Her şeyi yaparım tradutor Francês
1,739 parallel translation
Çocuklar için her şeyi yaparım.
Je ferais n'importe quoi pour les enfants.
Senin için her şeyi yaparım anne.
Je ferais n'importe quoi pour toi, maman.
Hayır, yapabileceğim her şeyi yaparım.
{ \ pos ( 192,225 ) } Non, tout ce que je peux faire pour t'aider là-dedans.
Ben onlar için her şeyi yaparım, ama onlar beni satıyor.
Je ferais n'importe quoi pour eux, et eux ne font que me sécher.
Büyük şirketler şu anda berbat bir halde. Bu yüzden benimle anlaşırsanız... sizi olmak istediğiniz yere taşımak için elimden gelen her şeyi yaparım.
C'est le bazar chez les majors en ce moment, alors si vous signez avec moi, je ferai tout ce que je peux pour m'assurer que vous vous retrouviez où vous voulez être.
İstediğim her şeyi yaparım.
- Je fais ce que je veux.
Ama ben buyum işte, hayvanlar için her şeyi yaparım çünkü onları çok seviyorum ve sadece ben hayvanların acı çekmesine karşıyım ve Bethany Ray'ın hamsterını bir havaifişeğe bağlayıp havaya uçuran bendim.
C'est tout moi, vu que je ferais tout pour un animal, vu que je les adore : j'ai eu qu'une condamnation pour cruauté, pour avoir attaché le hamster de Bethany Ray à un pétard et l'avoir allumé.
Kocam için her şeyi yaparım.
Je ferai n'importe quoi pour mon mari.
Sanırım senin için hemen her şeyi yaparım.
- Je serais prêt â faire n'importe quoi pour vous.
Artık onun için her şeyi yaparım.
Je ferais n'importe quoi pour lui.
Quiera, seni sevdiğimi biliyorsun ve ailem için her şeyi yaparım.
Quiera, tu sais que je t'aime et que je ferai tout pour la famille.
Senin için her şeyi yaparım.
Je ferais n'importe quoi pour toi.
Her şeyi yaparım.
Je ferai n'importe quoi.
Kaçmak için her şeyi yaparım ama Jessi'yle ilgili olmak zorunda mı?
- Je suis d'accord pour trouver une excuse pour fuir l'avenir, mais, on fait quoi avec Jessie?
Senin için her şeyi yaparım canım.
De rien, ma chérie.
Bunun için her şeyi yaparım!
Je craque pour cette tarte!
Bunun dışında her şeyi yaparım.
- Je peux tout faire, sauf ça.
İş hayatta kalmaya gelince, kendimi sağlama almak için, gereken her şeyi yaparım.
C'est une question de survie, et je suis prêt à tout pour assurer la mienne.
İş hayatta kalmaya gelince, kendiminkini sağlama almak için, gereken her şeyi yaparım.
C'est une question de survie, et je suis prêt à tout pour assurer la mienne.
Bu sözü tutmak için her şeyi yaparım.
Je vais tout faire pour respecter cette promesse.
Ve bu hedeflerimi gerçekleştirmek için her şeyi yaparım, her şeyi.
Je ferais tout pour atteindre ces buts, tout.
Seni korumak için her şeyi yaparım.
Je ferai n'importe quoi pour te protéger.
Üniversiteye gitmek için her şeyi yaparım.
Je ferai ce qu'il faut pour aller à l'université.
Bu yüzden geri dönmemek için her şeyi yaparım.
C'est pour cela que je donnerais n'importe quoi pour ne pas y retourner.
Senin için her şeyi yaparım.
Je ferais tout pour toi.
Onun için her şeyi yaparım.
Je fais tout pour ce garçon.
Yalvarıyorum. Her şeyi yaparım. Bebeğimi incitme.
Je vous en supplie, je ferai ce que vous voulez, mais ne faites pas de mal à mon bébé!
Sana borçluyum. Bu borcu ödemek için her şeyi yaparım.
Je ferais n'importe quoi pour toi.
Her şeyi yaparım, yeter ki domuz filetosunu tamamlasın.
Il suffit que ça se marie bien avec le filet de bœuf.
Kazanmak için her şeyi yaparım.
Je suis prête à faire n'importe quoi pour gagner.
Lex'i bulmak için her şeyi yaparım.
Je ferais le nécessaire pour retrouver Lex.
Sadece... Jamie'yi düşünüyorum da onu korumak için her şeyi yaparım.
C'est juste que je pense à Jamie, et je ferais tout pour le protéger.
Bunu değiştireceğime inanmamı sağlayan tek kişi sendin. Senin için her şeyi yaparım.
Tu es la seule qui m'ait jamais fait pensé que je puisse sortir de cette destinée.
25, niye ki? - Senin için her şeyi yaparım.
- Je ferais n'importe quoi pour toi, littéralement.
Dalga mı geçiyorsun? Senin için her şeyi yaparım.
Je ferais n'importe quoi.
- O daha yeni. Peki. Sevişmek haricinde her şeyi yaparım.
- Je ferai tout, sauf coucher.
-... her şeyi yaparım.
- et m'éloigner de vous.
- Her şeyi yaparım.
- Je ferai n'importe quoi.
Bay Stark'ın benden istediği her şeyi yaparım. Buna evdeki çöpleri atmak da dahil.
Je fais tout ce que M. Stark me demande, y compris sortir les poubelles de temps en temps.
Onun için her şeyi yaparım. Yine de gözümü bile kırpmadan onu seninle değişebilirim.
Je ferais tout pour elle, mais je l'échangerais contre toi sans hésiter.
Onun için her şeyi yaparım.
- Et que je ferais tout pour lui.
Onun için her şeyi yapar mısın?
Tu ferais tout pour lui?
Adımı temize çıkarmak için gereken her şeyi seve seve yaparım.
Je serai enchantée de pouvoir laver mon honneur.
Ev ödevi, ev işi, her şeyi o yapar sonra da benim yaptığımı söylerdi babam fark etmesin diye. Ethan böyle biriydi.
Les devoirs, les corvées, il faisait tout à ma place pour que mon père me remarque.
Eğer doğru çıkmazsa her şeyi bırakırım ve senin yolunla yaparız.
Si ça concorde pas, je laisserai tomber. Et on fera à votre façon.
Her şeyi yapar mısın?
Vous seriez prêt à tout?
Her şeyi yaparım.
- Je ferai...
Bebeğim, senin için her şeyi yaparım.
Bébé, je ferais tout pour toi.
Çocuklarımız için her şeyi yaparız.
On est prêt à tout pour nos enfants.
- Her şeyi yaparım.
J'accepte tout.
Abinin sana söylediği her şeyi yapar mısın?
Tu fais tout ce que ton grand frère te dit?
her şeyin bir zamanı var 23
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi mahvettin 39
her şeyi aldın mı 25
her şeyi 506
her şeyini 16
her şeyi hatırlıyorum 26
her şeyi biliyorum 83
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi mahvettin 39
her şeyi aldın mı 25
her şeyi 506
her şeyini 16
her şeyi hatırlıyorum 26
her şeyi biliyorum 83