Bir hayvan tradutor Francês
4,741 parallel translation
Komodo zehirli bir hayvan, ve ısırığı da zehir.
Ecoute, le dragon de komodo es venimeux, et sa morsure contient du poison.
Bıçak gibi değil, çünkü sen gerçekten kütsün, ama daha çok ot yiyen, bir hayvanın yumuşak dişleri gibi.
Pas comme des couteaux, car tu es mou, plutôt comme les dents tendres d'un mammifère herbivore.
Ayrı bir Hayvan Kontrol Departmanı olmamalı.
La fourrière municipale ne devrait pas être à part.
Büyük bir köpek olduğunu söyleyebilirim, ya da onun gibi bir hayvan.
À mon avis, il s'agit d'un très gros chien. Pas loin de cinquante kilos.
- Beni bir hayvan gibi hücreye mi...
Vous allez m'enfermez comme un...
Herhangi bir hayvan gibi, et ve seks'i arzuluyor.
Comme chaque animal, il désire nourriture et sexe.
Politik bir hayvan gibi düşünmüyor. Ne olabileceğini biliyorum.
Elle ne pense pas comme l'animal politique que je sais qu'elle peut être.
Bir hayvan olsa ısırık izleri olmaz mıydı?
Si c'était un animal, ne devrait-t'il pas y avoir des traces de morsures?
Şimdiye kadarki en iyi evcil hayvanım o. " " Asla onun gibi bir hayvanım olamayacak. "
je ne retrouverai jamais un animal comme lui. "
Kafes bir hayvan veya esir içindir.
Une cage est pour un animal ou un prisonnier.
Vahşi bir hayvan bile şişko, uykucu bir hayvana dönüşüyormuş.
En moins de deux, un prédateur sauvage devient un gros matou flemmard.
Çaldığın her nota piyanoda can vermek üzere olan bir hayvanın feryadıymış gibi çıkıyor.
Chaque note que tu joues sonne comme un animal mourant se tordant sur les touches.
Bir hayvan intihar edebilir mi?
Les animaux peuvent-ils se suicider?
O bir hayvan.
Il est un animal.
Benim aptal seninse bir hayvan olduğunu düşünüyor.
Elle pense que je suis un idiot et que tu es un animal.
Her bir hayvanın ortalama ağırlığı 393 kg ediyor.
Le poids moyen de chaque bête était de 867 livres.
Sadece öldürülmemiş, vahşi bir hayvan tarafından ölene kadar parçalanmış.
Il n'a pas été seulement tué, il a été mutilé à mort, comme par un animal sauvage.
Yani demek istediğim şu ki Matt'in bahsettiği şu ses dalgası yaşayan bir hayvan tarafından da meydana getirilmiş olabilir.
Je dis juste que le son qu'on a entendu, ce dont Matt parle, a pu être causé par un animal vivant.
Sensörlere yakalandığına göre epey büyük bir hayvan olmalı.
Et je parle de quelque chose de plus gros qu'une biche.
Başka bir hayvan yapmış olamaz mı?
Une attaque animale?
Eğer, o şey kayıtlarda gördüğümüz kadar büyük ise ağırlığı muhtemelen 250 kilonun üstündedir. Bu ağırlıkta bir hayvan...
Et, d'après la taille du loup qu'on a vu, je dirais qu'il fait facilement 200 kg ce qui est cinq fois plus grand- -
Muhtemelen bir hayvan falandır.
Il est probablement, vous le savez, un animal ou quelque chose.
Bir santimetre daha sola gelseydi, o hayvan göğsüne tekme atmış olabilirdi.
Un peu plus sur la gauche, et cette bête t'aurait frappé a la poitrine.
Onlar tuzağa düşmüş bir demet hayvan gibiler.
ils sont comme une bande de bêtes pris au piège.
Ekim nöbeti, çiftlik hayvanı mı yoksa tahıl mı, bir de vergi meselesi var tabii.
Rotation des cultures, bétail, céréales, ou encore tous ces problèmes de taxes.
Bu şehirde püsküllü bela diyebileceğimiz bir sorunumuz var ve bunun nedeni Hayvan Kontrol Deparmanı'nın hayvan yakalamada berbat olması.
On a un problème d'animaux errants parce que la fourrière animale municipale est incapable... d'attraper des animaux.
Hayvan Kontrol Departmanı uzun süredir beceriksiz çalışanlar yüzünden bir ahır gibi.
La fourrière a longtemps été un entrepôt des fonctionnaires les plus incompétents.
Şunu söylemem gerekir, bu Hayvan Kontrol Departmanı'na yeni biri bulmak için bir araya gelmiş en iyi komite.
C'est le plus beau comité de recherche de directeur pour la fourrière que j'ai jamais vu.
Hayvan Kontrol eğer Parklar Departmanı'ndan yönetilirse çok daha etkili olur ve eğer isterseniz, bir rapor yazabilirim ve raporun dili siz gerizekalıların bile anlayabileceği kadar basit olur, gerizekalılar.
La fourrière serait bien plus efficace si le service des parcs la gérait, et je peux vous faire un rapport officiel en langage simple pour que les andouilles comme vous le comprennent.
Bu karanlık ve işkence edilmiş bir dahiden mükemmel bir fikir ve Hayvan Kontrolü'nün Parklar ve Bahçeler'e dahil edilmesine el kaldırıyorum.
Une idée brillante venant d'un génie sombre et torturé, et je déclare l'intégration de la fourrière au service des parcs.
Bir başka yük hayvanı.
Tout à fait. Une autre bête de somme.
Peki şu hayvan hakları için dilekçe veren aktivistlerden bir şey çıktı mı?
Et pour les pétitions des défenseurs des animaux qui circulaient?
Bu hayvan savunucuları ya da bölgesel bir şey olamaz.
Ça ne peut pas être un militant pour les animaux et le territoire.
Turta yeme yarışmamız büyük bir evcil hayvan hayvanat bahçesi ve hepsinin daha önemlisi kurucu haftası geçit törenimiz var.
Il y a un concours de mangeurs de tarte une ferme pédagogique géante, et le clou du spectacle, le défilé des fondateurs.
Ben sadece müşterilerine hayvan gibi 15 litrelik gazoz servis eden bir restoranı durdurdum ki bu vatandaşları daha sağlıklı yaptı.
J'ai empêché un restaurant de servir des doses aberrantes de 15 litres de soda, nos concitoyens s'en portent mieux.
David ayrıca bir tutam hayvan tüyü buldu.
David a aussi trouvé... un brin de poil animal.
Seninle onun farklı suç mahallerinde bulduğunuz çapraz tür DNA'sını araştırdığınızı ve kanunsuz kahramanın aslında bir insan-hayvan kırması olduğunu keşfettiğinizi biliyorum.
J'ai lu les journaux d'Evan. Je sais que lui et vous cherchiez de l'ADN inter-espèces trouvé sur différentes scènes de crime et que vous avez découvert que le justicier est, en fait, un hybride homme-animal.
Evet, ama size onun bir çeşit hayvan olduğunu söylemedim.
Ouais, mais je n'ai jamais dit qu'il était une sorte d'animal.
Bitki ve hayvan özlerinden yapılmış bir ilaç.
C'est une distillation d'extraits d'herbes et animale.
Buralarda bir yerde hayvan dükkânı vardı.
Il y avait une animalerie ici.
Bu sadece bir mazeret! Sen çiftlik hayvanı gibi yaşamaya devam et güçsüz pislik!
Alors, vis jusqu'à la fin de tes jours comme du bétail, mauviette!
Hayvan derisi gibi tepki veren bir insan derisi.
C'est de la peau humaine qui réagit comme de peau animale.
Bana bir iyilik yap : Şu hayvan sakatlama olaylarına bak.
Fais-moi une faveur, renseigne-toi sur ces mutilations de bétail.
Sonunda ülkedeki hayvan sakatlama olaylarına ışık tutan bir şey.
Quelque chose qui finalement éclaircit le mystère des mutilations de troupeaux dans le pays.
Ve hayvan ya da insan derisi olarak gruplandırılamayan parlak bir deri buldum.
Et j'ai un morceau de chair brillante qui ne peut être catégorisé comme animal ou humain.
Bu aralar her hangi bir yerel hayvan müzayedesi var mı?
Y a-t-il des ventes aux enchères de bétail bientôt?
Bölgemde birisi 42 baş hayvan taşıyan bir kamyon kaçırdı. senin işin gibi görünüyor.
Quelqu'un a détourné un camion dans mon comté, 42 têtes... ça vous ressemble.
Görünüşe göre apartmanımda, bir stüdyo dairede en fazla ne kadar hayvan bulundurulabileceğine dair kurallar varmış.
Apparemment la résidence a un règlement qui interdit d'avoir autant de chats dans un studio.
Max, Hayvan Kontrol ile birlikte ve bir tehdit unsuru olmadığı kanısına varmadan onu bırakamazlar.
Max est avec le Service de Contrôle des Animaux et ils ne peuvent le relâcher jusqu'à ce qu'ils jugent qu'il n'est pas une menace.
Başkomiser, Max'in burada bir ev hayvanından çok tanık olduğuna karar verdi. Ve şimdiye kadar öğrenmiş olmalısın ki, biz tanıklarımızla ciddi bir şekilde ilgileniz.
Le Capitaine a décidé que Max était ici plus un témoin qu'un animal, et tu devrais savoir maintenant à quel point nous prenons soin de nos témoins.
Yırtıcı bir hayvan olmak için eğitim gördü.
Quoi?
hayvan 169
hayvanlar 92
hayvan herif 54
hayvanat bahçesi 34
hayvan mı 23
bir hafta sonra 49
bir hafta önce 34
bir hata 32
bir hafta 109
bir hediye 84
hayvanlar 92
hayvan herif 54
hayvanat bahçesi 34
hayvan mı 23
bir hafta sonra 49
bir hafta önce 34
bir hata 32
bir hafta 109
bir hediye 84