Sin tradutor Francês
2,871 parallel translation
Sen bir Hastings'sin.
Tu es une Hastings.
Ne ben artık liseli atletik hödüğüm ne de sen keş hırsız Maggie'sin.
Je ne suis plus Hal l'athlète du lycée, et tu n'es plus Maggie la junkie cambrioleuse.
sen gördüğüm en kötü alemci-sin.
Tu es la pire des cuiteuses!
Sen son erkek Hewes'sin.
Tu es le dernier homme des Hewes.
Ayrıca kesinlikle bir Bratva Reisi'sin.
Je confirmerai aussi que vous êtes réellement le capitaine Bratva.
SIY-RI-LA-MAZ-SIN!
ON-NE-S'EN-REMET-PAS!
Sen Sam'sin değil mi?
Vous êtes bien Sam, exact?
Sen Steve Cioffi'sin.
Tu es Steve Cioffi.
Sen Michael'sin.
- Tu es Michael - Hou-hou
Sen muhteşem Leslie'sin.
T'es Leslie qui tue.
Onca yıla rağmen hala tam bir Viking'sin.
Encore un putain de Viking, même après toute ces années
Vaeah sin see?
Vaeah sin see?
Sen Natalie'sin!
C'est Natalie!
Yahudi'sin China.
Tu es juive, China.
Yahudi'sin sen.
Tu ES juive.
Teknik olarak da Yahudi'sin.
Et techniquement parlant, tu es Juif.
Tokyo Sin SS
Tokyo Sin SS
- Sürekli Tokyo Sin oynuyorlar.
- Ils ont tous joué à Tokyo Sin.
- Evet, dostum. Tokyo Sin muhteşem!
- Ouais, Tokyo Sin déchire!
Efendim, Tokyo Sin şu an moda.
Monsieur, Tokyo Sin fait fureur.
Ve Tokyo Sin'den çok daha iyi oyunları vardı.
Et y avait des jeux bien meilleurs que Tokyo Sin dessus.
Tokyo Sin'in artık havası kalmadı.
C'est juste que Tokyo Sin n'est plus à la mode.
Sen Jess'sin değil mi?
Salut! Tu es Jess, c'est ça?
Chin Ho Kelly'sin, değil mi?
Vous êtes Chin Ho Kelly, pas vrai? Oui, madame.
Bundan sonra ben Kurbağa'yım, sen de Sandviç'sin. Roketimiz de Limon.
À partir de maintenant, "grenouille" c'est moi et "sandwich" c'est toi et "citron" signifie fusée.
Akıllı olan sensin. Sen Moriarty'sin.
Mais vous, vous êtes l'intelligent!
Sen VH1'sin, Robocop 2'sin, Geleceğe Dönüş 3'sün.
Tu es RoboCop 2 et Retour vers le futur III.
Sen Jim Belushi'sin.
Toi, tu es Jim Belushi.
- Sen onu yok eden Grimm'sin.
Vous êtes le Grimm qui l'a détruite.
Bence sen eski MI-6'sin.
Je dirais que vous êtes un ancien du MI6.
Sen Wally West'sin! Görevden alınan ilk kuzenim.
mon cousin au second gré.
Artık James'sin ve Downton'da kaldığın süre boyunca James olacaksın.
Vous êtes James et le resterez tant que vous serez à Downton.
Ama sen insansın, sen Amy'sin, sabaha evleniyorsun.
Vous êtes humaine! Vous êtes Amy!
Sen Ryan Shay'sin, Fred'le Sheila'nın tek oğlusun.
Tu es Ryan Shay, le seul fils de Fred et Sheila.
Ama sen Denise'sin, her işin altından kalkarsın.
Mais, vous êtes Denise. Vous êtes pleine de ressources.
Katolik'sin, Sean.
Vous êtes catholique, Sean.
Çünkü sen bir Dalek'sin.
Parce que vous êtes un Dalek.
Ama sen bir Dalek'sin.
- Mais vous êtes un Dalek.
* Günahkâr yaşamak moda şimdi *
Living in sin is the new thing
- Neden? Çünkü sen Quinn Fabray'sin ve sana taparcasına hayranım.
Car tu es Quinn Fabray et tu es mon idole.
* Hüküm sürdü günahlar ve çektik hasretini *
In sin and error pining
Hey, dinle bak, sana bunu söylemek için bir fırsatını arıyordum ve işinde müthiş olman dışında açıkçası belli ki- - Şimdiye kadar tanıştığım en güzel kokan Donanma Tesis Yöneticisi'sin.
Je voudrais saisir cette opportunité pour vous dire que vous êtes non seulement terriblement efficace... mais vous êtes également la responsable la mieux parfumée que je connaisse.
Lacey Chabert'sin sen!
Tu es Lacey Chabert.Ndt : doubleuse de Meg au début des Grffins
Şimdi hangi Castiel'sin?
Quel Castiel est-ce, cette fois?
Demek burası, "Şeker Andy'nin Tatlı İkramları" ve sen de Andy'sin öyle mi?
Donc si c'est "Candy Andy's Sweets and Treats" tu es Candy Andy?
- O zaman, sen Batman'sin? - Hayır, hayır, hayır.
Tu es Batman?
İki "e" li Britnee'sin değil mi?
Donc vous êtes Britnee avec 2 "e"?
- Sen o Frances'sin!
- C'est toi, Frances!
Andy'sin sen.
Tu es Andy.
Sen John Reese'sin.
John Reese.
Tam bir "sisi" sin hem de!
- Et un gros, même!
sinir 21
sinirliyim 21
sing sing 20
sincap 24
sinirlisin 23
sinemada 18
sinsi 29
sinir bozucu 26
sinirlenme 148
sinek 53
sinirliyim 21
sing sing 20
sincap 24
sinirlisin 23
sinemada 18
sinsi 29
sinir bozucu 26
sinirlenme 148
sinek 53