English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ H ] / Hastaydı

Hastaydı tradutor Francês

1,200 parallel translation
Çok hastaydı.
J'aurais aimé le soigner, mais lui, il était vraiment malade.
Geçen sene ben 40, 45 şehir boyunca hastaydım ve daha fazla da gidebilirdim. Ama bir yavru köpek almıştım.
Rien que l'an dernier, j'ai visité quelque... quarante-cinq pays, et j'en aurais visité plus, si je n'avais pas eu de chien.
George, tüm hafta boyuca hastaydım.
J'ai été malade toute la semaine. Elaine aussi.
Brevelle ayrılmadan günler önce hastaydı.
Brevelle a été malade plusieurs jours avant de partir.
- Bilmiyorum, hastaydı.
- Il est en congé maladie.
Küçük oğlan hastaydı astımı vardı.
Le petit garçon était malade il a de l'asthme.
O da mı hastaydı?
Est-ce qu'elle est maladive aussi?
- Kemik nakli bir felaket..... ve bağışıklık çalışmaları henüz deney aşamasında. Araştırma altı çocukla sınırlandırıldı,..... hepsi da sizin oğlunuzdan daha ileri derecede hastaydı.
Les transplantations ont été des désastres... et les immunosuppresseurs sont hautement expérimentaux... alors le protocole a été limité à six garçons... tous plus profondément affectés que votre fils.
- Nezaketinle yaptırdığın kürtaj bana enfeksiyon bulaştırdı. Martinique'de oldukça hastaydım.
L'avortement que tu m'as offert m'a donné une infection
Cathy, köpek gibi hastaydım. Bu yangın da neyin nesi?
Cathy, je suis malade comme un chien.
On iki yaşıma geldiğimde ikisi de çok hastaydı. Hank'le evlenmiş olan annemin yanına gittim.
J'ai 12 ans et ils sont malades, alors je vais chez ma mère, qui s'est remariée, avec Hank.
Hastaydı.
Il était malade.
Hep zor bir hastaydı, ama şimdi...
Il a toujours été un patient difficile, mais là...
Hastaydı.
Elle était malade.
Ama bir haftadır hastaydın!
Mais vous avez été malade!
Çok kötü görünüyordu ve bir köpek gibi hastaydı.
Il avait l'air mal en point, malade comme un chien.
Hastaydın ve şimdi iyisin.
Tu as été malade et maintenant, ça va mieux.
Gelmek istediler, ama anneleri çok hastaydı.
Ils voulaient venir mais leur mére était malade.
Hastaydı. Evde yalnız yaşadığını duydum.
Elle était absente et j'avais entendu dire qu'elle vivait seule.
Clarice Teyze çok hastaydı zaten kurtuldu diyebiliriz.
Tante Clarice était si malade... Après tout, c'est une bénédiction.
Bu olduğunda ben hastaydım.
Je n'étais pas moi-même.
Sana bu şarkıyı yazdığımda bana hastaydın ama?
Tu me considères comme un raté alors que je t'ai écrit une chanson?
Evet hastaydım.
Non, c'est vrai. J'étais malade.
Hani bu herif çok hastaydı.
Je croyais qu'il était censé être terriblement malade.
sanırım o zaman da hastaydım, yatıyordum.
Je crois que j'étais malade, aussi.
- Hastaydı. Bunu biliyoruz.
Nous savions qu'il était malade.
Dün gece çok hastaydı. Bacaklarındaki ağrıdan yakınıyordu.
Hier soir, il avait mal aux jambes.
Hastaydı belki.
Une maladie?
Banyodaydı, hastaydı.
Il était dans la salle de bain, malade.
- Daniel hastaydı.
Daniel était malade.
Banyodaydı, hastaydı.
II était dans la salle de bain, malade.
Ama beş ay sonra kaçtım. Hastaydım.
Mais au bout de cinq mois je me suis évadé.
- Döndüğünde hastaydı.
A son retour, il était malade.
Bir süredir hastaydı.
Il était malade depuis longtemps.
Ben çocukken ağabeyim hastaydı. Sürekli hastaneye yatar, çıkardı.
Quand j'étais gosse, mon frère aîné allait tout le temps à l'hôpital.
Robert Torrence ilk hastaydı, salgına yakalanan ilk mahkum.
Robert Torrence a été le premier à contracter la maladie.
Korkma, Charlie. Bir şey yok. Hastaydı.
Il est souffrant.
Evet, biliyorum, yaşadığım yer... Çok iyi değil, iyi olmamasının sebebi... şey, çünkü kumar oynuyordum. S.kt.ğim hastaydım ve vaktimi boşa harcadım.
Je sais, je vis dans un endroit qui ne paye pas de mine, mais c'est... parce que j'ai été joueur à en crever et que je dépensais chaque centime... parce que je ne pouvais pas m'arrêter de jouer.
Fakat geçen yıl uzun süre hastaydım. Benden uzaklaştığını sandım.
Mais j'ai été longtemps souffrante, l'an dernier... et j'ai cru qu'il se détournait de moi.
İnsanlar çok hastaydı, bazıları korkunç bir şekilde ölüyorlardı.
Certaines personnes étaient malades, d'autres moururent dans d'atroces souffrances.
Çok hastaydı.
Il était très malade.
Çok hastaydı, ama ölmek istemedi.
Elle était malade, mais ne voulait pas mourir.
Ama hastaydım.
J ´ étais malade, je ne pouvais allaiter.
Çok hastaydı ve herkes ona kızdı.
Si malade, et tout le monde fâché contre-elle
- Şimdi hatırladım. Hastaydım.
- Oh, oui, j'étais souffrant.
- Hastaydı. - Oğlumu nasıl büyüteceğimi söyleme!
- Je sais comment élever mon fils.
Seninle tanışmadan önce, sadece hastaydım.
Avant de te rencontrer, je n'étais qu'une maladie.
Beni tanımadan önce, sadece hastaydım, dedin.
Tu dis qu'avant moi, tu n'étais qu'une maladie.
Hastaydım.
Je ne suis pas guéri.
Hastaydım.
Malade.
Price hastaydı, gece yarısı beni aradılar.
On m'a appelé à minuit.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]