Pazartesi sabahı tradutor Francês
515 parallel translation
Pazartesi sabahı.
Le lundi matin
Komutanım, pazartesi sabahı ilk iş olarak buraya rapor vermesi için Dreyfus'a mesaj gönderin.
Prévenez Dreyfus! Qu'il se présente ici lundi matin.
Belki ikimiz de Pazartesi sabahı nişanlı bir şekilde buraya geliriz.
Peut-etre serons-nous tous deux fiances lundi matin!
Pazartesi sabahı beni görmek istediğini belirten bir not vardı masamda.
Le lundi, une note m'indiquait que tu voulais me voir.
Pazartesi sabahı eşimle birlikle dönmeyi umuyorum.
Je rentrerai lundi avec ma femme, j'espère.
Pazartesi sabahı. Bu Backalis denen adam da aynı sabah 3 : 00 ve 6 : 00 saatleri arasında ölmüş.
Backalis entre 3 et 6 h le même matin.
Cumartesi gecesinden pazartesi sabahına Hep eğlence var önünde
De samedi a lundi Que de plaisirs nous sont promis
Cumartesi gecesinden pazartesi sabahına Ölürüm daha iyi be!
De samedi a lundi J'ai le temps de mourir d'ennui!
- Ne kadar büyük bir hayalkırıklığı. Pazartesi sabahı ilk trenle geri dönmek zorundayım.
Je sais, chère Miss Prism, mais mon instinct m'a dit que vous en aviez un.
Peki, Stüdyo B, Pazartesi sabahı. Güzel.
Oui, studio B, lundi matin.
O zaman Pazartesi sabahı görüşürüz?
Je me plais ici. Bien.
Yavaş yavaş, yazın tatlı sersemliği sona ererken Pazartesi sabahı sorumluluğunun yakın olduğunun tek tek farkına vardık.
Mais la fin du joyeux chahut estival, sonna l'heure des responsabilités professionnelles.
Her şafak vakti ise Pazartesi sabahıydı.
Et chaque matin était un lundi.
Pazartesi sabahı, garaja dönüş zamanı idi, gözümüzün önünde yağ vardı.
Le lundi matin, c'était retour au garage, de la graisse plein les yeux.
Pazartesi sabahı senin için bir saat ayıracağım.
Je vous réserve une heure lundi matin.
Kasaya koyalım, Pazartesi sabahı kendini iyi hissettiğinde...
Nous allons mettre ça au coffre... et lundi, on verra.
Pazartesi sabahı eğitim almaya hazır bir şekilde gelecek.
Il sera ici lundi matin, prêt à se remettre au travail!
Saat 4'ü geçtiği için duruşmaya Pazartesi sabahı devam edeceğiz.
Il est maintenant plus de 4 heures, ce procès reprendra lundi matin.
Pazartesi sabahına kadar da kimse olmayacak. Ancak o zaman kayak erzakla birlikte gelecek.
Pas avant lundi matin, quand le traîneau livrera les provisions.
Pazartesi sabahı mı?
Lundi matin?
Diplomalarınızı almak için Pazartesi sabahı dokuzda burada olun.
Venez toutes chercher votre diplôme lundi matin.
Pazartesi sabahı ilk işim bunu takip etmek olacak.
- Bien. Je m'en occuperai dès lundi.
Biraz bencilce görünebilir ama işe yaramazsa, Pazartesi sabahı masamda olmayı istiyorum.
Si notre affaire échoue, je veux pouvoir garder ma place.
Pazartesi sabahı talimatlarımı bekleyin.
Nouvelles instructions, lundi.
Pazartesi sabahı San Francisco'ya gidip teslim olmalıymışım.
Je dois être à San Francisco lundi.
Pazartesi sabahı San Francisco'da olmalıyım.
Je dois être à San Francisco lundi.
Pazartesi sabahı, Guernsey adında erkek, 70'li yaşlarında bir hasta göğüs ağrıları yüzünden hastaneye getirildi.
Lundi matin, un patient du nom de Guernsey, un homme de 75 ans, arriva à l'hôpital en se plaignant de douleurs à la poitrine.
Pazartesi sabahı, üst kademeye gireceğim. Kingsfield'in mülkiyet hukuku dersinde.
J'y ferais mon entrée lundi prochain dans le cours de Droit des contrats de Kingsfield.
Pazartesi sabahı, mükemmel şekilde ve erkenden istiyorum.
J'attends votre travail Lundi matin.
Böylece, Pazartesi sabahı sınava başladığımızda... bilgiler aklımızda taze kalacak.
De cette façon on l'aura encore en mémoire Lundi matin. On commence quand le test.
Tipik pazartesi sabahı rutini bir daha aynı olmayacaktı.
Cette routine banale d'un lundi matin ordinaire ne serait plus jamais la même.
Pazartesi sabahı 10'a kadar ara veriyoruz.
L'audience reprendra lundi.
- Pazartesi sabahı, 11'de.
Lundi, 11 heures du matin.
Daha sonra Pazartesi sabahı erkenden bir mezar taşı getireceksiniz.
La pierre tombale. Pas trop grande. Avec ça.
Pazartesi sabahı gelin, karşınızda yepyeni bir Annabel göreceksiniz.
Lundi matin, vous verrez une nouvelle Annabel.
Her pazartesi sabahı saat 4 gibi gelir.
Il vient tous les lundis vers quatre heures.
Pazartesi sabahına kadar kampüsü terk edin.
Dès lundi matin.
Pazartesi sabahı yepyeni bir hayata başlayacaksın.
lundi matin, tu commences une nouvelle vie.
Pazar ya da Pazartesi sabahı haklamış olmalılar.
Ils ont dû l'abattre dimanche ou lundi.
Pazartesi sabahına kadar buradayım.
Je suis ici jusqu'à lundi matin.
İstediğinizi için ama pazartesi sabahı işe akşamdan kalma bir halde gelmeyin!
Mais ne revenez pas lundi matin avec une gueule de bois!
Birleşik Devletler ordusu için alınacak at ve katırlar, Hedley Kalesi'nin arka kapısına yakın ordu ağıllarında Pazartesi'den Cumaya hergün sabah saat 8'de alınmaya başlayacaktır.
Achats de chevaux et de mules pour l'Armée des Etats-Unis au Fort Hardley les lundis et les vendredis. Toutes les bêtes doivent être saines.
Pazartesi sabah.
Lundi matin.
Ve o zaman Pazartesi sabahı ilk iş paranı bankadan çekeceksin. Şapka mağazasıında biraz depozitoya ihtiyacın olabilir.
Vous voulez retirer votre argent de la banque lundi matin.
Çünkü Pazartesi sabahı, Japon bombaları...
Parce qu'une fois que les bombardiers japonais se planteront dans les navires amerloques lundi matin,
Pazartesi sabahını tahmin et.
Disons, lundi matin.
Pazartesi sabah Kuzey Carolina'da olmalıyım. Oh, vay canına!
Lundi, je dois être en Caroline du Nord.
Okul kapandıktan sonraki ilk pazartesi... sabah saat 5'te benim evime geleceksiniz.
Soyez chez moi lundi après l'école, à 5 heures.
Saat Pazartesi sabahı erken ve ben acı çekiyorum.
II est tôt, lundi matin, et je souffre.
Pazartesi sabah saat onda.
Lundi matin á 10 h.
Pazartesi sabah onda görüşürüz.
alors, á lundi, 10 h.
sabahın 4 22
sabahın 3 17
sabahın 5 20
sabahın 2 27
pazar 161
pazartesi 216
pazar günü 59
pazarlık 23
pazartesi mi 18
pazartesi görüşürüz 74
sabahın 3 17
sabahın 5 20
sabahın 2 27
pazar 161
pazartesi 216
pazar günü 59
pazarlık 23
pazartesi mi 18
pazartesi görüşürüz 74