English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ O ] / Onu bulacaklar

Onu bulacaklar tradutor Francês

139 parallel translation
Onu bulacaklar mı acaba?
Je me demande s'ils vont le trouver.
Sence onu bulacaklar mı?
Le trouveront-ils?
- Onu bulacaklar.
- Ils vont le retrouver.
Sıradan polisler. Evet, onu bulacaklarını sanıyorlar.
- Ils ne trouveront rien.
- Onu bulacaklar.
On va le retrouver.
Onu bulacaklar. Doktorları var.
Leurs médecins le soigneront.
Onu bulacaklar.
Ils sauront le trouver.
Onu bulacaklar.
Ils te trouveront.
Miriam, yakında onu bulacaklar.
Ils ne tarderont pas à le trouver.
Ama korkarım onu bulacaklar.
Non, je crains de le retrouver.
- Onu bulmalıyım. - Onu bulacaklarına söz veriyorum.
Je vous promet que nous allons la retrouver.
Onu bulacaklar!
- Ils la retrouveront.
Onu bulacaklar.
Ils vont le trouver.
- Onu bulacaklar
- Ils le trouveront.
Endişelenme onu bulacaklar
Ne t'inquiète pas.
Arıyorlar. Onu bulacaklar.
Ils y travaillent, ils le cherchent.
Ama askerlerim peşinde, yakında onu bulacaklar ve...
Mais mes hommes sont sur ses traces...
- Wes ve Gunn onu bulacaklar.
Wes et Gunn vont essayer de le trouver.
Haklı. Nereye götürürsek götürelim onu bulacaklar.
Il a raison, ils finiront par le retrouver.
- Onu bulacaklar. - Evet.
Ils vont le retrouver.
Gerçekten onu bulacaklarını düşünüyor musun?
- Tu crois qu'ils vont le retrouver?
Onu bulacaklar.
On la retrouvera.
Onu bulacaklar ve bizi öldürmeye gelecekler.
Ils les trouveront et on paiera.
Birgün onu bulacaklar.
Un jour ils le trouveront.
- Onu bulacaklar.
- Ils vont la retrouver.
Onu bulacaklar.
Ils le trouveront.
Onu bulacaklar Laurie! Hemen kötü düşünmeyelim, tamam mı?
Ils la retrouveront, Laurie, on doit juste rester optimistes, O.K.?
Onu bulacaklar.
On va le retrouver.
Cesedi bulacaklarını ve polise onu benim öldürdüğümü anlatacaklarını söylediler.
Ils avaient trouvé le corps et m'auraient dénoncé!
Diğer adamı bulacaklar, üçüncü hani boksördü. Onu hatırladın.
On trouvera le 3e homme, le boxeur.
Ama beşinci mevsim aşk mevsimiydi ve yalnız bilge ve şanslı kişiler onu nerede bulacaklarını bilirdi.
La cinquième saison était celle des amours. Seules les plus chanceuses savaient la dénicher.
Sabah onu bu şekilde bulacaklar, burada yedinci katta.
Ils le retrouveront ici demain matin. Au 7ème étage...
Onu nerede bulacaklarını biliyorlardı ve içeri girmek için senin ismini kullandılar.
Ils savaient où le trouver, ils se sont servis de votre nom.
Çocuklar onu yarın bulacaklar.
Les mômes le découvriront demain matin.
Onu nasıI bulacaklar söyleyeyim.
Ils le trouveront comme ça :
Böyle devam ederse, bir sabah onu tavana asılmış bulacaklar.
S'il continue comme ça, un matin il se réveillera pendu.
Bulacaklar onu.
Mais on la retrouvera...
çocuklar dedelerine ihtiyaç duyduklarında onu nerede bulacaklarını biliyorlardı, işte orada, mutfak masasında.
Quand ces enfants ont besoin de leur grand-père ils savent bien où le chercher, ici, à la table de la cuisine.
O sadece çalıyor, yakında onu da hurdalıkta bulacaklar.
Les voleurs finissent à la décharge!
- Onu bulacaklar. Lütfen yürüyün.
Continuez d'avancer.
Ama onu bulacaklar. Clyde'la her Şey yolunda mı?
Tout se passe bien avec Clyde?
Treni nasıl bulacaklarını söyletene kadar sorguya çekecekler onu!
Schtroul! Vite! Ils vont le torturer, il va donner la position du train!
Ve onu aramak zorunda bile kalmayacaksın. Çünkü o adamlar dışarıda seni bekliyorlar. Er ya da geç seni bulacaklar.
Eux te cherchent et tôt ou tard, ils te trouveront.
Onu bulacaklar mı?
A la retrouver?
Düşman gemisi geri dönmeyince onu aramaya geleceklerdir ve bizi bulacaklar.
Si le vaisseau ennemi n'envoie pas de rapport, ils ne viendront pas le chercher... et nous non plus.
Onu bir barda içerken bulacaklar.
Il est sûrement dans un bar, en train de se bourrer la gueule.
- Büyük ihtimalle onu ölü bulacaklar.
- Il est peut-être mort.
Ama onu nerede bulacaklarını nasıl tahmin ettiler?
Mais comment ont-ils su où la trouver?
Onu, başında bir kurşunla ve... uzaktan kumandayla bulacaklar.
Ils la retrouveront avec une balle dans la tête. Et un détonateur à la main.
Onu nerede bulacaklarını bilmelerini istiyordu.
Qu'ils sachent où la trouver.
Onu nasıl bulacaklar Allah bilir.
Dieu sait ce qui peut lui arriver s'ils la retrouvent.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]