Bunu kabul ediyorum tradutor Francês
635 parallel translation
Belki bazilari önemsiz, bunu kabul ediyorum.
Certains arguments sont faibles, c'est vrai.
Yenildim ve bunu kabul ediyorum.
J'ai échoué, autant l'accepter.
Tamam bunu kabul ediyorum. Başka bir şey?
D'accord sur l'ensemble.
Bunu kabul ediyorum.
Je vous l'accorde.
Pekala, seni öldürmeye çalışıyordum, bunu kabul ediyorum, ama şey değildi...
Enfin, si, j'essayais de vous tuer, je Padmets, mais...
- Evet, bunu kabul ediyorum.
Non, ce R n'est pas moi.
Keşke senin kadar güçlü olsam, Oscar, ama zayıfım ve bunu kabul ediyorum.
J'aimerais être comme toi, Oscar. Fort. Mais je suis faible et je l'admets.
Ve bunu kabul ediyorum.
Je l'accepte.
Bu doğru çünkü kendim bunu kabul ediyorum.
Je l'ai avoué, donc c'est vrai.
Primadonna olduğumu biliyorum. Bunu kabul ediyorum.
Je sais que je suis une prima donna.
Hayatım boyunca, hiçbir şeyden korkmadım ve şimdi bana ne olduğunu söylüyorsun ve ben bunu kabul ediyorum.
Je n'ai jamais eu peur de rien, et maintenant tu me dis ce que tu es, et je l'accepte.
- Bunu kabul ediyorum.
- Oui, je le reconnais.
- Sen bir günahkârsın. Bunu kabul ediyorum.
Vous ne me pardonnez pas?
Bunu kabul ediyorum, tamam mı?
Je le reconnais, d'accord?
Bunu kabul ediyorum.
Je l'avoue. Je regarde.
- Evet, bunu kabul ediyorum. Bu kısmı doğru.
- Ça, je l'avoue.
Sanırım Keats bunu daha farklı ifade ederdi, ama bunu kabul ediyorum.
Keats aurait tourné ça autrement. Mais tu as raison.
Tek suçum sizi terk etmekti, bunu kabul ediyorum.
Ma seule erreur a été de partir... ça je le reconnais.
Ben de bunu kabul ediyorum. Özellikle kadınlar konusunda.
Je suis pour ça, surtout avec les femmes.
Şu an için... bunu kabul ediyorum.
Pour l'instant, je vous l'accorde.
Chappie... Brennan suçlu çıkarsa ben tutuklamam demiştin. Tamam, bunu kabul ediyorum.
Chappie, tu as dit que s'il s'avérait que Brennan était un pourri, tu ne le donnerais pas dedans.
Bunu kabul ediyorum ama bu kaderdi hatta belki de şans, hapse girmeme sebep olan...
Je l'admets. Mais le sort m'a envoyé en prison. Autant que l'accident de voiture.
Bunu kabul ediyorum ama bu kaderdi hatta belki de şans, hapse girmeme sebep olan...
J'en conviens, mais c'est le destin, peut-être même la chance, qui m'a envoyé en prison, autant que l'accident de voiture.
Bay Wagner'le tanışıklığımız olduğundan... Bunu iltifat olarak kabul ediyorum.
Je présume que grâce à mes relations avec Herr Wagner je considère cela comme un compliment.
Bunu bir iltifat olarak kabul ediyorum.
Je prends cela pour un compliment.
Bunu kabul etmeni tavsiye ediyorum.
Je te conseille d'accepter.
O halde bunu depozit kabul ediyorum.
Je prends ça comme garantie.
Bunu iyi niyetle söylediğini kabul ediyorum.
C'est un compliment.
Bunu kabul ediyorum baba.
D'accord, père.
- Bunu hayır diye kabul ediyorum. - Evet.
- Cela doit vouloir dire non.
Aslında hayır, ama bunu iltifat kabul ediyorum.
Je n'y avais pas songé. Tu me flattes beaucoup.
Bunu düşünmediğimi kabul ediyorum ama John'un ne hissettiğini çok iyi biliyorum.
J'admets que je n'y avais pas réfléchi, ni même pensé... mais je sais exactement ce qu'il ressent pour elle.
Saçlarımın biraz ağardığını kabul ediyorum ama radyasyon bunu yapar. - Yapacak işlerim var.
J'admets que je grisonne un peu, mais c'est à cause des radiations.
Bunu cevabın olarak kabul ediyorum.
J'accepte votre réponse.
Bunu denemek isteyebilecek birkaç kişi olduğunu kabul ediyorum.
J'avoue que quelques uns aimeraient bien tenter leur chance.
Bunu teslim olarak kabul ediyorsanız bu tanımı kabul ediyorum.
Si vous qualifiez cela de reddition, j'accepte votre définition.
- Eee, hayır, efendim. Bunu kabul etmekten nefret ediyorum, fakat bir şey yok.
Rien pour le moment.
Kabul ediyorum bunu.
- Je l'admets.
Bunu iltifat kabul ediyorum..
Je prends ça comme un compliment.
Bunu bir hayır olarak kabul ediyorum.
Ça doit vouloir dire non.
Bunu evet olarak kabul ediyorum.
Je prends ça pour un oui.
Geri zekalı. Bunu bir iltifat olarak kabul ediyorum.
Venant de toi, je prends ça comme un compliment.
Bunu iltifat olarak kabul ediyorum.
Je prends ça comme un compliment.
Bunu kabul ediyorum.
J'en conviens.
Bunu "hayır" olarak kabul ediyorum.
Je traduis ça par un "Non".
Bunu evet olarak kabul ediyorum.
Alors, je vous attends.
Evet Kaptan, bunu ben de kabul ediyorum.
En effet. C'est un élément dont je suis prêt à tenir compte.
Bunu şimdi kabul ediyorum.
Je le reconnais aujourd'hui.
Bunu bugünün ödülü olarak kabul ediyorum.
Ce soir, ce sera le clou de la vente aux enchères.
bunu evet olarak kabul ediyorum. gözlemci yukarı!
C'est un oui! Périscope!
Bunu asker olmamak olarak kabul ediyorum. Hepsi kitaptan öğrenme.
Vous savez que pour moi toute cette culture ne sied guère à un soldat.
bunu kabul edemem 111
bunu kabul et 28
bunu kabul etmiyorum 18
bunu kabul edebilirim 23
kabul ediyorum 504
ediyorum 314
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu al 228
bunu kabul et 28
bunu kabul etmiyorum 18
bunu kabul edebilirim 23
kabul ediyorum 504
ediyorum 314
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu al 228
bunu alabilirsin 17
bunu yapma 481
bunu bana neden yaptın 18
bunu yapmana gerek yok 38
bunu nereden biliyorsun 159
bunu da 65
bunu yapabilirim 231
bunu bilmiyordum 213
bunu yapabilir misin 143
bunu sevdim 345
bunu yapma 481
bunu bana neden yaptın 18
bunu yapmana gerek yok 38
bunu nereden biliyorsun 159
bunu da 65
bunu yapabilirim 231
bunu bilmiyordum 213
bunu yapabilir misin 143
bunu sevdim 345