Sana bir şey diyeceğim tradutor Francês
131 parallel translation
- Tom sana bir şey diyeceğim.
- Tom, j'ai quelque chose à te dire.
Sana bir şey diyeceğim Paul.
Paul, je t'en supplie...
Şu an nasıl? Derhâl yola çıkacağım ama sana bir şey diyeceğim Tommy ile konuşur musun?
Je vais partir maintenant, mais peux-tu parler à Tommy?
Sana bir şey diyeceğim. Sana bir kutu cila ve bez getireceğim.
Tenez... je vous aurai de la cire et un chiffon propre.
Sana bir şey diyeceğim.
Faut que je te dise.
Jack, sana bir şey diyeceğim.
Ecoute-moi, Jack!
Sana bir şey diyeceğim suratımdaki keçi kıllarından kurtulsam kesinlikle daha iyi hissedeceğim.
Ça fait du bien d'être débarrassé de cette toison de bouc.
Peki, sana bir şey diyeceğim. Bir küçük eski kart alacağım.
Eh bien, écoutez, je vais prendre une seule carte.
Jimmy, sana bir şey diyeceğim.
Je vais être très franc :
Sana bir şey diyeceğim, Jack.
Je vais te dire, Jack.
Sana bir şey diyeceğim J.D.
J'vais te dire une chose, J.D.
Fred, sana bir şey diyeceğim, bu sene koleksiyonumuz harika.
Hé Fred. Tu vas voir, la collection est sensationnelle cette année.
Şimdi sana bir şey diyeceğim.
Je vais te dire un truc.
İkimizden biri olacak ve sana bir şey diyeceğim bak :
Ce sera forcément un de nous deux.
Sana bir şey diyeceğim. Ben adeta bir Amerikan halk kahramanıyım.
Laissez-moi vous dire quelque chose.
Şimdi duydun.Sana bir şey diyeceğim.
Eh bien, c'est fait!
Sana bir şey diyeceğim, nasıl uğraşacağın umurumda değil, ama biliyorsun ki son postada % 25 zarar ettik.
Je vais te dire une chose. Je me fous de comment tu t'y prends, mais tu sais que ce dernier chargement nous a baisé de 25 %.
Sana bir şey diyeceğim. 60'a çık.
- Le régulateur de vitesse est à 55 km / h.
Sana bir şey diyeceğim, dostum.
Je vais te dire une chose, mon vieux.
Çavuş Lassard, sana bir şey diyeceğim.
Permettez-moi de vous moucher, sergent.
Sana bir şey diyeceğim. Bizi bu adi işe bulaştıran herif.
Ceux qui nous ont foutus dedans ont le bras long.
Peki, sana bir şey diyeceğim...
Enfin, disons...
Sevin. Ayrıca sana bir şey diyeceğim.
Laisse venir les choses.
Sana bir şey diyeceğim.
Attends, je veux te dire...
Bak sana bir şey diyeceğim.
Je vais te dire un truc :
Geri çekiliyorum ama sana bir şey diyeceğim.
Je sais, je dois m'écraser, mais il faut que je vous dise :
Sana bir şey diyeceğim.
Je vais vous dire quelque chose.
Sana bir şey diyeceğim Roberto.
Laisse-moi te dire une chose.
- Dinle pis sürtük... sana bir şey diyeceğim.
- Va te faire foutre. - Je te préviens, salope!
Sana bir şey diyeceğim. Sınav için çok üzgünüm.
Écoute, désolée pour ton permis.
Sana bir şey diyeceğim.
Ecoute, Elaine.
- Gel. Sana bir şey diyeceğim.
- J'ai quelque chose à te dire.
Sana bir şey diyeceğim sanırım sen daha fazla sertsin.
Il faut que je te dise... je trouve que c'est toi qui es trop gentille!
Ben, sana bir şey diyeceğim.
Ben, j'ai quelque chose à te dire.
Sana bir şey diyeceğim, bayan.
Ecoutez-moi bien, ma petite dame.
Hem sana bir şey diyeceğim. Mesela ben hala ortaokul dansına gitmediğim için pişmanım
Moi, je regrette encore de ne pas être allée à mon bal.
Sana bir şey diyeceğim.
Je vais te dire...
- Sana bir şey diyeceğim.
- J'ai quelque chose à te dire.
Sana bir şey diyeceğim Ray...
Je vais te dire une chose, Ray.
- Sana bir şey diyeceğim.
- J'ai quelque chose a te dire.
Sana bir şey diyeceğim.
Et je vais te dire une chose.
Sana bir şey diyeceğim, tamam mı?
Laisse-moi te dire un truc.
Şimdiyse sana, daha önce hiçbir kadına söylemediğim bir şey diyeceğim.
Je vais vous dire quelque chose que je n'ai jamais dit à une femme.
Rocco sana önemli bir şey diyeceğim.
Ecoute, Rocco! J'ai une chose importante à lui dire.
Sana bir şey diyeceğim.
Je vais te dire.
Sana bir şey diyeceğim.
J'ai 10 ans de plus que lui, je ne suis pas jolie, fille de veilleur de nuit ex-femme de boulanger...
Sana diyeceğim şu ki ; şu an orta yol diye bir şey yok!
Mais pas là, crois-moi.
Sana benimle ilgili öyle tuhaf bir şey diyeceğim ki, inanmayacaksın.
Je vais te dire une chose... tellement bizarre que tu ne me croiras pas.
Bak sana bir şey diyeceğim.
Doo, le bus va partir.
Sana bir şey daha diyeceğim.
Tu sais quoi?
- Sana bir şey sorabilir miyim, Doug? - Evet, bak, ne diyeceğim.
Doug, je peux te parler de quelque chose?
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana birşey sorabilir miyim 28
sana bir şey göstereceğim 128
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana bir şey vereceğim 40
sana bir şey söyleyeyim 221
sana bir soru sorabilir miyim 71
sana bir şey söyleyeceğim 168
sana birşey soracağım 16
sana bir şey göstermek istiyorum 135
sana birşey sorabilir miyim 28
sana bir şey göstereceğim 128
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana bir şey vereceğim 40
sana bir şey söyleyeyim 221
sana bir soru sorabilir miyim 71
sana bir şey söyleyeceğim 168
sana birşey soracağım 16
sana bir şey göstermek istiyorum 135