English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ I ] / Işte buldum

Işte buldum tradutor Francês

541 parallel translation
Güzel, işte buldum. En sevdiğim.
Voilà mon favori.
Evet, işte buldum!
Oui! C'est ça!
Bakayım... işte buldum.
- Je l'ai là.
İşte buldum.
Nous allons trouver une façon de sortir du bateau.
- Pek sayılmaz. Ben de. İşte orada buldum.
Pourtant, je ne suis pas allée près de cette niche.
İşte sizi buldum çifte kumrular.
Voilà les tourtereaux!
İşte burada, buldum.
Ah, voilà. C'est là.
- İşte şimdi buldum.
J'ai une idée!
İşte buldum!
Voilà.
İşte buldum : "Motoru çalıştırmak."
Voilà : "Comment démarrer."
İşte buldum, efendim.
Voilà, inspecteur.
İşte buldum.
Eh bien, en voilà une.
Ettiğimi buldum işte, açıkça bir soru sormakla.
Ça m'apprendra à me taire.
Onu buldum ama kocam hayal gördüğümü söyledi ama işte burada.
D'après mon mari, j'avais rêvé, mais elle était là.
İşte, Peder, ben de ben de köşeye gittim ve kızı orada buldum.
Je passe le coin de la rue et là, comme l'avait dit la Quimp, je la trouve.
İşte buldum seni, haydut, mezar soyguncusu!
Tu m'ignores. Qu'est-ce qu'il me reproche, Baptiste, hein, Nathalie?
Lloyd işte, parayı buldum!
Lloyd, ici, je l'ai trouvé!
Buldum işte. Uşağı kıskanıyor!
Mon Dieu, il est jaloux du valet.
İşte onu böyle buldum.
Je l'ai connue ainsi.
İşte. Bunu New York'taki odanda buldum.
J'ai trouvé ça dans ta chambre, à New York.
İşte o zaman, yerde gömülü olarak buldum onu.
Quand j'ai vu ça sous la terre.
İşte, jeneratörlerin icabına bakacak bir yol buldum.
Je peux arrêter les générateurs.
İşte buldum.
Tiens, la voici.
İşte birşeyler buldum!
J'ai trouvé quelque chose!
İşte bu doktorun çantası, Onu buldum.
J'ai trouvé la sacoche du docteur.
İşte buldum!
Je sais!
- İşte belamı buldum!
- Que le diable m'emporte!
İşte buldum atımı Adı Paul Revere
J'ai trouvé un cheval ici Faut demander Paul Revere
İşte buldum atımı
J'ai le cheval
"Bir bisikletlinin ölümü." İşte buldum.
Pas l'éditorial.
Tesadüfen ben buldum işte.
C'est un hasard.
Ben gözlerimi ve kulaklarımı açık tutarım, işte böyle buldum.
Je vois et j'entends tout!
Çöp tenekesinin içinde, işte orda buldum.
À la poubelle!
İşte buldum seni.
Te voilà.
Michael. İşte, seni buldum.
Michael, te voilà.
İşte bu, buldum!
Ça y est. J'ai trouvé.
İşte, buldum.
Voilà.
Paçayı kurtardım ama rotamı belirleyemedim. Uzayın belirsiz boşluğunda dolanıp durdum, ve işte orada buldum...
J'ai réussi à leur échapper mais, incapable de piloter, j'ai erré à travers l'espace jusqu'à ce que je trouve ici...
İşte buldum.
Ah, la voilà.
İşte topu buldum. Sıra sende.
Voilà la balle.
Buldum işte.
Je l'ai eu.
Fotoğrafları buldum. İşte buradalar.
Voilà les photos.
İşte burada, buldum!
La voilà, la botte!
İşte buldum.
Voilà.
Bu işte şeytanın avukatını oynadım ve bunu yapmak için çok tehlikeli belgeseler kanıtlar aradım ve buldum ve bu iş bitince onlardan bir kamp ateşi yaksınlar diye mestektaşlarıma verdim.
Je me fais l'avocat du Diable dans tout ça, et pour ce faire je... cherche et je trouve de dangeureux documents prouvant l'évidence, que je donnerai à notre collègue pour qu'il puisse en faire un joli feu de joie.
Zararı yok. İşte buyurun. Onları buldum.
Les voilà, je les ai trouvés!
- İşte buldum.
- Bien sûr.
İşte, buldum onu!
Voilà! J'ai trouvé!
- İşte buldum!
Basil? Le voilà.
İşte buldum seni.
- J'ai l'argent!
Ben de buldum işte.
Je me suis renseignée.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]