne fais rien ici, mais je vais aller à New York...
Bak, Tony, durumlar neyi gösterir bilmem ama New York'a ulaşana dek bekle, sonra durumunu gözden geçir.
J'ignore quelles sont tes chances, mais attends d'être à New York.
Ama New York Standard'dan geliyorum. Cennete benzer bir yanı yok.
Mais je suis du New York Standard, et c'est loin d'être le paradis.
İnanması zor ama New York'ta bu otelde olduğundan daha yalnız olabilirsin.
C'est difficile à croire, mais... On peut être plus seul à New York que dans cet hôtel.
Evet ama New York'ta sadece 10 milyon kişi var. Onların hakkından geliriz.
A New York il n'y en a que 10 millions.
Anne, Gerçekten çok üzgünüm... ama New York'tan... acil bir... telgraf aldım.
Maman, je suis vraiment désolé, mais je viens de recevoir un très urgent
Ama New York'tan geliyorlar!
Ils viennent de New York. eh ben!
Kusura bakma hayatım ama hemen New York'a dönmemiz gerek.
Désolée, chérie, nous devons rentrer à New York.
Ama annem dedi ki, New York'ta onun için bir iş varmış... ve eğer gitmezsek, işi kaybedebilirmiş.
Mais maman a dit qu'il y avait du travail pour elle à New York, que si on n'y allait pas, elle le perdrait.
- Hayır, ama 1 aya kadar bize katılır.
Il est à New York. Il nous rejoindra bientôt.
Rosa New York'a gidiyor. Biz de oraya gitmek istedik. Ama hiç paramız yok, biz de sandığa saklandık.
Nous voulions partir avec Rosa mais nous n'avions pas d'argent.
- New York için çok teklif alıyorum. Eminim, ama tek değilsiniz.
Vous dites que mon avenir dépend de vous?
New York ara sıra ziyaret etmek için iyi, ama burada yaşamak istemeyiz.
New York, c'est bien, mais pas pour y vivre.
Belki senin için yolundadır ama benim New York'a dönmem gerekiyor.
Moi, je dois retourner à New York.
İş yok. Her yerde işler değişmişti, ama özellikle New York'ta.
New York a changé.
Sanırım kadın yat gibi bir şey dedi, ama onca yol için sadece 10 senti reva gören birinde sanmıyorum ki yat olsun.
Un "yak" j'imagine, mais je ne vois pas comment celui qui m'a donné 10 cents... de New York à Jacksonville peut avoir un "yak".
Ama en azından New York'daydım. Çantam şarkılar ve oyun senaryolarıyla, kalbimse büyük bir inançla doluydu.
Au moins étais-je à New York... avec plein de chansons et plein d'espoir.
Ailemiz esprilerinizi anlıyor, ama bunlar tipik New York esprileri. Yani taşradan gelenler için uygun değil diyorsun, öyle mi?
Donc incompréhensible pour les péquenots?
Her zaman New York'da yaşamak istemişimdir. Kansas'a hakkında kötü bir şey demek istemiyorum ama babamın malikanesinde hayat -
Je n'ai rien contre le Kansas, mais... vivre dans notre propriété...
Ama sen bilirsin. New York'a gitmen için gerekli parayı ben ayarlarım.
Mais si vous voulez essayer, je vous avancerai le prix du billet pour New York.
Ben, New York'dayım, sen St. Louis'desin ama sanki yan odadasın.
Je suis à New York, vous à St-Louis... Et on dirait que vous êtes ici.
Ama eminim ki Fransızlar tabloları için New York'da ne kadar alıyorlarsa sen de orada o kadar alıyorsundur.
Je parie que vous les vendez mieux en France, comme un Français les vendrait mieux ici!
Hakim Bey, New York eyaleti... Noel Babanın varlığını kabul ediyor. Ama biz de Bay Gailey'den kişisel fikirlerini... kanıt olarak göstermeyi bırakmasını istiyoruz.
L'Etat de New York reconnaît l'existence du père Noël... mais exige d'autres preuves que de simples opinions personnelles.
Ay sonunu getirebilmek için çok şeyden kıstı ama sonunda New York'ta kalmaya karar verdi.
Nous avons dû économiser, mais Mark a besoin d'être vu à New York.
Ama buraya gelmeden önce, New York'ta dışarıdaydınız.
Et avant, lorsque vous viviez à New York?
Dover Uçurumlarını gördük Ama rahatlıkla diyebiliriz ki En muhteşem manzara New York Günün ışığında. Tek günümüzün.
" On a vu le Louvre Et les falaises de Douvres
- Ama aldığın 500 dolar kasabadan kaçıp.. .. New York'a gelmene yetti, değil mi?
- Mais vous avez reçu 500 dollars qui vous ont permis d'aller à New York.
Kocam New York'tan dönünce artık görüşmeyelim dedim ama sürekli aradı.
Au retour de mon mari, je lui ai dit qu'on ne se verrait pas. Il téléphonait sans cesse pour me voir.
Hoş olmaz ama, New York'u es geçebiliriz.
C'est le prix à payer pour New York.
Belki azıcık diyorsun, ama onun yatağa girmesi lazım.
À New York peut-être. Ici, elle devrait être au lit. Je vais mourir.
Ama yine de her ihtimale karşı farklı sandallarda olursak ve New York'a sen önce varırsan benim için eve haber verir misin?
Mais si on monte sur différents bateaux et si vous arrivez à New York avant moi, pourrez-vous téléphoner chez moi?
"New York sokaklarında yetişmiş Wall Street cambazlarının hepsi bir birine benzer." "Çukurdan çıkmış ama çukuru hiç terketmemiş."
"Un génie de la finance sorti des caniveaux de New York, mais ne les ayant jamais vraiment quittés."
Ama esas düşünmem gereken şey New York'ta kalıp kalmamak, yoksa eve geri döneceğim.
Mais le sujet de mes réflexions... est si je dois rester à New York ou retourner chez moi.
İnanmayacaksın ama bir zamanlar New York'ta önemli biriydi.
Crois-le ou non, c'était une huile à New York.
ödeneğimiz kısıtlı, ama bundan 20 yıl sonra San Francisco, New York'a 1 saat uzaklıkta olacak
Et la paie... Mais dans 20 ans, San Francisco ne sera plus qu'à quelques heures de New York.
Ama ne New York ne de Peyton Place'te hiç kimse, o karanlık kış bizden istenecek fedakarlığı tahmin edemezdi.
J'ai pleuré jusqu'à New York. Mes yeux étaient comme ces feuilles que l'automne avait fait tomber chez moi.
- Lütfen kızma... ama seninle New York'a gitmeyeceğim.
- Ne le prends pas mal, mais je n'irai pas à New York avec toi.
İsterdim, ama bütün eşyalarım New York yolunda.
J'aimerais bien, mais mes valises sont en route pour New York.
Sonrasında bir süre New York'ta takıldım. Ama çocukluk arkadaşlarımın hepsinin ya askere alındığını... ya da hapiste olduğunu fark ettim.
Je suis resté un peu à New York, puis j'ai compris que tous ceux avec qui j'avais grandi étaient à l'armèe ou en taule.
New York tamamen boşalmıştır. Ne manzara ama.
New York désert, ça vaudrait le coup d'œil.
Ama jipini New York Fizik Enstitüsü'nde buldular. Onlar- -
On a retrouvé sa jeep...
Resmi sonuç beraberlikti, ama Jean-Marc işten kısa bir izin alıp New York'a gitti.
Mais Jean-Marc trouva prudent de faire un voyage aux Amériques.
Ama hiçbir yerde, altının gürültüsü dünyanın kürk takas merkezi ve New York'un batısındaki....... en gürültülü, en iffetsiz ve en kibirli kent olan St. Louis'teki kadar iştahlı bir yaygara kopartmadı.
Mais jamais la rage de l'or ne fut aussi grande qu'à Saint Louis, capitale de la fourrure, et seule ville de l'Ouest à rivaliser avec New York.
Sen götürürsen Binbaşı memnun olurdu ama ayni anda Barbados'ta hayatta olup, New York'ta ölü olamazsın.
Le commandant veut que vous la portiez vous-même, mais vous ne pouvez pas être vivant à la Barbade et mort à New York.
Ama düşünsene, şu anda New York uçağına biniyor. Birkaç dakika içinde uçak kalkacak.
Mais en ce moment même, elle monte dans un avion à New York et dans quelques minutes, elle s'envole.
- Catleg hakkında hiçbir şey. Ama Joe Furman, nam-ı diğer Nimmo için New York Emniyeti bilgi verdi.
- Rien sur Catleg mais New York a repéré Furman alias Nimmo.
New York'tan Mösyö Bernheim'ı bağlayın. Ama hayır, Bernheim olmaz!
non, pas Bernheim alors?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]