Çok mantıksız tradutor Francês
585 parallel translation
Doğru söylüyorum, ama gerçekler çok mantıksız görünüyor.
Apparemment, rien ne semble moins vraisemblable que la vérité!
Çok mantıksız konuşuyorsun.
Je te trouve excessive.
Çok mantıksız davranıyorsunuz.
Vous n'êtes pas très raisonnables.
- Bu çok mantıksız.
- Tu dis des bêtises.
Çok mantıksız konuşuyorsun.
Tu parles très imprudemment.
Biliyorum, ama bu çok mantıksız geliyor.
Ce n'est pas si déraisonnable...
Bu çok mantıksız!
C'est invraisemblable!
- Durun dostlarım, bu çok mantıksız!
- Cela n'a pas de sens.
... o buluşmayı son dakikada iptal edemezsin. Çok mantıksız.
C'est absurde.
Bu çok mantıksız.
C'est pas logique.
Söylediği çok mantıksız değil.
Ce qu'il dit n'est pas si illogique.
Bana otların arasında koşup durmak çok mantıksız geliyor, tasarruf etmek yerine enerji harcaması.
Je trouve illogique de gambader sur l'herbe à consommer de l'énergie pour rien.
- Tepkin daha çok mantıksız.
- Votre réaction est illogique.
Çok mantıksız bir tepki.
Réaction des plus illogiques.
Çok mantıksız.
Très illogique.
Bu çok mantıksız bir davranış biçimi.
Votre attitude est complètement illogique.
Bu çok mantıksız. Taşıyıcı normal. Hâlâ dışarıdan kontak yok.
Les fréquences sont ouvertes, mais on ne peut établir aucun contact.
Doktor, kararın çok mantıksız.
Votre décision est des plus illogiques, docteur.
Bu çok mantıksız Herbert.
Tu es bien subtil.
Çölün ortasında oturmak çok mantıksız, adamları içki içerken izlemek.
Mais j'en doute maintenant. Il est ridicule de s'arrêter pour voir des hommes boire.
Muriel çok mantıksız davranıyor.
- muriel est déraisonnable.
Çok mantıksız. Gece yarısı Chilton Manor'a ulaşmak istiyorum.
Nous arriverions à Chilton Manor au milieu de la nuit.
Yaptığım şeyi düşününce çok mantıksız geliyor.
Je repense á ce que j'ai fait et cela n'a aucun sens.
Bu çok mantıksız.
Il est absurde.
Bilimadamlarının mantıklı bir çözüm üreteceğini sanmıştım, Düşmanı yemek ise çok mantıksız!
Les scientifiques devraient trouver une solution au lieu de nourrir l'ennemi, ça n'a aucun sens.
Niye böyle düşünüyorum bilmiyorum. Bu çok mantıksız, ama böyle düşünüyorum. O yüzden şimdi çok korkuyorum.
Je pense ça en toute irrationalité, mais j'y crois vraiment... et du coup, je suis terrifiée.
Bu vahşi cinayet çok mantıksız.
Cet homme est formidable.
- Çok mantıksız.
- C'est délirant!
- Çok mantıksız.
Ils disent n'importe quoi!
Çok ilginç bir hikaye. Ama çok mantıksız.
C'est une histoire passionnante, mais elle n'a aucun sens.
Bu çok mantıksız ama o kadar az adamla ne yapabilir ki?
Pour quoi faire? Il n'a que sa garde avec lui.
- Bu çok mantıksız. ... üç farklı erkekle evlendi. Hepsi zengin erkekler.
Sous trois noms différents, elle a épousé trois milliardaires.
Bu çok mantıksız ama.
Ce n'est pas possible, c'est insensé.
- Bu, çok mantıksız.
Des balivernes!
Bu çok mantıksız.
J'y comprends rien.
- Bu çok mantıksız olurdu.
- Ce serait illogique.
Bu çok mantıksız.
C'est absurde.
Bu çok mantıksız! Ve biliyorsun ki Jack var.
C'est complètement fou, et puis, il y a Jack.
Bu çok mantıksız.
Ce n'est pas du tout logique.
Bugünlerde mantıksız olay çok. Eyvah!
Bien des choses le sont ces temps-ci.
Gerçekten çok mantıksız davranıyor.
Elle est presque folle.
Senatör, Başkan'ın yaptığı iş, size göre çok mu mantıksız yani?
L'attitude du président est-elle si déraisonnable?
Genelkurmay Başkanı Scott... çok duygusal, mantıksız fanatiğin teki olsa bile, düşmanımız değil.
Quelle que soit leur aberration!
Ben de size çok sabırlı davrandım Bayan Wright, ve gerçekten, bu mantıksız teoriler için daha fazla zaman yok.
J'ai été très patient avec vous, Mlle Wright. Et croyez-moi, je n'ai plus le temps pour ces théories absurdes.
Mantıksız biliyorum. Muhakkak ki pek çok güvenlik düzenlemesi vardır.
C'est absurde, il doit y avoir tellement de mesures de sécurité.
Bu çok tatmin edici, bir yığın mantıksız adamın olduğu bir gemiden bana daha çok ihtiyaç duyulan başka yer yoktur.
Ce qui est satisfaisant, car ma présence n'est requise nulle part autant qu'à bord d'un vaisseau rempli d'humains illogiques.
- Aksine, çok mantıksız.
- Non, au contraire.
Olanlar hakkındaki mantıksız yaklaşımınız üzerine çok kafa yordum.
J'ai beaucoup songé à votre approche illogique des événements.
Sen çok hoş bir adamsın Norman ve senden çok hoşlanıyorum. Ama ortağının seni mantıksız bir şeye bulaştırmasına izin vermişsin.
Vous êtes très gentil, Norman, et je vous aime beaucoup... mais vous laissez votre partenaire vous convaincre... d'une chose qui n'a aucun sens.
Çok mantıksız davrandım.
Je sais, je suis cinglé.
Carter mantıksız ve Amy konusunda çok baskı yapıyor.
Carter n'est pas logique et il devient obsessionnel vis-à-vis d'Amy.
mantıksız 44
çok memnun oldum 229
çok mutluyum 368
çok mutlu oldum 39
çok mutlu 51
çok merak ettim 29
çok mu komik 18
çok merak ediyorum 37
çok makbule geçti 20
çok memnun olurum 68
çok memnun oldum 229
çok mutluyum 368
çok mutlu oldum 39
çok mutlu 51
çok merak ettim 29
çok mu komik 18
çok merak ediyorum 37
çok makbule geçti 20
çok memnun olurum 68