Ne işe yarar tradutor Francês
921 parallel translation
Ama arabasız bir şoför ne işe yarar?
Pourquoi avoir un chauffeur 5i vous n'avez pas de voiture?
- Büyük jüri ne işe yarar?
- Pourquoi le grand jury?
Paralel başka ne işe yarar?
À quoi servirait-elle, sinon?
Tabaklar ne işe yarar?
Maintenant, quelle utilité ces assiettes?
Golf sahası ne işe yarar? Golf oynamaya.
À quoi sert un terrain de golf... à jouer au golf!
Tenis sahası ne işe yarar? Tenis oynamaya.
Un court de tennis... à jouer au tennis!
Eğer üzerinde taşıyacağım kolum olmazsa şerit ne işe yarar?
Ça ne vaut pas un bras en moins.
Bize üstün bir koca alamadıktan sonra bu sahip olduklarımız ne işe yarar?
À quoi bon avoir tout ça si ce n'est pour rencontrer des hommes supérieurs.
Ne işe yarar? Gitmekte hakkı var ve gitti.
Elle a choisi de partir.
Göremedikten sonra beyin ne işe yarar?
À quoi sert un cerveau sans yeux pour voir?
Göz olmadan beyin ne işe yarar?
À quoi sert un cerveau sans yeux?
Bir adamda akıl yoksa, cesaret ne işe yarar?
À quoi sert le courage quand on n'a pas de tête?
Sence hizmetçiler ne işe yarar?
Pourquoi a-t-on des domestiques, Paula?
Sence hizmetçiler ne işe yarar?
Pourquoi a-t-on des domestiques?
Ne işe yarar?
Comment ça marche?
Saçmalama! Ne işe yarar ki?
Ne fais pas l'imbécile.
Molly, bu ne işe yarar ki?
À quoi bon?
Pekâlâ. Harita sende. Defineyi yükleyecek bir gemi yoksa, define ne işe yarar ki?
A quoi sert un trésor sans bateau pour le ramener?
O gemi beni idamıma götürecekse, o gemi ne işe yarar ki Doktor?
A quoi sert un navire, à part à m'envoyer à la potence?
Bir trompet ne işe yarar sence?
Que voulez-vous tirer d'une trompette?
Onlar ne işe yarar ki?
A quoi bon pleurer?
- Ne işe yarar ki? Semptomları söyleyip cevaplar alabiliriz.
Il n'y a qu'à lui décrire les symptômes.
Boş bir silah ne işe yarar ki.
Il est chargé! Vide, il vous servirait peu.
Bu ne işe yarar?
A quoi bon?
- Bu ne işe yarar ki?
Ça nous avancera à quoi?
Defterler sizi düzenbaz gibi gösterirse ne işe yarar?
Et alors, si vos comptes ressemblent à ceux d'un escroc?
Elinde boyayacak bir şey yoksa sanatçı olmak ne işe yarar?
Quel intérêt d'être artiste si on a rien pour peindre.
Onsuz bir yatak, ne işe yarar?
On se demande a quoi peut servir un lit sans elle!
Şansım yaver gitmezse ne işe yarar, bilemiyorum.
Rien ne peut m'aider sans un peu de chance.
Süslü arabalar, seyahatler ve lüks oteller ne işe yarar?
" Qu'importe une vie luxueuse...
- Ne işe yarar ki?
- À quoi bon?
Bunun için seni suçlayamam. Tabii ayda 200 mark ne işe yarar ki...
Être obligée de me supporter pour 200 pauvres marks...
Dünya kadar para, ama ne işe yarar ki?
Tout l'argent du monde, et à quoi ça sert?
Ne işe yarar ki?
A quoi elle vous sert?
Gemin yoksa deniz ne işe yarar?
À quoi sert la mer si nous n'avons pas de bateaux?
Bir kızın okuma-yazma bilmesi ne işe yarar?
Lire, c'est pas indispensable pour une fille.
Beni böyle bir işe getirmek neye yarar ki?
- Il ne reste plus rien, Monsieur.
İşe yarar 20 tane var, daha doğrusu 19.
Vous ne vous êtes pas sacrifiés en vain.
Gördüğünüz gibi, Dimitrios hakkında işe yarar bir şey bilmiyorum.
Vous voyez, je ne sais rien de Dimitrios de n'importe quelle manière.
Para her şey değildir derler. Belki öyledir, ama çok işe yarar!
On dit que l'argent ne fait pas le bonheur, mais croyez-moi, il y aide drôlement.
Para başka ne işe yarar?
L'argent est fait pour ça.
- Umarım işe yarar. - Amma gevezesin!
Ne discutez plus.
Filmleri tab ettikten sonra inceleyip gerçek ve işe yarar olduklarına kanaat getirmedikçe parayı teslim etmeyeceksin.
De ne pas remettre l'argent avant d'avoir développé les films, les avoir examinés et décidé s'ils sont vrais et utiles.
İşe yarar. Dansı uydurmam lazım, ama yıllardır bunu yaptım.
Je ne sais pas danser, mais personne ne s'en est jamais aperçu.
- İşe yarar demiyorum.
- Je ne dis pas que ça marchera.
Sanırım bunu sana borçluyum, ama işe yarar mı bilmem.
Je te dois bien ça mais je ne sais pas comment ça va se passer.
Tanrım, umarım işe yarar. Kendim için değil, onun için istiyorum.
Je ne dis pas ca pour moi, mais pour lui.
İşe yarar bir yara. Bana hastane izni verip o çirkin suratını görmememi sağlayacak.
On va m'envoyer à l'hôpital et je ne verrai plus ta sale tête.
Yararı yok. Bu işe hiç karışmayın.
Non, ne soyez pas mêlé à ça!
Yarın işe yarar birkaç dizaynla gel yada gelmek için hiç zahmet etme! İkiniz de, hadi, çıkın!
Revenez demain avec un projet utilisable, ou ne revenez pas.
Bir altı ay daha işe dönmeye çalışmamın hiçbir yararı olmayacağını.
Je ne peux pas reprendre le travail avant six mois.
ne işe yarar ki 22
ne işe yarıyor 34
ne işe yarayacak 19
işe yarar 73
işe yarar mı 34
işe yararsa 16
yararı yok 137
ne iş yapıyorsun 139
ne istiyorsun 3273
ne istersiniz 85
ne işe yarıyor 34
ne işe yarayacak 19
işe yarar 73
işe yarar mı 34
işe yararsa 16
yararı yok 137
ne iş yapıyorsun 139
ne istiyorsun 3273
ne istersiniz 85
ne istersin 198
ne istiyorsun benden 62
ne istersen 261
ne iş yapıyorsunuz 56
ne istiyorum 20
ne istiyorsunuz 879
ne istiyorsun peki 16
ne istiyorsan 17
ne istersen onu yap 35
ne iş yapıyor 98
ne istiyorsun benden 62
ne istersen 261
ne iş yapıyorsunuz 56
ne istiyorum 20
ne istiyorsunuz 879
ne istiyorsun peki 16
ne istiyorsan 17
ne istersen onu yap 35
ne iş yapıyor 98