English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ S ] / Saçmalıyorsun

Saçmalıyorsun tradutor Francês

1,620 parallel translation
O zaman ne saçmalıyorsun sen, Mark
- C'est quoi alors, Mark?
Ne saçmalıyorsun?
Je ne vous ai jamais évités.
Saçmalıyorsun.
Conneries.
- Şimdi saçmalıyorsun.
- Vous êtes ridicule.
Bir, saçmalıyorsun. İki, kimseye emir verecek konumda değilsin.
Un, vous dîtes n'importe quoi, deux, vous n'êtes pas en position de donner des ordres à quiconque.
Homer, saçmalıyorsun!
Homer, tu es fou!
- Gerçekten saçmalıyorsun!
- Tu piges pas?
Ne saçmalıyorsun?
De quoi tu parles?
- Ne saçmalıyorsun sen?
- De quoi tu parles?
Ne saçmalıyorsun sen?
Qu'est-ce que tu racontes?
- Ne saçmalıyorsun?
- C'est quoi, ces conneries?
Ne saçmalıyorsun?
C'est quoi ces histoires?
Baksana, sen ne saçmalıyorsun?
Qu'est-ce que tu racontes?
Ne saçmalıyorsun sen?
- De quoi tu parles, merde?
Sen ne saçmalıyorsun bayım?
C'est quoi, cette histoire?
Saçmalıyorsun.
Tu es ridicule.
Saçmalıyorsun. - Evet.
Tu dis des b � tises.
Saçmalıyorsun dostum.
Quelle merde!
Seni o mu yönetiyor? Ne saçmalıyorsun? Beni yöneten falan yok.
Tu te fais dresser ou quoi?
Ne saçmalıyorsun. Masaj yaptırmak birşey ifade etmez.
Qu'il se fasse masser ne veut rien dire.
Ömer! Saçmalıyorsun.
Tu disjonctes total.
Tam saçmalıyorsun, abi. İncil'den alıntı yaptın ya.
C'est des conneries, tu cites la Bible.
Saçmalıyorsun! Sorunun ne?
- C'est quoi, ton problème?
Ne saçmalıyorsun!
Tu dis vraiment des choses horribles!
Saçmalıyorsun. O benim normal bir arkadaşım.
- C'est juste une amie!
Saçmalıyorsun. Unutma, o fahişeye döktüğün servet, senin değil, benim!
N'oublie pas, la richesse que tu dépenses avec cette courtisane ce n'est pas la tienne, mais la mienne!
Ne saçmalıyorsun böyle?
De quoi diable parlez-vous?
Ne saçmalıyorsun sen?
De quoi diable parles-tu?
Saçmalıyorsun.
Vous êtes grotesque!
Saçmalıyorsun!
C'est n'importe quoi!
Ne saçmalıyorsun sen?
"Papa"? Ça va pas la tête?
- Bence saçmalıyorsun.
- Vous mentez.
Ne saçmalıyorsun Paulie?
Qu'est-ce que tu fous, Paulie?
Saçmalıyorsun.
- Oh, c'est dingue.
- Saçmalıyorsun.
- C'est des conneries.
Şimdi saçmalıyorsun Jim.
N'importe quoi.
- Saçmalıyorsun!
Ecoute, divise ça ici, ok?
Saçmalıyorsun!
Parfait. C'est des foutaises.
Hey, Dave, neden şu uzaylı saçmalığını bir kenara bırakmıyorsun artık?
- Hé, Dave, pourquoi on arrêterait pas avec ce non-sens extra-terrestre maintenant, ok?
Ne saçmalıyorsun?
De quoi vous parlez?
Saçmalıyorsun.
- Tu te fous de ma gueule.
Vaktini harcıyorsun ve bu da saçmalık.
Parce que tu perds ton temps. C'est des putains de conneries.
Ne oldu? Bütün gün saçmalık yapıyorsun, Şimdide Babamı oluyorsun. Gördün mü şimdi, nasıl Baba olacaksın?
Vous faisiez des sottises chaques jours, maintenant vous êtes père.
Büyükanne! Onun kafasını Sherry saçmalıklarıyla karıştırıyorsun.
Tu l'embrouilles, avec ces conneries de m'appeler Sherry.
Bu saçmalık Candy, kızacak yer arıyorsun.
Tu cherches une excuse, c'est tout.
- Biraz geç kaldık. - Candy, ne yapıyorsun? Bu saçmalık!
On est un peu en retard.
Ne saçmalıyorsun?
- Quoi?
Sen neden hoşlanıyorsun bilmiyorum ama ben bu saçmalıklardan hiç hoşlanmıyorum. - eee?
Je sais pas si ‡ a t'excite, mais moi, j'ai pas envie de ces conneries. - Et alors?
Prens Ozai. Neden bu saçmalıklarla zamanımı harcıyorsun?
Prince Ozaï, que m'importent ces simagrées?
Biriyle tanışıyorsun, bir iki tek atmaya gidiyorsun "Arabanı nereye park ettin?" "Niye ekmek yemiyorsun?" "Nasıl olur da oy kullanmazsın?" gibi saçmalıklardan konuşuyorsun.
Tu rencontres un inconnu, Tu y vas, tu prends quelques verres, Tu discute à propos de, je sais pas moi, où tu t'es garé, pourquoi tu ne manges pas de pain, comment ça se fait que t'as pas voté.
Çok saçmalıyorsun...
Tu vas trop loin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]