English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ A ] / Annen nasıl

Annen nasıl tradutor Francês

734 parallel translation
Annen nasıl çıkıyor buraya?
Comment ta mère fait-elle pour monter?
- Annen nasıl? - İyi. Seni oraya çağıracaktım.
J'ai pensé que tu aimerais la Maison-Blanche...
Annen nasıl, Bay David?
Comment va votre maman, M. David?
Annen nasıl?
Votre mère va bien?
- Annen nasıl dedim?
Votre mère va bien?
- Annen nasıl, Herb?
- Comment va ta mère, Herb?
Herb, annen nasıl?
- Bonsoir. - Comment va votre mère, Herbert?
Annen nasıl?
La mienne est fausse.
Öksüz, annen nasıl?
Où est ta mère?
- Annen nasıl biriydi?
- A quoi ressemblait votre mère?
Annen nasıl?
Et votre mère?
- Annen nasıl diye düşünüyordum.
- Dis-moi, comment va ta mère?
Annen nasıl?
- Comme va votre mère?
Peki ya annen nasıl?
Et maman?
Sevgili annen nasıl?
Et votre mère?
- Annen nasıl?
- Comment va ta maman?
Annen nasıl, iyi mi?
Ta mère se porte-t-elle bien?
- Şimdi söyle, annen nasıl?
- Maintenant, dis-moi, comment va ta mère? - Très bien.
- Bugünlerde annen nasıl?
- Comment va ta mère? - Bien.
- Annen nasıl biriydi?
- Je ne l'ai pas invitée. - Je savais que ça tournerait mal.
Annen nasıl? - İyi.
- Comment va ta maman?
Annen nasıl?
Comment va votre mère?
- Sevgili annen nasıl?
- Comment va votre mère?
Söyle bakalım, annen nasıl?
Comment va ta mère, l'orphelin?
- Annen nasıl?
- Comment va ta mére?
Annen nasıl?
Ta mère, ça va?
Annen nasıl?
Comment va ta maman?
- Annen nasıl?
- Comment va-t-eIIe?
- Annen nasıl?
- Comment va ta mère?
- Annen nasıl?
Ti'es pas ma mère.
Güzel annen nasıl?
Comment va ta ravissante mère?
Annen nasıl?
Comment va ta mère?
Sen nasıl bir kardeşsin? Annen ve kızkardeşin pestilleri çıkana kadar çalışırken... Sen gidip boğalarla oynuyorsun.
Ta mère s'épuise, tu joues avec les taureaux.
- Annen nasıl? - İyi.
Et ta sœur, et Lopez?
Evet, sana ne diyorlar? Annen seni nasıl çağırıyor?
Ta mère t'appelle comment?
Annen ve Ludmilla nasıl?
Comment vont mère et Ludmilla?
Tommy, etrafta birileri annen ile benim insanları öldürdüğümüzü söylese kendini nasıl hissederdin?
Tu aimerais qu'on vienne dire que ta mère et moi, on tue des gens?
Annen gibi tatlı yaşlı bir hanıma bunu nasıl yapabildin?
Comment as-tu pu faire une chose pareille à ta gentille mère?
Nasıl olsa annen bana inanıyor.
C'est moi que ta mère croira.
Küçük kız. Cennette bir annen olmasının nasıl birşey olduğunu bilmiyorsun.
Petite fille... tu ne sais pas ce que c'est d'avoir sa maman au ciel.
Annen büyük şehre gelmene nasıl izin verdi?
Et ça m'étonne que votre mère vous ait laissé partir.
Yoksa annen seni nasıl bulacak?
Sinon, comment ta maman te retrouverait?
- Annen, Baban nasıl?
- Comment vont tes parents?
Eminim annen parayı ve nasıl aldığını biliyordur.
Votre mère sait où est l'argent.
Annen seni böyle kir pas içinde nasıl sokağa salıyor?
Et ta mère, elle te lave jamais?
İngilizler onu o şekilde nasıl içiyorlar bilmiyorum. Annen alınmasın.
Seuls les Anglais la boivent comme ça.
- Annen seni nasıl buldu?
- Comment ta mère t'a-t-elle trouvée?
Benden o korkunç annen için nasıl sempati duymamı beklersin?
Et tu veux que je te plaigne d'avoir une mère horrible?
Orda çocukların ile nasıl ilgileneceğini öğrenebilirsin, annen gibi.
Ta mère aussi a gardé des enfants.
Annen ile nasıl konuşursun böyle?
C'est une façon de parler à sa mère?
Ama hiç birisinin, "Annen için çok üzüldüm" veya "Nasıl hissediyorsun?" diyememesi gerçeği, sanki hiçbir şey yaşanmamış gibiydi.
Mais personne ne m'a dit : "Quelle tristesse!" ou même "Tu vas bien?"

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]