English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Bana söyler misin

Bana söyler misin tradutor Francês

733 parallel translation
Şimdi bilmek istediğimi bana söyler misin?
- Dites-moi ce que je veux savoir.
Bu da ne demek oluyor, bana söyler misin?
Dis-moi pourquoi d'abord.
Evladımın son anlarını ona sorup bana söyler misin?
Parlez-lui et répétez-moi ce qu'elle vous aura dit!
- Bayım, bana söyler misin!
- Monsieur, dites-le-moi!
Ona bakacağını bana söyler misin?
Je veux dire, le retrouverai-je?
Bana söyler misin?
Dites-moi?
Bana söyler misin, eğer senin bir kız yani genç bir kız olduğunu varsayarsak, ve sana beraber çıkmayı teklif etmiş olsam, sadece annen odana geldiği için telefonu aceleyle kapatır mıydın?
Dites-moi, Alice. Si vous étiez une jeune fille et si je vous invitais à sortir, raccrocheriez-vous parce que votre mère vient d'entrer?
Lütfen bana söyler misin... sana tam olarak ne söyledi ve sen tam olarak ne dedin?
Dis-moi exactement ce qu'il t'a dit.
Bu anlattığın Patronun nerede oturduğunu bana söyler misin?
Pourriez-vous me dire où habite ce parrain?
Pekala, lütfen bana söyler misin, senin seks anlayışın nedir?
Comment concevez-vous la vie sexuelle?
Ne diyeceğini bana söyler misin?
J'aimerais savoir ce qu'il dit.
Elinden ne gelir bana söyler misin?
Dis-moi, petit.
Onun kim olduğunu bana söyler misin?
Pourriez-vous me dire qui c'est, au juste?
Burayı nasıl geçen hafta tutma ihtimalin olduğunu bana söyler misin mektup gelmeden iki gün öncesinde.
Dites-moi quelque chose - Comment est-il possible que vous ayez réservé les chambres la semaine dernière, deux jours avant que la lettre ne soit arrivée?
Bayan Bishop bana söyler misin, acaba valiz burada... ofisin tam ortasında, insanlar gelip geçerken, ne kadar durdu?
D'accord. Mlle Bishop, pouvez-vous me dire combien de temps la valise de D.L. Est restée au milieu de ce bureau et des allées et venues?
Burada ne yaptığını bana söyler misin?
Allez-vous me dire ce que vous faites ici?
Benim için dua ettiysen, ki bundan şüpheliyim, bana nedenini söyler misin?
Mais si tu as prié pour moi, ce dont je doute, me dirais-tu pourquoi?
Bana nedenini söyler misin?
Pouvez-vous m'éclairer?
Bir saatten fazladır o jüri odasında ne yapıyor olabileceklerini söyler misin bana?
Qu'est-ce qu'ils fichent depuis plus d'une heure?
Burada ne halt ettiğini söyler misin bana?
Peux-tu m ´ expliquer ce que tu fais ici?
Anladığını, bana kızmadığını söyler misin?
Dites-moi que vous ne m'en voulez pas.
Bu saatte orada ne yapacaksın söyler misin bana?
Que fais-tu dehors à cette heure-ci?
- Bana, seni memnun etmenin niçin bu kadar zor olduğunu söyler misin? - Beni bunu sana söyleyebileceğim bir yere götür.
- Dites-moi pourquoi vous êtes si nerveux.
bana onu nerde bulabileceğimi söyler misin?
Tu sais ou le trouver?
Bunu bana daha sık söyler misin?
Tu me le rediras souvent?
Müsait olursa bana uğramasını söyler misin, Stephen?
Dites-lui de passer.
Burada neler olduğunu söyler misin bana?
Tu veux me dire ce que diable tu fais ici?
- En azından bana nerede olduğunu söyler misin?
- Dis-moi au moins où tu étais.
Öncelikle bu açıklamanın neye dair olduğunu söyler misin bana?
Il s'agit de quoi?
Söyler misin Brutus? Bizim evlilik anlaşmamız senin sırlarını bilmek hakkını vermiyor mu bana?
Dans les liens du mariage, dis, Brutus, dois-je par exception ignorer tes secrets?
Sakıncası yoksa bana ne yapmam gerektiğini söyler misin?
Supposez-vous que j'ai quelque chose à me reprocher?
Bana bir iki kelime söyler misin?
Vous pouvez me parler un instant?
Söyler misin bana...
Je veux que tu me dises...
Lütfen bana ne olduğunu söyler misin, Robert?
Que se passe-t-il?
- Bana bir şey söyler misin?
- Tu peux me dire un truc?
Lidia'ya söyler misin, bir ara bana uğrasın.
- Dis à Lidia de venir.
- Sağlam durmam için bana tek bir sebep söyler misin?
À quoi bon rester sobre?
Pilotluğun en zor yanını söyler misin bana?
Qu'est-ce qui est le plus difficile avec ces avions?
Bana bu evin girişini nasıl geçtiğini söyler misin?
Comment avez-vous pu entrer ici? Je veux le savoir.
Madem öyle söyler misin bana, şu bizim general neden senatoya gelip... kendisini Aziz George, bizi de ejderhaymış gibi görerek yargıladı?
Pourquoi le bon général s'est-il présenté... comme s'il était St. Georges et l'administration, le dragon?
Bunu yapmadan önce bana bir şey söyler misin Pete?
Avant que je le fasse, dis-moi quelque chose, Pete. Avant de faire quoi?
Söyler misin bana, şu paraşütçüler de neyin nesi?
Comment ça, des parachutistes?
Peki o zaman, bana 4 sene boyunca niye kolejle uğraştığını söyler misin?
À quoi t'ont servi tes quatre ans de faculté? Tout ce dur labeur.
Bana bunları neden yaptığını söyler misin?
Veux-tu me dire pourquoi tu as fait ça?
Bir gün sende benim gibi ihtiyarlayacaksın ve o zaman bu sorunun yanıtını da öğrenebilirsin öğrendiğinde bana da söyler misin?
Un jour, tu seras vieux comme moi... et quand ce jour viendra... tu auras la réponse à cette question... et quand tu l'auras, promets-moi de me le dire, d'accord?
Lütfen bana sorunun ne olduğunu söyler misin?
J'aimerais qu'on me dise ce qui se passe.
Bana bu bölgede ne yaptığını söyler misin?
Que cherchiez-vous par ici?
Şerif, bana o Meksikalıyla ne yapacağını söyler misin?
Le mexicain commence à me pomper l'air!
Muhtemelen hiçbir ilgisi yok ama sadece bir önlem olarak dışarı çıktığında bana nereye gideceğini,... seni bulabileceğim bir telefon numarasını söyler misin? .
Ça n'a peut-être rien à voir, mais par précaution, si tu sors et que tu sais où tu vas, laisse-moi un numéro où je peux t'appeler.
Roger, şu saçma kamerayı bir kenara koyup, bana ne düşündüğünü söyler misin.
Regarde-moi en souriant. Veux-tu poser cet appareil stupide et me dire ce que tu en penses?
Bana, cüzdanı sana kimin verdiğini söyler misin?
Peux-tu me dire qui t'a donné cette bourse?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]