Bir kelime tradutor Francês
5,148 parallel translation
- Bir kelime bile etmedi.
Il n'a jamais dit un mot.
Ancak anlaşma koşullarım kabul görene kadar tek bir kelime dahi etmeyeceğim.
Mais je ne dirai plus un mot tant que les termes de mon accord n'auront pas été acceptés.
Bilgisayar başında oturup bir kelime bile yazamamak.
Être assis devant mon ordi sans pouvoir écrire un mot.
Gayet kullanılan bir kelime.
C'est un mot très commun.
Evet, bir kelime etmek zorunda değilsin.
Non, vous n'avez pas à dire un mot.
Ne harika bir kelime.
C'est un drôle de mot.
"Maxlamak" sadece uydurduğum bir kelime değil.
"Maxinémiser" n'est pas qu'un mot que j'ai inventé.
* Bu çevrede kullanacağın iyi bir kelime değil bu.
Ce n'est pas un mot à utiliser ici.
Başka bir kelime etmeyeceğim.
Je ne dirai rien de plus.
Ve bir kelime daha edersen Yemin ederim buna pişman olursun.
Et si tu rajoutes un mot, je te promets que tu le regretteras.
Bizden daha fazla para koparmak için kullandığınız bir kelime sadece.
C'est juste un mot que vous utilisez pour nous prendre de l'argent.
- "Rüşvet" çirkin bir kelime.
- "Soudoyer", un si vilain mot.
Gerçi bu aptalca bir kelime seçimi oldu.
L'expression est mal choisie.
"Zor" dan daha güzel bir kelime bulmaya çalışıyordum ama bulamadım.
J'essayais de trouver un mot meilleur que "dur" et je n'y arrive pas.
Bölüm Şefi istiyor başka bir kelime.
Votre chef de département veut vous dire un mot.
Yani hayır'ın "hayır" demek olmadığını biliyorum ama kesinlikle "hayır" anlamına gelen bir kelime olmalı.
Je comprends que "non" veuille pas dire "non", mais on doit pouvoir dire "non".
# Dürüstlük # # Ne kadar yalnız bir kelime #
♪ Honnêteté est un mot tellement rare ♪
# Ne kadar yalnız bir kelime #
♪ Est tellement un mot solitaire ♪
- Dilimizde öyle bir kelime yok.
- Ce n'est pas un mot de notre langage.
- Bu bir kelime.
- C'est un vrai mot.
Bir kelime bile etmeye cüret edemezler, mahvolurlar.
Elles n'oseront pas en parler. Elles seraient ruinées.
Tüm bu kelimeleri yeni bir kelime yaratmak için hiç düşünmeksizin birleştirdim.
Je vais devoir combiner tous ces mots, sur le vif, pour créer un nouveau mot.
Küçükken bir gün, Moray anlamadığım bir kelime kullanmıştı.
Quand nous étions jeunes, Moray a employé un mot que je ne connaissais pas
Bildiğim tek şey, o sörfçünün "S" ile başlayıp iki harfle devam eden bir kelime olduğu.
Tout ce que je sais c'est que ce surfeur est un "C" suivi de deux autres lettres.
# Söyledikleri bir kelime # Söyledikleri bir kelime
♪ A word they say ♪ a word they say
- Dört harfli bir kelime, elbette.
Le fameux mot de 6 lettres, évidemment.
Bu etkiye uyan Almanca bir kelime vardı.
Il doit y avoir un mot allemand pour ça.
Nefret oldukça ağır bir kelime.
Haïr est un mot tellement fort.
- Kes artık, geveze. Tek bir kelime daha etme.
Pas un mot de plus.
Öyle bir kelime yok.
C'est faux.
Ve bazen terbiyesiz bir kelime olabiliyor.
Et parfois, c'est un gros mot.
Tek bir kelime daha edersen, seni temin ederim ki pişman olursun.
Dis un mot et je te jure que tu le regretteras.
Ve zorlarlarsa, B ile başlayan bir kelime.
Et si provoqué, le mot en "S"
- Bir kelime bile etmedim.
- Je l'ai dit à personne.
Ben olsam "ruhum ölüyor" derdim ama "çalışmak" da onun yerine kullanılacak güzel bir kelime.
J'appelle ça "mourir spirituellement", mais "travailler" est un bon mot pour désigner ce qu'on fait ici.
"Suda bir kelime" mi? Tamam.
"Un mot dans l'eau"?
Suda bir kelime var.
C'est flou, mais il y a un mot dans l'eau.
Böyle tatlı bir rahatlamanın bedeli... sadece birkaç kelime.
Un si doux soulagement peut être le vôtre pour la modique somme de quelques mots.
Şimdi aradığım şey için bir çok kelime var... Ruble, renminbi, baht...
Bien, il y a beaucoup de mots pour ce que je veux... roubles, yuan, baht...
Dede, sabah bulduğun kelime bir harikaydı.
Hé, papy, tu as joué un super mot plus tôt aujourd'hui.
Artık kelime ve fikirlerin bir ağırlığı olduğuna ikna oldum. İnsanları en psikopatça şeyleri yapmaya itebilecek bir ağırlık.
Je suis maintenant convaincue que les mots et les idées ont un poids, le poids de déplacer des personnes pour faire les choses les plus folles.
Kelime seçimin pek bir yanlış oldu be kızım.
Piètre formulation.
Öyle bir kelime varsa tabii.
Mais pas platonique
Hiç kimse için bir mahsuru yoksa ilk ben birkaç kelime etmek istiyorum.
Cela dérange quelqu'un si je dis quelques mots avant?
Çok uzun bir yoldan gelmişsin telefonda söyleyeceğin bu iki kelime için.
tu as fait un long chemin pour deux mots que tu peux dire au téléphone.
Bir hayalet gibi bana bakıyorsun ama tek kelime etmiyorsun.
Comme un fantôme qui me regarde mais qui ne dit rien.
- Sadece bir iki kelime ettiğini duydum.
Je l'ai juste entendu dire trois mots.
"Raf Dağı" kelime oyunuyla büyük bir kahkaha koparttım.
Tout le monde a ri quand j'ai placé le mot placariâtre.
Çünkü sen bir akrepsin,... ve ağzından çıkan her kelime koca bir yalan.
Parce que vous êtes un scorpion, et chaque mot qui sort de votre bouche est un mensonge.
Tek kelime etmeden nasıl böyle bir şeye kalkışırsın?
J'avais une dette envers le journaliste. Comment pouvez-vous faire ça sans même en discuter avec moi?
Demek istediğim küfür olarak bir çok kelime kullanılabilir. Mesela ahmak, aptal, Alan.
Je veux dire, il va y avoir beaucoup de nom de cités... uh, uh, jerk, uh idiot, uh, Alan.
kelime 21
kelimeler 50
kelimesi kelimesine 31
kelimesi 41
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kahve 26
bir kere daha 137
bir kez 117
bir kere 190
kelimeler 50
kelimesi kelimesine 31
kelimesi 41
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kahve 26
bir kere daha 137
bir kez 117
bir kere 190
bir kez olsun 43
bir kız mı 24
bir katil 56
bir kitap 34
bir kız var 17
bir karar ver 16
bir karar verdim 25
bir kez daha 333
bir kadın 232
bir kadın mı 37
bir kız mı 24
bir katil 56
bir kitap 34
bir kız var 17
bir karar ver 16
bir karar verdim 25
bir kez daha 333
bir kadın 232
bir kadın mı 37