Bir hırsız tradutor Francês
2,469 parallel translation
Daha iyi bir hırsız yaptı.
C'est devenu un meilleur voleur.
Suç mahaline bir hırsız getirdin.
- Un voleur sur les lieux du crime?
İstediğin her şeye sahipsin, ama sen hâlâ tıpkı bir hırsız gibi çalmaya devam mı ediyorsun?
Tu as tout ce dont tu as besoin et tu voles comme un voleur de bas étage?
Açıkçası bana yalancı diyor. Bir hırsız.
Il me traite de menteur, de voleur.
Şurada bir hırsız, burada bir katil.
Un voleur par ici, un tueur par là.
Leo, o bir hırsız, tamam mı?
Leo. Elle... elle prend, OK?
O yalancı bir hırsız.
Ce gars est un voleur et un menteur.
Ufak çaplı bir hırsız olduğum zamanlarda, Çaldığım şeylerde, Şey... ufak, adi şeylerdi
Quand j'étais un voyou minable, je volais des trucs... minables.
Belki de bir hırsız olduğundandır.
C'est peut-être parce que vous êtes un abject voleur.
neden bir hırsızı seçtin?
Pourquoi avez-vous choisi ce voleur en particulier?
Yine de teşekkürler. Gözaltındaki bir hırsızla ilgili konuşmanızı duydum.
Les combines m'excitent.
Dinle, bir hırsızı arıyoruz.
On cherche une pro du braquage.
- Seni buraya davet ediyorum ve sen de kalkmış sanki bir hırsız falanmışım gibi deli gibi üstüme saldırıyorsun.
- Je t'invite, et tu te pointes avec une énergie de merde, comme si j'étais une voleuse ou un truc pareil.
Ama değilsen eğer bir hırsız veya polissen ya da heyecan arayan işsiz bir palyaçoysan o zaman yapamazsın, ve ben de cevabımı almış olurum.
Sinon, si t'es un voleur ou flic, ou un clown au chômage cherchant du frisson, alors c'est impossible et je le saurai.
Eğer bir ispiyoncu, bir hırsız veya bir polissen... Sorun olmaz.
Si t'es un indic, un voleur ou un flic, c'est bon.
Bir bağımlı veya bir hırsız ve hatta bir katil olarak bile kendin gibi olduğundan daha fazla vakit geçiriyorsun, böyle olunca da, er ya da geç, hangilerinin senin, hangilerinin ise sahte kimliğinin özelliği olduğunu karıştırıyorsun.
Tu passes plus de temps à être un drogué, un voleur, ou même un meurtrier qu'à être toi-même. Tôt ou tard, tu confonds ta personnalité avec celle de ta couverture.
O bir hırsız, bir katil değil ki.
C'est un voleur, pas un meurtrier.
Ama Eddie, sadece bir hırsız, değil mi?
Mais Eddie, est juste un voleur?
O kadar iyiysen, git yakala onları. Hadi bana bir hırsız yakala.
Sortez, plutôt que de ne rien faire.
Eğer bir hırsız görürsen başın belaya girer.
Vous en êtes incapable. Ce n'est que du vent.
Aslında sadece bir hırsız.
Ce n'est qu'un voleur.
Ben dürüst bir hırsızım. Güvenebileceğim bir ortak arıyorum İşleri büyütmek için.
Je suis un voleur réglo qui cherche un associé à qui se fier et avec qui se développer.
Önemsiz bir hırsızın işiymiş.
C'était un petit malfaiteur.
Sıradan, önemsiz bir hırsız.
C'est juste un petit voyou.
O bir hırsız, kızımı çalıyor.
C'est un voleur, il me vole ma fille.
Ama ben bir hırsızım.
Mais je suis une voleuse.
Dünyanın en iyi dört hırsızı kaçarak beni bir mil uzunluğunda ipucu olabilecek kağıtla bıraktı.
Quatre des meilleurs voleurs au monde ont laissé un tas d'informations.
Bir avuç katil ve hırsız çekirge sürüsü gibi onları yağmaladı.
# Un groupe de meurtriers et de voleurs #
Belli ki bir hırsız alarmı var.
- une alarme.
Hırsız da bunu bir şekilde öğrenmiş.
Ce n'était pas un hasard.
Xander Green bir "ganef" tir. Yani hırsız.
Xander Green est un "ganef", un voleur.
Çocuk hırsızı değilsiniz, aileleri bir arada tutmaya çalışıyorsunuz.
Il ne vole pas les enfants, au contraire.
Ben... zannımca bir tür hırsızsınız.
Je... suppose que... vous êtes un genre de... voleur?
Parmak izi sonuçları geldi. Kimlik hırsızı Jimmy Kung Fu adında bir salakmış.
Les empreintes sont celles d'un voleur au nom stupide de Jimmy Kung Fu.
Rehinci, hırsızın arkasından koşan Latin bir kadın gördüğünü söyledi, birkaç saat sonra da onu karakolda gördü.
Le prêteur dit avoir vu une latino courir après la voleuse, puis un peu plus tard il la voit au commissariat.
ayaklar içinde birkaç kalem eklerseniz... elinizde, cici bir doğaçlama Cep telefonu hırsızınız olur.
Quelques crayons comme trépied et vous avez un dispositif de piratage.
Bir kuru temizlemeci soyuldu, ve bir Impala çalındı, Ve suçu yöneten hırsız, tüm bu süre boyunca yüzünü gizlemeyi başardı.
Une teinturerie a été dévalisée, une Impala a été volée... et le meneur du casse a réussi à cacher son visage tout le long.
Ve meyve, hırsız bir kuş tarafından avlanmak üzere ortada bırakılmış olsa da odada sıradan ya da bayağı olmayan tek bir eşya bile olmamalı.
Et il ne devrait pas y avoir un seul objet dans la pièce Ce n'est ni commun ni vulgaire. Même le fruit devrait être donné en pâture à des oiseaux voleurs.
Efsaneye göre, o hayatı idam sehpasında son bulan bir at hırsızıydı.
Selon les légendes, c'était un voleur de cheval dont la vie a fini au bout d'une corde.
Tehlikeli bir sanat hırsızı, anladın mı?
- Sans dec. Il est dangereux, OK?
Son olarak kendimize bir adet sanat hırsızı yakalayacağız.
Et enfin, nous capturons un voleur d'art international.
Peki dedektif, neden bu, araç hırsızının yapabileceği bir şey olmasın ki? Anlıyorum.
Je vois.
Ve ne bir kamyonet ne de hızla geçen bir araç hırsızı yani davalının gördüğünü iddia ettiği hiçbir şeyi görmediniz.
Vous n'avez vu ni pickup, ni voleur s'enfuyant. Rien de ce que l'accusée dit avoir vu. - C'est correct.
Teyit için tekrarlıyorum cinayet gecesi kayıt tutulmadı ve siz de orada olmadığınız için bir kamyonet ya da araba hırsızı görmediniz.
Pour résumer, il n'y a pas d'enregistrement de la nuit du meurtre. Et vous n'étiez pas là pour voir ou ne pas voir le pickup ou le voleur.
Adım Qliver Queen ve ben bir korkak hırsız ve ben...
"Mon nom est Oliver Queen, " et je suis un lâche, " je suis un bandit,
Sen zaten kaporta atölyesi olan, yanlış anlaşılmış, kendi halinde bir araba hırsızısın, değil mi?
Alors que tu es juste un petit voleur de voitures incompris... qui possède un atelier de casse? - Ouais.
Ağzı, bir denizyıldızının göt deliğine benziyormuş ve tüm kariyeri boyunca eser hırsızlığından şüphelenilmiş.
Tu dis que sa bouche ressemble à l'anus d'une étoile de mer, et qu'on l'a soupçonné de plagiat toute sa carrière.
808 00 : 39 : 57,659 - - 00 : 40 : 00,958 - Hala bir yalancıyım ve hırsızım.
- Je croyais que t'avais changé.
Hırsız, kafası çalışmayan bir çocukmuş. Bir ay önce çalıntı eşyaları rehine vermeye kalkmış.
Le voleur était un jeune stupide... qui a mis un tas d'objets volés au clou il y a environ un mois.
Küçük bir şey çalarsan hırsız olursun.
Vole un peu, tu es un voleur.
Küçük serseri, bir hırsız.
Ce petit voyou est un voleur.
hırsız 340
hırsızlar 128
hırsız var 54
hırsızlık 96
hırsız mı 28
bir hafta sonra 49
bir hafta önce 34
bir hata 32
bir hafta 109
bir hediye 84
hırsızlar 128
hırsız var 54
hırsızlık 96
hırsız mı 28
bir hafta sonra 49
bir hafta önce 34
bir hata 32
bir hafta 109
bir hediye 84