English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ N ] / Ne yapmak için

Ne yapmak için tradutor Francês

2,136 parallel translation
Affedersin Jack. Ne yapmak için geldiğimi - biraz karıştırdın sanırım.
Je suis désolé, mais tu te trompes sur ce que je suis venu faire.
Yerine geçmek mi? Ne yapmak için?
Le remplacer à quoi?
Bu gece buraya ne yapmak için geldin?
Que pensais-tu qui allait se passer en venant ici ce soir?
Buraya ne yapmak için geldiysem onu.
Ce que je suis venue faire.
Kurşunlarla parçalanan çocuklar. Kim bilir ne yapmak için kulübelerinden sürüklenen kadınlar.
Des gamins... déchiquetés par les impacts des balles, des femmes traînées... dans des baraquements pour faire Dieu sait quoi.
- Olay olduğunda dışarıdaymış. - Ne yapmak için?
- Elle venait de rentrer.
Bazı sebeplerden dolayı daha iyisini bilmek ve yapmak için çok aptalmış gibi davranmayı seviyorsun.
Pour je-ne-sais-quelle raison, tu aimes faire croire que tu es trop bête pour en savoir plus, faire mieux.
Onun gücüyle bir şansı olabilirdi ama gerekeni yapmak için kendinden başkasına güvenmiyorsun.
Grâce à sa force, il aurait pu réussir. Mais tu ne fais confiance à personne pour faire ce qui est important.
Onu incitmek istemem, inan bana, ama bazen iyi şeyler yapmak için, önce kötü şeyler yapmalıyız.
Je ne veux pas lui faire de mal. Faites-moi confiance. Mais des fois, pour faire le bien... il faut d'abord faire un truc terrible.
Bütün bu derde, beni asfalta bakıcı yapmak için katlanmamıştır.
Il ne se donnerait pas tout ce mal pour me faire surveiller la route.
Hastamızı ameliyathaneye götürmek için ameliyat listesine almamız gerekiyor. Bunu yapmak için de onu sokacak kişinin ne House'un ne de Thomas'ın itiraz etmeyeceği biri olması lazım.
Notre patient doit être inscrit au planning par quelqu'un dont l'autorité ne peut être contestée ni par House ni par Thomas.
Sana vurduğum için özür dilerim. Öyle yapmak istememiştim.
Désolée, je ne voulais pas te frapper.
Ama daha da kötüsü, cadı onu Güney Kutbuna yolladığı için uçamadığından geriye dönmesi için uzun bir yürüyüş yapmak zorunda kalmış.
Et ce qui rendait les choses encore pires, c'est qu'elle l'avait envoyé au pôle sud, ce qui rend le voyage de retour affreusement long si si on ne peut pas voler.
Belki de bu işi yapmak için yanlış geceyi seçtik.
Peut-être que nous avons choisi la mauvaise nuit pour faire ça. Vous ne pensez pas?
- Biz burada kötü hava şartlarına dayanıklı yapmak için endişelenecek kadar yeterince yağmur almayız.
Ici, il ne pleut pas assez pour rajouter une couche.
Eğer şirketin propalid ile ilgisi olduğuna dair kanıt bulamazsak onlara baskı yapmak için yeterli derecede dayanağımız asla olmaz.
Si on n'a rien prouvant qu'ils savaient pour le propalyde, on ne pourra jamais faire pression.
Evet sanırım. Yapmak istemediğin bir şey için üzerinde baskı hissetme sakın.
Ne te crois pas obligé de faire des trucs que t'as pas envie de faire.
Seks yapmak için saklanmamız gerekmedi.
On ne s'est pas caché pour faire l'amour.
Kürsüdeyken hiç endişelenmezsin çünkü bu işi yapmak için doğdun sen.
Tu ne t'en fais jamais pour ça, parce que tu es né pour faire ça.
Hadi ama. Ona Bush yorumu yapmak? Tüm hayatını felç etmediği için şanslısın.
Après cette remarque sur Bush, t'es chanceux de ne pas être paralysé à vie.
Ne yani, otel yapmak için dördüncüye de mi ihtiyacınız var?
Il vous faut les quatre pour construire un hôtel?
Evet biliyorum, ama benim için ne kadar önemli olduğunu gösterecek bir şey yapmak istedim.
Je voulais te montrer à quel point tu comptais pour moi.
Grizz, en son ne zaman nişanlına onu sevdiğini söyledin bu duyuruyu yapmak için ara verdirdiğim telefon görüşmenizden beri?
Grizz, quand as-tu dit "je t'aime" à ta fiancée pour la dernière fois? Depuis le coup de fil juste avant mon annonce?
- Katil, prototip yapmak için Sayers'la ortak olduysa tek prototipi yok etmezdi. Bir tane daha olması lazım.
Si un type s'était associé à Sayers pour construire un seul prototype, il ne l'aurait pas détruit, il y en a donc un autre quelque part.
Ve ne istediğini yapmak Onlar Manhattan'da yaşamak için göze olabilir.
Ils avaient les moyens de vivre à Manhattan et de faire ce qu'ils voulaient.
En kötüsü ne olabilir ki : kimliği ifşa olur ve Scorpio onu Balık yemi yapmak için doğramadan önce tecavüz etmekten bayıItmış olur
Au pire, on a découvert qui elle est, et Skorpio la viole sans arrêt avant de jeter son corps en morceaux à la mer.
Karşılıksız yapmak için aptal olmalıyım.
Il faudrait que je sois fou pour ne pas être payé.
Burada içki bulmak için ne yapmak gerekiyor?
Est-ce que je peux avoir quelque chose de fort ici?
Bir elinle baskı yapmak için sargı bezini kullan ve diğeriyle alabildiğin kadar gazlı bez al.
- Ne me touchez pas! Utilisez le pansement pour faire pression avec une main.
Ama Amerikan habercilik anlayışı sadece gözlerinin önünde olanı görüyorlardı. Sürü gibi fili ve odayı haber yapmak için geldiler.
Mais les médias américains ne pouvaient voir que ce qu'il y avait juste en face d'eux et se sont contentés de parler de l'éléphant, tels des moutons
- Ya bu rüya oldugu için,... ya da ne yapmak üzere oldugumuzu biliyorlar.
Soit car c'est un rêve, soit ils savent ce qu'on va faire.
Ama bunu yapmak için ne kadar beklersek... Jeff! Ne kadar bir arada çalışırsak, o kadar uzun hayatta kalırız.
Mais plus on attend... plus on restera groupés,
- Ne yapmak için?
- De faire quoi?
Seks yapmak istemediğin için bahane buluyorsun.
Tu inventes des excuses car tu ne veux pas faire l'amour.
Ben bir uçak kazası geçirmedim ama yapmak istediğin şey için mücadele etmemek nedir, bilirim.
Je n'ai pas survécu à un crash. Mais je sais ce que ça fait de ne pas aller au bout de ses rêves.
Kendi ailemizi kuracağımız için çok heyecanlıyız ve Charmaine bunu bizzat burada, sizin yanınızda yapmak istedi.
On a hâte de fonder une famille, mais Charmaine ne s'imagine pas ailleurs qu'ici, à côté de chez vous.
Kendi ailemizi kuracağımız için çok heyecanlıyız ve Charmaine bunu bizzat burada, sizin yanınızda yapmak istedi.
On a hâte de fonder une famille, mais Charmaine ne s'imagine pas ailleurs qu'ici.
Hesap açmak için ne yapmak gerekiyor?
Il faut quoi pour s'inscrire?
Roger, biliyorum, korkunçtu... Aradan o kadar zaman geçmiş gibi gelmediğini de biliyorum. Ama dünyayı daha güvenli bir yer yapmak için savaştınız ve kazandınız.
Roger, je sais que c'était terrible et je sais que ce ne sera jamais comme avant, mais vous avez combattu pour faire du monde un endroit plus sûr et vous avez gagné et voilà.
Seni memnun etmek için ne yapmak gerekiyor? Tanrım.
À quoi bon être gentil avec toi?
- Ne? "Yapmak" için.
On va le faire.
Annem yemek yapmak için eriniyorsa ben ne yapayım yani benim problemim değil, senin problemin.
C'est pas de ma faute si maman cuisine pas, donc c'est pas mon problème, c'est ton problème.
Eğlenmek ve hayal kurmak için konuşuyordum ama sizi daha çok çalışmaya zorlayacak bir şey yapmak asla istemem.
C'était juste pour parler, et rêver, juste pour rigoler, mais jamais je ne voudrais que vous fassiez quelque chose qui vous forcerait à travailler encore plus.
Babam ve ben, bunu yapmak için dağın arkasına giden iki geyik gördük, ve ben ne yaptıklarını sordum, babam da, kibar bir geyiğin arkadaşına tepeye çıkmasına yardım etmek için, onu arkasından ittiğini söyledi.
Avec mon père, j'ai vu deux cerfs le faire sur la colline, et j'ai demandé ce qu'ils faisaient. Il a dit que le gentil cerf poussait son ami jusqu'en haut.
- Ne yapmak için?
Pour faire quoi?
Yapmak için de bir neden göremiyorum.
Je ne vois pas pourquoi non plus.
Pete, ne ayarlayabilirsin? Canlı yayında Liz için bir şeyler yapmak için vakit var mı? Pek değil.
Ce pays fut fondé... sur des principes.
Ne hikmetse bu kız evrenler arası geçiş yapmak için donatılmış.
Elle peut traverser les deux univers.
Konuşma yapmak için sabırsızlanıyorum.
Je ne peux pas attendre de faire mon discours.
Her gece annenle seks yapmak için çok uzun bir yol, otuzbirci!
Non, sinon je ne peux pas me taper ta mère, trouduc!
Ve bunu yapmak için ne yapmak zorunda olduğum umurumda değil.
Et je me fous de ce que je dois faire pour l'obtenir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]