Bunlar benim tradutor Francês
3,580 parallel translation
Bunlar benim kaykaylarım mı?
Ce sont mes rollers?
Bunlar benim çoraplarım mı?
et mes chaussettes?
Evet, bunlar benim.
Oui, ceux là sont les miens.
Barney, bunlar benim süslerim mi?
Barney, est-ce que ce sont mes décorations?
Bunlar benim arkadaşlarım Axl. Dünya'daki en iyi arkadaşlarım.
Ce sont mes amis, Axl... mes meilleurs amis dans ce monde.
Bunlar benim...
Ils sont à moi.
Bunlar benim koyduğum biletler değil.
Ce n'est pas le ticket que j'ai laissé.
Bunlar benim abilerim, ablalarım ve ninem.
Il y a mes frères, ma sœur et ma grand-mère.
Bunlar benim en iyi arkadaşlarım. Asla beni yarı yolda bırakmazlar.
Ce sont mes meilleures amies dans la vie,... elles ne m'ont jamais laissé tomber.
Tüm bunlar benim için miydi?
- Tout ça, c'était pour moi?
Tüm bunlar benim ayrılış partim için.
Ma fête de départ a causé toute cette folie.
Bunlar benim canımı sıkmıyor Bruce.
Je ne me laisse plus ennuyer par ça, Bruce.
Ağır ol bakalım, bunlar benim giysilerim.
Attention, ce sont mes fringues.
Bütün bunlar benim deli olduğumu ima etmek için yaşadığım hayatın yanlış olduğunu ima etmek için.
Il a d'insinué que j'étais malade. Y a rien de mal avec la façon dont je vis!
- Bunlar benim sevimli sürtüklerim.
Elles, ce sont mes gentilles salopes.
- Bunlar benim "ailem". Bilirsin.
C'est ma "famille".
- Bunlar benim size verdiğim isimler, Vlady.
- Pour moi, si.
Bunlar benim gayrimeşru çocuklarım.
Je les ai eus avec différentes mères.
- Bunlar benim değil.
Ce n'est pas le mien.
Bunlar benim arkadaşlarım. Konuşa bileceğimizi umut ediyordum.
Ce sont mes amis, et j'espérais qu'on pourrait discuter.
Şimdi de bunlar benim hatam mı oldu?
Parce que c'est de ma faute?
Bütün bunlar benim için mi?
C'est pour moi, tout ça?
Bütün bunlar benim suçum.
C'est de ma faute.
Bunlar benim arkaşım için.
C'était pour une de mes amies.
Bunlar benim zamanımdan önce olmuş, gerçi.
C'était avant mon époque, cependant.
- Bunlar benim insanlarım.
- Ce sont mes gens.
Hiç yazım hatası yok, bunlar benim öğrencilerim olamaz.
Et sans faute d'orthographe. C'est pas mes élèves.
- Bunlar benim için.
- C'est pour moi.
Sus ya, herkes benden- - Neden bunlar benim başıma geliyor?
Tous les jours, je vois des patients mal informés.
Adım Therese Dodd ve bunlar da benim göğüslerim.
Mon nom est Thérèse Dodd et se sont mes seins.
Bunların hepsi benim için yeni.
C'est tout nouveau pour moi.
Tüm bunları yapmanın nedeni benim.
Je suis la raison pour laquelle tu dois faire ça.
Bu konuda sana haksızlık ediyor gibi ve Elena'yı sana kaptırdığım için üzgün gibi göründüğümü biliyorum ve üzgünüm de, ama tüm bunlar bittiğinde eğer benim için asla eskiden olduğu gibi hissetmezse o zaman en azından bu onun seçimi olacak.
Je sais que ça donne l'impression que je suis injuste à propos de ça, comme si j'étais énervé d'avoir perdu Elena aussi, et je le suis, mais après tout soit finit, si elle ne ressent plus jamais la même chose pour moi comme c'était le cas, au final ça sera son choix.
Bunlar, ondan kalan az sayıda şeyden birkaçı ve benim için çok değerliler.
C'est une des rares choses qu'il me reste d'elle. Ça m'est très précieux.
Bunlar ailem benim.
C'est ma famille.
Babanı tanırdım Graterford'ta bekçiydi Benim de kızım var, bunlar hiç yaşanmamış gibi davranalım.
Je sais ce que vous allez traverser n'est pas facile,... et ont également une fille, donc prétendre que cela n'est jamais arrivé.
Bunların hepsi benim hatam.
Tout est ma faute. Je suis désolé.
Bak, bunları anlatacağı tek kişi sensin çünkü onu benim gibi seven tek kişi sendin.
Vous êtes la seule personne à qui elle l'aurait dit, vous l'aimiez comme je l'aimais.
Benim bildiklerim bunlar.
Turk, Acorn et Punch. C'est tout ce que je sais.
Sağ ol. Bunları konuştuğun için sağ ol Sutter, çok makbule geçti. - Ne demek dostum, benim için zevk.
Et merci... de me parler comme ça.
Bunlar olabilir, benim evliliğimde de oldu.
Ça m'est arrivé à moi aussi quand je me suis marié.
- Benim dişlerim değil bunlar.
- Ce n'est pas le mien.
Bunlar dünyayı yok ederlerse bu benim suçum.
Si ces choses détruisent le monde, ce sera ma faute.
Bunların içindeki en acı şey insanların benim hakkımdaki gerçeği asla bilmeyecek olmaları.
La tragédie, c'est que les gens ne sauront jamais la vérité à mon sujet.
Baba, bunların hepsi benim suçum.
Père, c'est totallement de ma faute.
Yani, bütün bunları sen mi yaptın, bütün bunları sadece benim için?
Tu as fait tout cela, Tout cela..... pour moi?
Bunlar benim dostlarım, hep birlikte çölde yaşıyoruz.
Mais je m'assieds en face, sinon ça a l'air bizarre. Ce sont mes amis. On vit dans le désert.
Merak ediyordum da acaba bunları benim için satabilir misin?
Je me demandais si vous pouviez, euh - pouviez vendre ces montres pour moi.
Bunlar kelimenin tam anlamıyla, benim söylediklerim.
C'est exactement ce que j'ai dit.
Bunlar gerçek ve benim bunu bilme sebebim ise nerede olduğumu bilmemem.
Je sais que c'est réel, car je ne sais pas où je suis.
Bunlar tam benim havalar.
Tout à fait! J'adore ça.
bunlar benim arkadaşlarım 16
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimsin 41
benimle 208
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimsin 41
benimle 208
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim adım 192
benim için sorun değil 83
benim için zevkti 116
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benim için öyle 32
benim için bir zevkti 58
benim adım 192
benim için sorun değil 83
benim için zevkti 116
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benim için öyle 32