English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Ben anladım

Ben anladım tradutor Francês

1,596 parallel translation
Ben anladım.
Oui.
Ben anladım.
Ils la comprennent maintenant.
- Evet. Ben anladım.
- Ouais, j'ai compris.
Ben yanlış anladım o zaman.
Excusez-moi.
Evet, onu ben de anladım astsubay.
J'avais compris, second maître.
Ses tonunuzdan anladığım kadarıyla bu kişinin, ben olduğumu düşünüyorsunuz sanırım.
D'après votre ton, vous pensez que ce serait moi?
Val'in anne babası bizi düğüne davet etti ve ben neler olduğunu anladım.
Les parents de Val nous avaient invités au mariage, et j'ai appris ce qui se passait.
San Diego'da seks yapmak istemeyenin Zach olduğunu öğrendikten sonra, anladım ki, ben boşuna acı çekiyorum.
Maintenant, je sais que c'est Zach qui ne voulait pas faire l'amour. J'ai souffert pour rien.
Hayır, ben de öyle anladığını sanmamıştım zaten.
Non, je ne pense pas.
Ben de bunu kendim yaratmak zorunda olduğumu anladım.
J'ai pensé le créer moi-même.
- Ben bir Fransız vatandaşıyım ve bu da çocuklarımdan biri. Anladınız mı?
- Je suis citoyenne française... et c'est l'un de mes élèves, vous comprenez?
Anladım. Onu önce ben buldum diyorsun.
C'est toi qui l'as dégoté.
Ben bunlarla uğraşamam, anladın mı?
Je ne vais pas supporter ça.
Annen kindar, kalpsiz bir mahluk. Ama anladım ki ben... O'nsuz biçareyim.
Ta mère est une créature vicieuse et sans coeur, mais je trouve que je suis... une épave sans elle.
Ben bir şey söyleyene kadar adamların harekete geçmeyecek. Anladın mı?
- Vos hommes attendront mon signal.
Sarhoş olup elbise giyme işini ben yaparım anladın mı, çok bilmiş?
Compris? Compris. Tu veux bien me laisser terminer!
- Anladım. - Otur ve yemeğini ye. Ben de..... senin oyununu oynayayım.
Contente-toi de manger, je ferai le reste.
Okulda Walkie Talkieye ihtiyacım olmadığın anladım ben.
Tu vois, je trouve que j'ai rarement besoin de mes talkies-walkies à l'école.
Anladım ben.
Je.. je m'en occupe.
Elinden geleni ardına koymamalısın çünkü ben paralı oyuncuyum anladın mı?
Faut que tu te bouges.
Ben olduğumu nasıl anladın?
Tu m'as reconnu à quoi?
Sanırım ben senin tam olarak ne demek istediğini anladım.
Je crois que je comprends tout à fait ce que tu veux dire.
Ne olursa olsun ben dönene kadar buradan bir yere kıpırdamayın, anladınız mı?
Ne bougez pas d'ici jusqu'à mon retour.
Anladım ama biz sadece Sacramento'da iş kovalayan iki işadamıyız.
Ben non. On est 2 hommes d'affaires en route vers Sacramento.
Sen bir yarısını al, ben de diğer yarısını. Bence öyle de işe yarar. - Anladın mı?
Tu prends la moitié et moi l'autre.
- Ben senin derdini anladım!
Non, je sais exactement ce que tu essaies de me dire!
Anladın mı? Ben olsam garip gelmezdi.
Dans ce cas précis, je ne m'en ferais pas trop.
- Ben de öyle. - Anladım.
- Moi non plus.
- Ben sana ne dedim? Seni anladım.
J'ai compris.
- Belki ben yanlış anladım.
Peut-être que je me trompe.
Ben... sonunda anladım... Son darbeyi neden indirmediğini anladım.
Ce n'est qu'aujourd'hui que j'ai enfin compris pourquoi vous aviez épargné maître Zhao.
- Anladım, ben hallederim.
- Je m'en occupe. Va-t'en.
"Ben bir götüm" kısmını oldukça iyi anladım.
Je sais que je suis un trou de cul.
Yıllar sonra anladım ki bu lanetin tek kurbanı ben değildim.
On m'avait rappelé tout au long de ces années que je n'avais pas été la seule victime de cette malédiction.
Onunla evlendim ben, anladın mı?
Je suis marié avec elle, putain!
Şimdi anladım. Ben oğlumu bilirim.
- Il était parti à la chasse aux filles.
Ben kimsenin cellatı olamam. Anladın mı?
Je ne serai l'éxécutant de personne, compris?
Doğrumu anladım, kazananın ödülü ben miyim?
Si je comprends, c'est moi le gros lot!
- Evet, "ben". " Anladım.
- Moi.
Ben aslında bir sayborg olduğumu sonradan anladım.
J'ai appris assez tard que j'étais un cyborg.
Eğer teröristler Sentox kutularının ayarını değiştirip, gazı kendi suratlarında... patlatmak isteyenin sen olduğunu anladıysa, ben ne işine yarayacağım?
Si les terroristes ont découvert que vous êtes celui qui a manipulé les tubes pour leur faire exploser au visage, pourquoi vous avez besoin de moi?
Herkes suçu kutup leoparının üzerine atmıştı, fakat ben hırsızın leopar botları giymiş yaşlı Jerko olduğunu hemen anladım.
Tout le monde accusait le léopard. Mais c'était le vieux Jarco chaussé de bottes en léopard.
Anladım, ben değil!
Non, pas moi!
- Bağışlayın, ben yanlış anladım.
Toutes mes excuses, j'ai dû mal comprendre.
Sonunda anladık ki, Randy ve ben adamın benzinini çaldığımız zaman, adam da aynı zamanda kendini egzoz dumanıyla... öldürmeye çalışıyormuş.
Il s'avéra que le mois où Randy et moi continuions de voler l'essence était le même mois où ce gars continuais d'essayer de se suicider dans sa voiture
Ben, üzgün olduğunu daha kolay anladım, bebek-- - yani Turk.
Encore plus clair pour moi bébé... Je veux dire Turk.
Kalan arabaları konteynera yükle, ve ben "Vietnamlı yok" dediğimde... Bunda ciddiydim. Anladın mı?
Mets les autres caisses dans le conteneur, et quand je dis "Pas de vietnamiens", c'est "Pas de vietnamiens".
Sanırım ben senin ne demek istediğini anladım.
Je crois que je comprends tout à fait ce que tu veux dire.
Ben bu şekilde bir markayım, anladın mı?
C'est ma marque.
- Benim de anladığım bu. Her ne kadar ulusal meteoroloji servisi böyle bir çağrı yapmasa da, ben Homstead sakinlerinin her şeye hazırlıklı olmasını öneririm.
Même si la Météo nationale se veut rassurante, je recommande aux habitants de Homestead de se tenir prêts.
Ama doğru anladıysam, ben bu yüzden odadayım ve yataktan ateş ediyorum, değil mi?
Ok, son corps aussi, mais si je comprends bien, c'est pour ça que je suis dans cette pièce

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]