Ne iş tradutor Francês
16,714 parallel translation
- Ne iş yapıyorsunuz?
Quel est votre métier?
Ne iş yapıyorsun, Ray?
Vous faites quoi dans la vie?
Yılan Bey. Kimmiş bu Yılan Bey? Ne iş yapıyor, anlat bakalım.
M. Serpent... ( lue fait-il?
Sizinkiler ne iş yapıyor peki?
Que font vos parents? Dans la vie.
- Meksika'da ne iş yapıyordun?
Que faisiez-vous à Mexico?
Ne iş yapardı?
- Qu'est-ce qu'elle faisait?
Hi-C, bu ne iş be?
Hi-C, c'est quoi ce plan?
Ne iş yapıyorum demiştin?
Tu fais quoi, déjà?
Baba, sen ne iş yapıyorsun?
{ \ 1cH00ffff } Papa... Qu'est-ce que tu fais? { \ 1cH00ffff }
Ne iş yaparlar, nasıl yaparlar, bilemem.
Ce qu'ils font et la façon dont ils le font.
Teknik arızalardan dolayı kesilen yayınımıza devam ediyoruz. - Bu ne iş şimdi? - Kim bilir.
Nous reviendrons au direct après cette interruption due à des problèmes techniques... Je n'en sais rien.
Ne iş yapıyorsun, Art?
Et dans la vie, vous faites quoi?
Yarın ne iş var?
Qu'est-ce que j'ai demain?
Kim, beni düşündüğün için sağ ol ama iş bana göre değil, istemiyorum.
Kim, j'apprécie ton intérêt, mais je ne veux pas de ça.
Buraya iş konuşmaya gelmedim, sadece uğramak istemiştim.
Je ne suis pas là pour affaires. Je passais simplement.
Hayır, önemli bir iş. Chaani'yi görmeyene kadar, burdan gitmeyeceğim.
J'ai un travail... et je ne quitterai pas Mohenjo Daro sans voir Chaani.
Bilirsin, bu iş adım adım gider ve ben sadece ne kadar üzgün olduğumu bil istedim.
C'est au jour le jour. Sachez que je suis profondément navré.
Böyle görünen biri, topluluk önünde konuşması gereken bir iş yapamaz zaten.
Vous m'avez vu. Clairement, je ne gagne pas ma vie en parlant en public.
- O iş ne oldu?
- Ça se présente comment?
-... yüzüne gülüp arkandan iş çeviriyor.
Il joue aux mêmes jeux qu'eux, comme "Fais semblant de ne pas le détester".
Ne kadar da hayırlı bir iş yapıyoruz.
Un travail gratifiant.
- Bu iş içime sinmedi.
- Je ne suis pas convaincu.
Ne kadar çok kovarsa bana o kadar az iş kalır.
Plus il licenciera de monde, moins j'aurai à le faire.
- Ee, iş ne?
- C'est quoi, le boulot?
Ben Işığın Tanrısı'ndan yardım dilenmiyorum. Bana mucizelerin var olduğunu gösteren kadından dileniyorum.
Je ne m'adresse pas au Maître de la Lumière, mais à la femme qui m'a montré que les miracles sont possibles.
KarşıIıksız iş yapmayı bırakmak istemiyorum.
Je ne veux pas faire du pro bono.
Ne iş yapar?
Que fait-il?
- Wait, wait, wait. The question is not whether you remember it.
Je ne vous demande pas si vous vous en souvenez.
Ne biçim iş, değil mi?
C'est pas dingue?
Bizim iş için gelmediğimizi mi sanıyorsun?
On ne vient pas pour affaires, selon toi?
Işığın onun için bir anlamı yok.
Les lumières éteintes ne veulent rien dire.
Bu iş sadece onun yücelmesine yarıyor, tıpkı vaktiyle sana olduğu gibi.
Ça ne sert qu'à glorifier son nom, comme le tien jadis.
Isıyı kontrol edemediğini söylemiştin.
Vous ne pouviez pas contrôler la température. Vous l'avez dit.
- Bu iş kontrolden çıkmamalı.
- Mais on ne fera pas n'importe quoi.
İş mahkeme kararına gelince vaiz, hakimi, altın çocuğu Deniz Kuvvetleri'ne göndermeye ikna etti.
Quand la sentence est tombée, le pasteur avait convaincu le juge de laisser son fils intégrer les Marines.
Isıtamıyorum.
Je ne peux pas m'allumer.
Ne iş mi yaparım?
- Ce que je fais?
İş yerine bir süre gelemeyeceğimi söyledim.
J'ai averti le travail que je ne reviendrai pas de sitôt.
Bu iş dopingin yasallaşması ve desteklenmesiyle ortaya çıktı.
C'est né à l'époque où ils ont légalisé le dopage, et c'est devenu le sport n ° 1 dans le monde.
İş ne kadar iğrenç olursa olsun hakkıyla yap.
L'affaire est peut-être répugnante, mais il faut bien la faire.
Burada bir iş yapmama izin vermiyorlar.
Ici, ils ne me laissent rien faire.
Maura'nın kaçırılması içerden yapılmış bir iş değil.
L'enlèvement de Maura ne venait pas de quelqu'un de l'interieur.
Sevdiğin bir iş bulursan, hayatında hiç çalışmış olmazsın.
Trouve un travail que tu aimes, tu ne travailleras jamais un jour dans ta vie.
İş bulamadı.
Il ne pouvait pas trouver d'emploi.
Kulağa pek teknik bir iş gibi gelmedi.
Cela ne semble pas très technique.
Ve başına iş açılmaması için ipuçlarının bir adım önünde olmalısın.
Et vous devez garder une avance sur les pistes pour être sûr qu'elles ne refroidissent pas.
Akademide öğrettikleri gibi iş yaparsan hiçbir sik başaramazsın.
Si vous le faites comme ils vous l'ont enseigné à l'académie, vous ne pourrez jamais réussir.
İş işten geçmeden evine dönmelisin.
Tu devrais retourner chez toi avant qu'il ne soit trop tard.
Bugünlerde iş olarak ne yapıyorsun?
Tu bosses dans quoi?
Isırmadıkça sorun değil.
Tant qu'il ne mord pas, ça va.
Sana Işık Şehri'ni anlatabilirim ama kendin deneyimlemeden beni anlaman mümkün değil.
Je peux te parler de la cité des lumières, mais tu ne comprendras pas sans le expérimenter toi-même.
ne iş yapıyorsun 139
ne istiyorsun 3273
ne istersiniz 85
ne istersin 198
ne istiyorsun benden 62
ne istersen 261
ne iş yapıyorsunuz 56
ne istiyorum 20
ne istiyorsunuz 879
ne istiyorsun peki 16
ne istiyorsun 3273
ne istersiniz 85
ne istersin 198
ne istiyorsun benden 62
ne istersen 261
ne iş yapıyorsunuz 56
ne istiyorum 20
ne istiyorsunuz 879
ne istiyorsun peki 16