Sorun da bu ya tradutor Francês
189 parallel translation
Sorun da bu ya.
Justement, c'est ce que je te reproche.
Bir kızı seviyorsun ve ondan hoşlanıp hoşlanmadığını bilmiyor musun? Sorun da bu ya.
Tu l'aimes et tu ne sais pas si elle te plait?
Sorun da bu ya.
C'est bien le problème.
Sorun da bu ya. Mucizelere inanıyorsunuz.
Voilà le problème, vous croyez aux miracles...
- Sorun da bu ya.
- et pour cause.
Sorun da bu ya.
C'est bien mon souci.
Ah, şey... Bagaj fişim yok. Sorun da bu ya, efendim.
Je n'en ai pas.
- Sorun da bu ya. Bilmiyorum.
- C'est que je n'en sais rien.
- Sorun da bu ya.
- C'est bien le probleme.
- Sorun da bu ya, Sarah.
C'est l'éternel problème, Sarah.
Sorun da bu ya. Değilim Phil.
Justement, je le suis pas.
Sorun da bu ya. ne hissettiğim hakkında en ufak bir fikriniz yok.
- Non, vous n'en avez aucune idée.
Zaten sorun da bu ya.
L'idée était bonne.
- Sorun da bu ya.
C'est ça le truc.
İşte sorun da bu ya, çıkartamadım.
C'est bien le problème. J'ai pas recraché.
Şey... Sorun da bu ya.
- C'est tout le problème.
Sorun da bu ya. Sen asla bir şey yapmazsın.
C'est bien le problème, tu fais jamais rien.
Sorun da bu ya.
Justement.
Hayır. Siz nasıl isterseniz. Sorun da bu ya.
Non, c'est toi le boss, et c'est ça le problème.
Gördüğünüz gibi, kafamızı karıştıran sorun da bu ya zaten.
Justement. On se gratte la tête.
- Ben niye fısıldıyorum ki? Sorun da bu ya zaten. - Tamam, beni dinle.
Pourquoi murmurer, c'est vrai!
Sorun da bu ya.
C'est là le problème
- Hiçbir şey, sorun da bu ya.
- Rien, c'est le problème.
Sorun da bu ya. İyi olup olmadığını bilmiyorum.
Je ne sais pas s'il va bien.
Sorun da bu ya.
C'est ça le problème.
- Sorun da bu ya.
- Il est là le problème. - Comment ça?
Sorun da bu ya.
Le problème est là.
Sorun da bu ya. Parmak izlerin kimliğinle tutmuyor.
Problème : vos empreintes ne correspondent pas.
Sorun da bu ya... Herkes zenginlere avukatlık yapamıyor.
Tout le monde ne peut etre l avocat de riches.
Sorun da bu ya.
Et c'est bien le problème. Je comprends pas.
Yeter ki onlardan birini Fatherland'de ya da hükmümüzün geçtiği... ülkelerde ele geçireceğimiz bir yer gösterin, ki bu da başka bir sorun.
Mais dites-nous où on peut en attraper un dans notre patrie, ou dans tout autre pays soumis, et là, c'est une autre histoire.
Motorlarınız durursa, uçağınız çalışmazsa, ya da herhangi bir sorun çıkarsa bu konuda yapabileceğimiz hiçbir şey yok.
Si votre avion cale, qu'il ne démarre pas immédiatement, qu'il y a un problème, nous n'aurons pas le temps d'y remédier.
Sorun da bu ya.
C'est ça!
- Sorun da bu ya.
- Je ne pensais pas...
Bu bir sorun yaratmazdı, ama nedense... her konserden ya da partiden önce...
Ce n'était pas un problème sauf que
Bu yazıya geçirildi, sorun da bu.
Par écrit, voilà le probléme.
Mieze. Sorun da tam olarak bu ya.
C'est bien ça le problème, Mieze.
Sorun da bu ya.
C'est ça, le problème.
Ama inanmak ya da inanmamak. Sorun bu değil.
Puis croire ou ne pas croire, la question n'est pas là.
İşin püf noktası, ki bu fiyatın kontrolündeydi,... Yahudileri Treblinka'ya, Auschwitz'e, Sobibor'a,... ya da herhangi bir yere nakletmekten ibaretti,... demiryollarına kilometre başına ödeme yapıldığı sürece sorun yoktu,
La vie du "commando spécial"
Sanatsal mizaç bu. Sorun da orada ya zaten.
C'est le problème des artistes.
Bu oyundaki sorun sözünün doğru ya da yanlış olduğuna inanmak zorundayım.
Le problème, avec ce jeu, c'est que je dois te croire sur parole.
Bu konuda sorun varsa, sonuç ya sağlıklı yemekle dolu ya da boş mideler olacaktır.
Et pas de discussion, de la bonne nourriture ou des ventres vides. C'est ma règle.
Hep birlikte Amerika'ya gittiğimiz sürece sorun yok, önemli olan da bu.
Nous partons tous pour l'Amérique, c'est le plus important.
Hiçbir rüzgar ya da sorun küçücük bir ölüm bile bu evi sarsamaz.
Et nulle tempête, nul souci ni même la mort ne pourront détruire ce foyer
Pek çok kişi bir diğerini soyuyor ya da öldürüyor. - Sence bu önemli bir sorun mu?
Aprés tous ceux qu'on a dévalisés, mutilés et assassinés tu crois que ça importe?
- Sorun da bu ya.
C'est exactement ça.
Ya da eğer istemezseniz bu sorun değil. Anlarım.
Où si vous ne préférez pas, il n'y a pas de problème...
Bu türbülanslı atmosferde uçmak da Moya'ya daha çok sorun yaratıyor.
Toutes ces turbulences traversées ne sont pas faites pour l'arranger.
Evet, Tanrıya şükür. Şimdi bu da sorun da yolumuzdan çekildiğine göre, hayatımıza devam edebiliriz.
On va pouvoir revivre comme avant.
Ne zaman bu projeyle ilgili bir sorun çıksa ya pilotu suçluyorsun ya da yerçekimsel anormallik veya teknik bir hata arıyorsun.
Qu'est ce que vous voulez dire? Chaque fois qu'il y a un problème avec ce projet... Tu mets ça sur le pilote ou... une anomalie de la gravité ou un disfonctionnement technique.
sorun da bu zaten 32
sorun da bu 128
bu yaz 17
bu yalan 50
bu yasak 17
bu yanlış 112
bu yanına kalmayacak 17
bu yasal değil 22
bu yasal mı 22
bu yaşta 24
sorun da bu 128
bu yaz 17
bu yalan 50
bu yasak 17
bu yanlış 112
bu yanına kalmayacak 17
bu yasal değil 22
bu yasal mı 22
bu yaşta 24
bu yasadışı 25
bu yasalara aykırı 18
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorunlar 17
sorun ne 3390
sorun olmaz 185
bu yasalara aykırı 18
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorunlar 17
sorun ne 3390
sorun olmaz 185
sorun olur mu 68
sorun mu var 211
sorun değil tatlım 17
sorunumuz var 27
sorun var 47
sorunuz var mı 42
sorunun nedir 50
sorununuz nedir 22
sorun bu mu 22
sorun bu 79
sorun mu var 211
sorun değil tatlım 17
sorunumuz var 27
sorun var 47
sorunuz var mı 42
sorunun nedir 50
sorununuz nedir 22
sorun bu mu 22
sorun bu 79