Ne yapayım tradutor Francês
3,366 parallel translation
Ne yapayım?
Qu'est-ce que je fais?
Ne yapayım?
Qu'est-ce que je dois faire?
- Ne yapayım?
Qu'est ce que je dois faire?
- Pek iyi göremiyorum, ne yapayım?
- Je ne vois pas très bien.
Hayır, dondurmanı ne yapayım?
Je veux pas de ta glace!
- Ne yapayım söyle. - Bilmiyor musun?
- Dit moi ce que je dois faire, vas-y!
- Dokunmadım bile. Ne yapayım ki?
Je ne les ai pas touchées, pourquoi j'aurais fait ça?
Ne yapayım, hepsini mi durdurayım?
Tu veux que je les empêche tous?
Tamam, belki Leonard'a yazıyor olabilir ama ne yapayım yani?
Ok, peut être qu'elle flirtait avec lui, et alors?
Ernie'nin beslenmesi. Gelişiminin bu döneminde sürekli süt içmesi gerekiyor. Ne yapayım?
C'est l'heure de nourrir Ernie, et à ce stade pour sa croissance, il doit boire du lait entier, mais le bar n'a que du 2 %.
Peki ne yapayım?
Que dois-je faire de votre avertissement?
Ne yapayım?
Qu'est-ce je fais?
Ne yapayım?
Je fais quoi? Je fais quoi? !
Şişmanınkini ne yapayım? !
Qu'est-ce que je foutrais avec celle de la grosse?
Ne yapayım, bir işe mi gireyim?
que suis je, sans emploi?
Ağ mı getireyim, ne yapayım?
Ou je vais chercher un filet?
Ne yapayım, her gördüğümde eline balon mu vereyim?
Ce que je suis supposé faire, lui remettre un ballon chaque fois je le vois?
Ne yapayım, seninle gurur duyuyorum.
Je n'y peux rien si je suis fier de toi.
Seni ne yapayım?
Pour quoi faire?
Ne yapayım, herkese iyi geceler dileyip üstünüze kurabiye mi yağdırayım?
C'est pas mon truc de dire bonne nuit à tout le monde, et d'acheter des gâteux aux gens.
Ne yapayım, görüşüyormuşuz gibi mi davranayım?
Je dois faire en sorte qu'on ait l'air de se parler?
Ne yapayım bunu ben? Öncelikle, rica ederim.
Premièrement, de rien.
Ona bunu satmasının yasa dışı olduğunu anlatmaya çalıştım ama çaresiz görünen bir savaş kahramanıydı, ne yapayım.
J'ai essayé de lui expliquer que c'était illégal de la vendre, mais, c'était un héros, qui avait l'air désespéré.
Ben seni seviyorum, ne yapayım o kadar parayı!
Je t'aime avec tout ton argent.
Benim için en yüksek otorite karım, ne yapayım.
Parce que pour moi, ma femme est la plus haute autorité.
Ne yapayım? Geliyorum.
J'arrive.
Ben ne yapayım?
Que puis-je faire?
- Peki ben ne yapayım?
- Et moi?
Ben ne yapayım?
Qu'est-ce que je fais?
Ben ne yapayım?
Que-ce que je dois faire?
- Ne yapayım o halde?
Alors quoi faire?
- Arka kapıya geldi. Ne yapayım?
Il est près de la porte arrière.
Annemi geri getirin ben de ne isterseniz yapayım.
Écoutez, vous me ramenez ma mère, et je vous dirai ce que vous voulez. [La porte s'ouvre ] [ Soupirs] Je n'ai pas beaucoup de chance ici.
Sakın bir daha öyle yapayım de- -
Chut! Chut! Ne t'avise pas de faire ça à...
Ne yapayım?
Je n'ai pas le choix!
Bırakın da tek başıma yapayım ya.
Pourquoi vous ne me laissez pas faire ça tout seul?
- Ne yapayım?
!
- Ben ne yapayım Bay Carson?
- Et moi, Mr Carson?
Bu yüzden sakın aptalca bir şey yapayım demeyin.
Alors ne faîtes rien que vous pourriez regretter.
Saat 5'teki randevunuzu ne yapayım?
Et votre prochain rendez-vous?
Şimdi ne yapayım?
- Je fais quoi maintenant?
Ne yapayım bilemedim.
Je ne savais pas quoi faire d'autre.
Ne yapmamı istiyorsan söyle, yapayım.
Que veux-tu que je fasse?
Ne yaparsam yapayım arkadaşlarının her gün birbirine yaptıklarından daha kötü olamaz.
Ce que j'ai fais n'est pas pire que ce que tout tes amis se sont fait les uns aux autres.
Ne olup bittiğini burada tek başına otururken neler düşündüğünü bilmiyorum ama neye ihtiyacın varsa söyle yapayım. Ne olursa olsun.
Peu importe ce qu'il se passe, peu importe à quoi tu penses quand tu es assise ici, toute seule, dis moi de quoi tu as besoin et je le ferais, peu importe ce que c'est.
Kaderimde varsa ne yaparsam yapayım yine de başıma gelecektir.
- Si c'est écrit, ça arrivera.
Ne yaparsam yapayım başım beladan kurtulmuyor. Mendoza adlı insan kaçakçısıyla iş yapmandan mı söz ediyorsun?
Vous parlez de vos liens avec un trafiquant comme Mendoza?
Bana, bunu yapmadığını kadının yalan söylediğini söyle ben de seni korumak için ne gerekiyorsa yapayım.
Dis-moi que tu n'as pas fait ça. Dis-moi que la femme ment, et je ferai tout ce que je peux pour te protéger.
Ne yaparsam yapayım bir türlü mutlu olmuyor.
Elle a l'air malheureuse quoi que je fasse.
Tamam, sakın aptalca bir şeyler yapayım deme.
ok, ok, ne fais rien de stupide.
Bir daha yapayım deme.
Ne fais plus jamais ça.
ne yapayım yani 34
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
ne yapacaksın 1355
ne yaptın 710
ne yapıyorsunuz 1080
ne yapıyorsun burda 17
ne yapmak istiyorsun 234
ne yapıyorsun ya 16
ne yani 731
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
ne yapacaksın 1355
ne yaptın 710
ne yapıyorsunuz 1080
ne yapıyorsun burda 17
ne yapmak istiyorsun 234
ne yapıyorsun ya 16
ne yani 731
ne yapacağız 1293
ne yapıyorsun orada 124
ne yapabilirim 379
ne yapmam gerekiyor 155
ne yazık 321
ne yazık ki öyle 24
ne yapıyorsunuz siz 45
ne yapıyorsun sen 411
ne yazık ki 622
ne yapalım 236
ne yapıyorsun orada 124
ne yapabilirim 379
ne yapmam gerekiyor 155
ne yazık 321
ne yazık ki öyle 24
ne yapıyorsunuz siz 45
ne yapıyorsun sen 411
ne yazık ki 622
ne yapalım 236