English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Bunu biliyorsun

Bunu biliyorsun tradutor Francês

8,564 parallel translation
Ben çok çalışmaktan korkmuyorum bunu biliyorsun.
Je n'ai pas peur de travailler dur, vous savez ça.
Ben pek köpek sevmem, Rafael. Hadi ama, bunu biliyorsun.
Je ne suis pas douée avec les chiens, Rafael.
- Bunu biliyorsun.
Tu le sais. Je suis ton fils.
Bunu biliyorsun ve tek düşündüğün bir sonraki yemeğin, sırrını korumak falan ve kimse tam olarak seni tanıyamaz.
Tu sais ça, et... Tout ce a quoi tu penses c'est ton prochain repas et garder ton secret. Et...
Bunu biliyorsun, değil mi?
Tu es d'accord, non?
Kamera on kilo ekliyor insana, bunu biliyorsun.
La caméra ajoute 5 kilos.
Dünyanın yakında ona ihtiyacı olacak. Bunu biliyorsun.
Le monde va avoir besoin de lui.
Sen de bunu biliyorsun.
Et ça tu le sais.
Bunu biliyorsun.
Tu sais ça.
Eşcinsel değilsin ve bunu biliyorsun.
Tu n'es pas gay et tu le sais.
Her zaman bir seçeğimimiz vardır, bunu biliyorsun.
On a toujours le choix, tu le sais ça.
Bunu biliyorsun.
Tu le sais.
Hayır. Bunu biliyorsun.
N Vous savez que.
O zaman biletlerinizi bana vermen lazım. Çocuğun kalbini kıramam. Biliyorsun bunu.
- Eh bien, tu dois me donner vos tickets, parce que je peux pas décevoir cet enfant, tu le sais.
- Biliyorsun bunu, değil mi?
Tu sais ça, pas vrai?
Yani, Becca kesin duygusal bir zindandaydı ama sen bunu zaten biliyorsun.
Enfin, Becca était dans une période sombre, mais tu sais déjà ça.
- Nereden biliyorsun bunu?
Comment est-ce que tu le sais?
Bunu sen de biliyorsun.
Tu le sais aussi.
San Diego, bu uçağa ve bunu biliyorsun.
Mais si elle était assise dans ce fauteuil en ce moment, elle te dirait de mettre ton cul dans cet avion pour San Diego, et tu le sais.
Biliyorsun bunu işte.
Tu le sais.
Peki sen bunu nereden biliyorsun?
Comment savez-vous ça?
Biliyorsun bunu.
Tu le sais.
Bunu önceden denediğimizi biliyorsun.
Nous avons déjà essayé de faire ça une fois, vous savez.
Adama yardımı olsa hemen yapardım bunu sen de biliyorsun.
Si je jugeais ça utile pour le petit, je n'hésiterais pas.
Bunu yapmayı istiyorsun, istediğini sen de biliyorsun.
Tu veux le faire. Tu le sais bien.
Bunu nereden biliyorsun?
Comment tu le sais?
Adamı kaybettiysen bunu nereden biliyorsun?
Comment le sais-tu s'il t'a semé?
- Bunu nereden biliyorsun?
- Ce n'est pas notre type.
Peter yerel polise rütbem işlemez bunu sen de biliyorsun.
Je n'ai aucune autorité sur la police locale, tu le sais.
Bunu nereden biliyorsun? Jacoby işsizdi.
Comment vous le savez?
Bu satış senin iyiliğin için, bunu sen de biliyorsun, Earl.
La vente c'est pour ton bien, et tu le sais, Earl... tu le sais...
Bunu nereye götüreceğini biliyorum. Holden hakkında ne düşündüğümü biliyorsun yani zaten ön yargılıyım ben.
Je sais où tu veux en venir, et tu sais ce que je pense de Holden, donc je ne suis pas impartial.
Biliyorsun, bu, ah, bunu sokaklarda fıstık için satman bir suç.
C'est... un crime que tu vendes ça dans la rue pour rien.
Veremem, bunu sen de biliyorsun.
Je ne peux pas vous le donner. Vous le savez.
Sen de biliyorsun öldürdüğünü veya bunu ondan kimin istediğini biliyorsun.
Tu sais qu'il l'a fait, ou tu sais à qui il a demandé de le faire.
Sen de biliyorsun bunu.
Tu sais ça.
Bunu nasıl biliyorsun?
Tu en sais quoi?
Bunu da mı biliyorsun? Evet. Mead Gölü'nde 1,908 tekne var.
Il y a 1 908 bateaux sur le lac Mead.
Bunu biliyorsun
Mamie, elle est partie en voyage, tu le sais.
- Bunu nereden biliyorsun?
Comment sais-tu ça?
Bunu onlar kazanacak, sen de biliyorsun.
Ils vont gagner, tu le sais.
Estelle bunu istemezdi. İstemeyeceğini biliyorsun.
Estelle ne voudrait pas ça.
Estelle bunu istemezdi. İstemeyeceğini biliyorsun.
Estelle ne le voudrait pas.
Seninle çalışmayı seviyorum. Biliyorsun bunu.
J'ai aimé travailler avec toi.
Pilatus'un bunu neden yaptığını biliyorsun.
Tu sais pourquoi Pilate l'a fait.
Ama bunu zaten biliyorsun.
Mais vous le saviez déjà.
Ve bunu en başından beri biliyorsun.
Et tu l'as toujours su, dès le début.
Bunu nereden biliyorsun?
Comment sais-tu à propos de ça?
Bunu sen de biliyorsun.
Tu le sais.
Bunu sen de biliyorsun, Irving de biliyor.
Il y a nous et il y a eux.
Bunu nasıl biliyorsun?
- Qu'en sais-tu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]