English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ O ] / Onu buluruz

Onu buluruz tradutor Francês

391 parallel translation
Ne fark eder? Onu buluruz.
- Quelle importance, on le trouvera bien.
- Belki saklar, ama onu buluruz.
- II peut la cacher : on la trouvera.
- Hadi, onu buluruz.
Essayons de le trouver.
Yaşadığı şey her ne ise ki umarım onu buluruz, adamı mutlâk bir kataleptik hareketsizlik durumunda bırakmış.
Ce qui lui est arrivé... et nous comptons réussir à le savoir... l'a plongé dans une catatonie complète.
Onu buluruz. Arabası ne marka?
On le retrouvera, quel type de voiture conduit-il?
Eğer Locque Cortinada ise onu buluruz.
Si Locque est à Cortina, on le trouvera.
Onu buluruz.
On va le trouver.
- Siz plakayı verin. Biz onu buluruz.
Donnez-le-nous.
- Jupiter İki'yi geçiyordu. - Onu buluruz.
- Elle venait juste de passer Jupiter Deux.
Önce cesetten kurtulalım sonra onu buluruz.
- Bon. On balance le corps, puis on la cherche. Elle ne doit pas être loin avec le môme.
Kahrolası duvarı takip edersek onu buluruz.
Et si on continue a suivre ce putain de mur, on finira bien par la trouver.
Onu buluruz.
On le trouvera.
Biz onu buluruz.
On va te la retrouver.
- Onu buluruz. Altı insan.
Six degrés.
Sakin ol, onu buluruz.
T'en fais pas!
Onu buluruz. Sikini keseriz. Sikini ağzına sokar ve yol ortasına bırakırız.
S'ils ont un indic, on le trouve, on lui coupe sa queue, on la lui fait bouffer et on le laisse dans la rue.
Eğer sağsa, onu buluruz.
S'il est vivant, on le trouvera.
Onu buluruz.
On va la chercher.
Eğer orada kötü bir şeyler varsa onu buluruz. Sen onu avlarsın ve parti yaparız.
S'il y a quelque chose, on le trouvera, tu le tueras et on fera la fête.
Onu buluruz, merak etme.
On va l'avoir. Ne vous en faites pas.
Onu buluruz ve geri göndeririz.
On va le trouver et le renvoyer chez lui.
- Biz oraya varana kadar saat 8 olur. Onu görebilmemiz mümkün olduğu zaman başsavcıyı arar ve buluruz.
- Dès notre arrivée, nous irons contacter le procureur.
- Onu sahibine götürecek birilerini buluruz diye düşünmüştüm.
J'avais l'intention de le rendre.
Sistematik yaparsak onu birkaç saate buluruz.
Que dit l'affiche? Si on la suit à la lettre, on la trouvera en 2 h.
Merkezi arayıp yardım isteyeceğim. Onu sizin için buluruz.
Je vais demander de l'aide, on va vous le retrouver.
Size sevidirici haber verebilmeyi çok isterdim ama onu kısa zamanda buluruz, gerçekten, eğer beraber çalışırsak.
Hélas non! Mais nous le retrouverons si nous agissons en commun.
- Onu da buluruz.
- On les aura.
Hemen buluruz onu.
Nous allons l'avoir sans tarder.
Onu nerede buluruz?
Où pouvons-nous le trouver?
Havre gidelim zaman... Orada buluruz onu!
On a dit qu'on allait au Havre.
Onu bir yönde buluruz.
Vous le trouverez sur une seule et même route.
Umalım ki, önce biz buluruz onu.
Alors, espérons que nous la trouverons avant.
Belki hana vardığımızda orada buluruz onu.
Peut-être sera-t-il à l'auberge.
Karibdis. Buydu, Karibdis. - Onu nerede buluruz?
- Ce que les guerriers font, leur travail.
Buydu. - Onu nerede buluruz?
- Où peut-on le trouver?
Onu birkaç gün içinde buluruz.
On la retrouvera en quelques jours.
- Onu senin için buluruz.
- On le retrouvera.
- Belki onu suda buluruz.
Peut-être le retrouverons-nous dans l'eau. Quoi?
- Sokacak güzel bir yer buluruz onu. - Peg!
- que je saurai où te mettre.
Burada birinci Haçlı seferinden kalma bir şövalye varsa, onu burada buluruz.
C'est vrai. S'il y a un croisé, nous le trouverons ici.
Oh, biz onu buluruz.
On va la retrouver.
Nasıl buluruz onu?
Comment on la retrouve?
Pekala, bırakalım çocuk bir gün yarışsın, sonra onu diskalifiye etmeye bir sebep buluruz.
Laissons-le courir le premier jour puis nous trouverons une raison pour le disqualifier.
Yani onu burada sanatını sonsuza dek terk etmeden önce son bir yaratıcı eylem yaparken buluruz.
On le voit donc en train d'accomplir un dernier geste créatif avant de renoncer à son art à jamais.
Onu serbest bırakalım. Suçlayacak bir şey buluruz.
Je le libère, je le suis et je trouve quelque chose.
Umarım onu seni bulmadan önce buluruz.
Espère qu'on le trouve avant qu'il te retrouve.
- Onu ayrılarak ararsak daha çabuk buluruz.
- Séparons-nous, ça ira plus vite.
Eğer onu güldürebilirsek, daha çabuk buluruz bence.
Si vous le faisiez sourire, vous auriez plus de chance de le trouver.
- Onu nerede buluruz?
- On peut le trouver où?
- Onu nerede buluruz?
- Vous savez où il est?
Onu bulursak, Nelson'ı da buluruz.
On la trouve, on trouve Nelson.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]