English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ N ] / Ne yaptınız

Ne yaptınız tradutor Francês

6,650 parallel translation
Karakolda ne yaptınız?
Que s'est-il passé avec la police?
Ne yaptınız peki? Sen, arkadaşların?
Alors qu'est ce que toi et les autres avez fait?
Bana ne yaptınız?
Qu'est-ce que tu m'as fait?
- Ne yaptınız?
- Qu'est-ce que tu fais?
Bana ne yaptınız?
Qu'est-ce que vous m'avez fait?
- Siz palyaçolar ne yaptınız?
Qu'avez-vous fait comme conneries?
Siz ikiniz ne yaptığınızı zannediyorsunuz? Çabuk işinizin başına dönün.
Qu'est-ce que vous faites?
Beni rahatsız eden bu gerçekle ne yaptığın.
C'est ce que tu en as fait qui m'embête.
Ne onun yapmaya çalıştıklarını, ne de sizin yaptıklarınızı kimseye anlatmayacağım.
Je ne dirai à personne ce qu'il a essayé de faire, ni ce que vous avez fait.
Orjinal otopsiyi yaptığınızda, Lila'nın boynundaki kırmızı izleri ne sandınız?
Quand vous avez pratiqué l'autopsie, qu'étaient, selon vous, les marques sur le cou de Lila?
Ne yaptığınızı sanıyorsunuz?
Qu'est-ce que vous croyez faire?
Çoktan yaptığınız fedakârlıklardan fazlasını artık yapmayın.
Ne sacrifiez pas plus que vous ne l'avez déjà fait.
Şaka yaptığınızı söylemiyorum ama ciddi olamazsınız.
Enfin, je ne veux pas dire que c'est une blague, mais vous n'êtes pas sérieux.
Yüzbaşı, Adalind'in ne yaptığını kesin biliyordu. Çünkü Nick'e bir şey getirmiş. Peki onun ne olduğunu nasıl bulacağız?
Le Capitaine devait savoir ce qu'Adalind a fait, car il apporté quelque chose pour donner à Nick, mais comment savoir ce que c'était?
- Ne? - Çok büyük hata yaptınız.
Tu as fais une grosse erreur.
Yani, kimin yaptığını bilip bilmediğimi hiç sormadınız.
Je veux dire, pourquoi ne pas me demander si je sais qui l'a fait?
Ne yaptığını bilmeyen bir hırsız.
Et un voleur qui n'a aucune idée de ce qu'il fait.
Bunu nasıl yaptığını bilmiyoruz. Bu, Karen'ın ona ne yaptığını anlamamız için gerçek bir fırsat olabilir.
Ce - ça pourrait être une vraie opportunité pour comprendre ce que Karen lui a fait et pourquoi.
Ne zaman sizin yaptığınız gibi kendi bizonumuz üzerinde uçacağız?
Quand est-ce qu'on volera sur notre propre bison?
Bo yaptığınızı düşünmüyor.
Bo pense que vous ne l'avez pas fait.
Eğer ne yaptığını bilseydin o küçük kız yaşıyor olurdu.
Si tu savais ce que tu faisais, cette petite fille serait en vie.
Yaptığınız şeyleri geri alamasanız da insanlığınızı geri kazanmak için hiç geç değil.
Vous ne pouvez pas revenir sur vos actes, mais il n'est pas trop tard pour regagner votre humanité.
Bana beynimi yıkayıp sonra ne isterseniz yaptıracakmışsınız gibi geldi.
Vous vouliez me laver le cerveau, plutôt.
Amerika Birleşik Devletleri'ne para akışı sağlayan gizli operasyonlar yaptınız.
Je crois que vous avez un paquet d'opérations clandestines pour ramener l'argent de la drogue aux Etats-Unis.
Bu ne yaptığınızı gerçekten aptal.
C'est vraiment stupide ce que tu fais.
Yine de yaptığınız gösteri onlara yakışmadı.
Cependant, cet étalage ne leur a pas profité.
Ama eğer fırsatın olsaydı bütün bu yaptığın iyilikleri bu küçük sırrı öğrenmemiş olmam karşılığında geri alacağını düşünüyorum, Ansızın yapardın bunu.
Mais je pense que si tu avais une chance de revenir en arrière et reprendre ces choses et qu'en échange je ne découvre jamais votre petit secret, tu le ferais en un clin d'œil.
Gurur duymadığım şeyler yaptım ama yemin ederim, aklımda hep sen ve Callie vardınız.
Des choses dont je ne suis pas fier, mais je le jure, je les ai faites pour Callie et toi.
Bu yaptığımız her neyse ona başlamamızdan iki hafta sonra doğum günüm olması benim suçum değil.
Ce ne n'est pas ma faute si mon anniversaire tombe 2 semaines après le début de... peu importe ce qu'on fait.
Yerinde olsam sonsuza kadar yalnız kalacağım için IRA'e iyi yatırım yapardım. - Ne yaptığını iyi düşün.
Et si j'étais toi, j'investirai dans une bonne épargne pension hé, tu dois penser à ce que tu fais ici
Artık yiyecek tedarikimizi doyurmakta olan şeker ile sağlığımız üzerindeki etkilerine ilişkin var olan sürekli kafa karışıklığının yanında, bazı cevaplar almanın tek gerçek yolu benim tekrar şeker yemeye başlamamdan ve bunun vücuduma ne yaptığını görmekten geçiyor.
Avec le sucre maintenant saturant notre approvisionnement alimentaire et la confusion constante sur ses effets sur notre santé, la seule façon d'obtenir des réponses est pour moi de commencer à manger du sucre à nouveau et voir ce qu'il fait à mon corps.
Yoklamada % 74 alabilirsiniz ama firmanızın ne yaptığını bulana kadar bekleyin.
Vous avez 74 % dans les sondages mais attendez qu'ils sachent ce que votre société a fait.
İkimizin de ne yaptığını bulmaya ihtiyacımız var.
On doit tous trouver ce qu'il a fait au vaccin.
Yaptıklarımızı geride bırakmanın ne kadar zor olduğunu bilirim.
Je sais que c'est dur de laisser notre passé derrière.
Artık kimin yaptırdığını biliyorlar. Ne yapacağımızı...
Maintenant ils savent qui nous sommes...
Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?
À quoi pensiez-vous exactement?
- Ne yaptığınızı sanıyorsunuz?
Que faites-vous?
David kupalarla ilgili tam olarak ne yaptığınızı hiç anlatmadı.
David n'a jamais vraiment expliqué ce que vous faites... un truc à propos de trophées?
Orada ne yaptığını öğrenmek istemiyorsanız gitmeyin.
Si vous ne voulez pas savoir ce qu'il fait là-bas, n'y allez pas.
- Ne yaptığını bilmek istiyorsanız niye ona sormuyorsunuz?
Pourquoi ne le lui demandez-vous pas?
Ne yaptığınızı biliyorum Emily.
Je sais ce que vous avez fait.
- Babamın ne yaptığını biliyor olmalısınız.
- Vous savez ce qu'il a fait.
İnsanlar senin ne yaptığını tam olarak anlayabilsin diye, olayları belli bir açıklıkla yazmalıyız.
Nous devons montrer les choses sous un certain jour, pour que les gens comprennent bien ce que vous avez fait.
Ve bu yaptığınız Wesen Konseyi'ne aykırı.
et il en est ainsi contre le conseil Wesen.
Tıpkı sizin yukarıda ne yaptığınız gibi.
Je te vois à l'étage.
Onlara ne yaptığınızı biliyorum.
Je sais ce que vous leur faites.
Doğru olduğunu düşündüğün şeyi yaptın sen ama şu an kendinde değilsin ve bir sabırsız daha istemiyorum.
Tu as fait ce que tu pensais juste, mais tu n'es pas toi même, et je ne peux pas me balader avec un autre danger public.
Onlara ne yaptığınızı biliyorum.
Je sais ce que vous leurs faites.
Bakın aslında eğer birbirinizi bana yaptığınız gibi tanımaya çalışsanız artık çetelere ihtiyacımız olmadığına kanaat getireceksiniz. Sonuçta derinlerde bir yerde hepimiz insanız. Ne dersiniz?
Si vous essayiez de vous connaître, vous verriez qu'on n'a plus besoin de gangs, parce qu'au fond, on est tous des gens.
Beni bırakmazdın, iyi bir baba olurdun güzel bir hayatımız olurdu beraber yaşlanıp ölürdük herkes bizim ne kadar da şanslı olduğumuzdan ve benim çok akıllıca bir seçim yaptığımdan bahsederdi.
On aurait une belle vie ensemble, jusqu'à la fin de nos jours. Tout le monde nous envierait et me féliciterait pour mon choix.
CartmanBra. 5 yaşından büyük seyircilerimiz için lütfen açıklayabilir misiniz yaptığınız şeyin ne olduğunu?
Alors, pouvez-vous expliquer à notre public âgé de plus de 5 ans ce que c'est que vous faites

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]