Bir hafta içinde tradutor Francês
1,306 parallel translation
Bir hafta içinde, bir bakirenin, yaptığı, doğaüstü bir doğumu kutlayacağız.
nous fêterons tous un enfant né d'une vierge. Un miracle absolu.
- Oraya dünyanın parasını yatırdım ve hayranlarımı bir hafta içinde iki kere hayal kırıklığına uğratamayız.
- J'ai mis de l'argent dans ce club et on ne peut décevoir mon public 2 fois en une semaine.
Bir hafta içinde erkek arkadaş bulmayı nasıl becerdin?
Comment as-tu réussi à te faire un nouvel ami en une semaine?
Bir hafta içinde gelmezseniz,..... SG-2'yi sizi çıkarmaya göndereceğim.
Si vous n'êtes pas revenus dans une semaine, j'envoie le SG-2 pour vous tirer d'affaire.
Danny bir hafta içinde şehre geri dönecek. Seninde onun dairesinden ve "eski sevgili alanından" çıkman gerekiyor.
Dis adieu à l'appart de ton ex et à tout son territoire.
Jack, hadi. Sen zaten bir hafta içinde ayrılacaksın.
De toute façon, tu devais partir dans une semaine.
- Bir hafta içinde.
En une semaine!
Kendisini de bekleyebilirsin. Bir hafta içinde boş kalacak.
L'original sera libre dans une semaine.
Kim diyebilir ki bir hafta içinde...
Qui garantit que dans une semaine...
Tamamlayıcı teminatı bir hafta içinde bulamam.
Je ne trouverai pas de garantie en une semaine.
Bunu izleyen her kimse şu andan itibaren tam bir hafta içinde ölecek.
Tout ceux qui regarderont ca moureront dans une semaine a partir de maintenant.
Tüp takarım ve Yanık Ünitesi'nde bir hafta içinde ölür.
Je l'intube et il meurt aux Grands Brûlés dans la semaine.
Evet. Hayır, sınavlarım bir hafta içinde bitiyor ve ondan sonra istediğiniz zaman gidebilirim. Evet.
J'aurai fini mes examens dans une semaine, je pourrai partir après.
Çünkü, bir hafta içinde Miranda eski günleri anmak için Josh'la buluştu.
En une semaine Miranda a revu Josh en souvenir du bon vieux temps.
Üç gün içinde tekrar kontrol edin. En fazla bir hafta içinde.
Je vous appelle dans trois jours, voire une semaine!
Zamanlamasına bakılırsa, elbette. Uçak düştükten sonra bir hafta içinde yakalanması düşündürücü. Biraz tuhaf hatta şüphe uyandırıcı.
Le fait que son arrestation ait eu lieu juste après l'accident d'avion est étrange, voire un peu suspect.
Bu onların Amerikası ve verdikleri süre bir hafta içinde doluyor.
La balle est dans leur camp, faut qu'on soit dans les délais.
Sol taşşağıma bahse girerim ki Seni bir hafta içinde postalayıp geri gönderecekler
Je parie ma couille gauche qu'ils vont te mâter en moins d'une semaine.
Bir hafta içinde Tigerland'e gideceksin.
Dans une semaine vous partirez pour Tigerland.
Beyler, sezon bir hafta içinde başlıyor.
La saison commence dans une semaine.
- Burası bir hafta içinde kapanır.
On fermerait la boutique.
- Bir hafta içinde.
- En une semaine.
Lütfen çocuk gibi davranmayı kesin. Henrich! Bir hafta içinde yeni bir kameramanla geri dönerim.
Je vais chercher un nouveau photographe et l'amener ici avant la fin de la semaine.
Bir hafta içinde hücum ve savunma bulmak yeterince zor zaten.
Ce sera dur de former une équipe en une semaine.
Bir hafta içinde Afrika'ya gidiyorum ve sonra da uzun bir Avrupa turu karım da benimle geliyor. Bunu anlayın artık.
Je pars pour l'Afrique dans une semaine, j'enchaîne sur l'Europe, ma femme m'accompagne, il faudra vous y faire.
Ve bir hafta içinde saçım dökülmeye başladı.
Huit jours après j'ai commencé à perdre mes cheveux
- İyi, bir hafta içinde dönmüş olurum.
- Je reviens dans une semaine.
Arkadaşlar! Size söz veriyorum! En geç bir hafta içinde, bizzat Galeri Metin'den formalarınız, eşofmanlarınız, ayakkabılarınız tarafımdan temin edilecek.
Je vous le promets, mes amis, au plus tard dans une semaine, vous aurez les plus beaux maillots et chaussures avec mon argent.
Evet, tek sorun bir hafta içinde başlıyorlar ama replikleri ezberlemene gerek yok.
Oui. Le truc, c'est que la première est dans une semaine mais tu n'as rien à apprendre. Tu peux te servir du texte sur scène.
Sadece garsonluk yaparak bir hafta içinde nasıl 1.100 dolar kazanmayı başarabildin?
Comment l'as-tu acheté en étant serveuse juste une semaine?
Bir hafta içinde üç tane haneye tecavüz.
Trois intrusions et viols en quelques jours.
Bir öneri hazırla. Bütçesini belirle. İki hafta içinde bana ver.
Donnez-moi une proposition avec un budget d'ici 15 jours.
Birkaç hafta içinde piramitlerden daha büyük bir geminin... -... bu dağın tepesine ineceğini söylesem?
Et Si je vouS disais qu'un vaisseau plus grand que leS pyramides... va atterrir Sur cette montagne dans quelques semaines?
Umarım, altı ila sekiz hafta içinde bir cevap alırız.
On le recevra d'ici six à huit semaines.
Tamamı yeni South Park'ta, sadece bir kaç hafta içinde.
Vous le saurez dans un prochain South Park.
2 hafta içinde birşey yapamam. Yapsam bile amacım ne? Seni mutlu, uyumlu bir gangster yapmak mı?
Je ne pourrais rien en 1 5 jours et j'aurais quoi comme but :
Pekala, bir hafta içinde görüşürüz.
A la semaine prochaine.
Fakat doğru bir bakışla bakarsan, ona uygun bir erkek arkadaşı lazım! Altı hafta içinde, taç giyecek balo kraliçesi o.
Mets-la entre les mains d'un professionnel et en 6 semaines, j'en fais la reine de la promo.
Reklam yaptık. 3 hafta içinde bir konserimiz var.
Le concert est dans 3 semaines!
Herşey bir hafta içinde.
Tout est dans une semaine.
Bir hafta içinde görüşeceğiz.
Je vous reverrai dans une semaine.
Bir kaç hafta içinde, bir budalayı bir aygıra çevirdim böyle mi teşekkür ediyorsun?
Je t'ai transformé en tombeur et voilà comment tu me remercies?
O yüzden müsait olduğunuzda şunları doldurmanız lazım. Bir kaç hafta içinde bana geri verirsiniz tamam mı?
Indiquez les jours où vous êtes disponibles... et rendez-le-moi dès que possible.
Bir sehpayı alması bir aydan uzun sürdü, ama düğününü dört hafta içinde planlayabildi.
Six mois pour me trouver une table basse, et elle organise un mariage en 4 semaines.
Bak, belki birkaç hafta içinde bir test uçuşu yapabiliriz ve eğer o iyi giderse...
Nous pourrons peut-être voler dans quelques semaines.
Bir sonraki ödev iki hafta içinde.
Le prochain travail est pour dans quinze jours.
Ama birkaç hafta içinde halka açılacak bir şirket var.
On a une société qui les place.
Bir menajerin olsaydı ve onu iki hafta içinde sekiz kez aramayı deneseydin ve o seni geri aramasaydı, ne düşünürdün?
Si t'avais un agent que tu joignais jamais Tu l'as appelé 8 fois sans qu'il te rappelle
Bir hafta, bir ay içinde mi?
- Dans une semaine, un mois?
Eğer 30 saniye içinde bir hastaya bakmıyorsan bütün hafta boyunca... ... bağırsak boşaltıp iltihaplı mantar temizleyeceksin!
Si vous n'êtes pas auprès d'un patient, l'air compatissant, dans 30 secondes, vous passerez la semaine à traiter des mycoses.
Ama 20 yıllık bir ayrılıktan sonra. Annem bu hafta içinde beni ziyarete gelecek.
Après 20 ans d'une séparation douloureuse... ma maman va me rendre visite ce week-end.
bir hafta sonra 49
bir hafta önce 34
bir hafta 109
bir hafta oldu 20
bir hafta mı 41
içinde 110
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
bir hata 32
bir hediye 84
bir hafta önce 34
bir hafta 109
bir hafta oldu 20
bir hafta mı 41
içinde 110
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
bir hata 32
bir hediye 84
bir hayalet 36
bir hata oldu 23
bir hayvan 28
bir hata yaptın 21
bir hata yaptım 105
bir haber var mı 33
bir hırsız 35
bir hiç 29
bir hata yaptı 16
bir hatıra 20
bir hata oldu 23
bir hayvan 28
bir hata yaptın 21
bir hata yaptım 105
bir haber var mı 33
bir hırsız 35
bir hiç 29
bir hata yaptı 16
bir hatıra 20