English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Ö ] / Öyle mi yaptı

Öyle mi yaptı tradutor Francês

788 parallel translation
Öyle mi yaptı? Bir parça benim de suçum var.
Un homme qui tente d'acheter une femme avec un simple kimono peut-il être considéré comme honnête?
Öyle mi yaptı? Çok iyi!
Il a fait ça?
Öyle mi yaptın?
Tu lui as dit ça?
- Onu bulduk, Watson. - Oh, öyle mi yaptık?
- On a trouvé, Watson!
- Bunu gururla söyledin. - Öyle mi yaptım?
- Vous dites cela avec fierté.
- Öyle mi yaptım?
- Ah, bon?
Öyle mi yaptım.
Oui, c'est vrai.
- Öyle mi yaptım?
- Tu crois?
Öyle mi? Yani, öyle mi yaptım?
Et je l'ai fait?
Onu Gladstone odasına aldım. Öyle mi yaptın?
J'ai mis l'ambassadeur dans la chambre Gladstone.
- Tayin edilmeni önerdi. - Öyle mi yaptı?
- Il a recommandé votre transfert.
Eyerinde ve atında ki mermi deliğini de sincaplar yaptı herhalde, ha? Öyle mi?
Oui?
Şimdi yaptıklarınızın sonuçlarını açıkça gördünüz. Söyleyin, öyle değil mi?
Vous vous rendez bien compte des suites que cet incident aura pour vous.
- Öyle, değil mi? Kendim yaptım.
Je l'ai fabriqué moi-même.
- Öyle mi yaptım?
Oui, Votre Honneur.
Öyle mi? Garajda çalıştığı geceler ne yaptığını sanıyorsun?
Et que faisait-iI tous les soirs quand il "travaillait" au garage?
Şimdi sen Jeffrey Musgrave ile dün olağan bir görüşme yaptığını kabul ediyorsun öyle mi?
Vous avouez vous être disputé avec Geoffrey hier?
Ne yaptığını biliyordun ve pederin cesedi görmesini istemedin, öyle mi?
Vous avez fait cela et vous vouliez cacher le cadavre?
Bunu beraber olmak için yaptık, ama aksine bu bizi ayırıyor.Öyle değil mi Walter?
Au lieu de nous rapprocher, cette histoire nous sépare.
- Varsay ki öyle. Bu gece için yaptığın plandan iyi mi?
Crois-tu que ce que tu médites est plus élégant?
Belki, ama şöyle yapmadım... ve sonsuzdan sonra da - Ben öyle mi yaptım?
- J'ai fait ça?
Bu yaptığımız şeylerden pek etkilenmemiş gibisin Terry. Öyle mi?
J'ai l'impression que vous n'y croyez pas beaucoup.
Öyle mi yaptım?
Moi?
Kendi işini bize yaptırmayı planladı, öyle değil mi?
On se crèverait le cul pour lui?
- Yaptım oldu, öyle mi?
- C'était de l'espagnol?
Babam yaptı onu. - Öyle mi?
- C'est mon père qui l'a faite.
Paramı kardeşinden alacaksın, ama kardeşin içeride ve iğne yaptırıyor, öyle mi?
Vous allez demander mon argent à votre frère... qui est en train de se faire administrer le remède de la maison? Oui.
Öyle mi yaptım?
Ah bon?
- Öyle mi yaptım?
- Vraiment?
- Öyle mi? - Hiç denizde görev yaptınız mı?
- Avez-vous déjà servi en mer?
- Bu yaptığınız da öyle değil mi?
- C'est pas le cas?
O kapıdan içeri girerken düşündüğün şey, seni erkeklerin evlendikleri gece yaptıkları gibi iğrenç bir biçimde mıncıklamamdı. öyle değil mi?
Tu croyais que dès que tu entrerais dans la chambre... je commencerais à te tripoter horriblement... comme les hommes sont censés le faire pendant leur nuit de noces.
Öyle mi? Rusça'dan Çince'ye çeviri yaptığını da gördünüz mü?
L'appareil a traduit du russe en chinois?
- Öyle mi? - İkinci iş olarak "ucuz tüccarlık" yaptığımı bilmiyordun sanırım.
Vous ne le savez peut-être pas, je fais l'intermédiaire, parfois.
Eileen, biliyorum... Lloyd, ne yaptığını gerçekten ciddi olarak düşündün, öyle değil mi?
Lloyd, tu as bien réfléchi avant de faire ce que tu es en train de faire?
Dinle kaybettiğimiz sığırlar vardı ya? Belki de bir hata yaptım. - Öyle mi?
Ecoutez... à propos des bêtes égarées.
Gerçekden yaptı, öyle değil mi?
Je suis désolé.
Diğer bütün maymunlardan daha akıllıyım. Hayatım boyunca bu işi yaptım. Öyle değil mi, Kraliçem?
Je l'ai fait depuis que j'ai quitté l'orphelinat.
- İstediğini yaptım, öyle değil mi?
- J'ai fait ce que tu voulais, non?
- Çok kötü yaptın! - Öyle mi? Daha kötüsü olamazdı!
Tu ne pouvais pas faire pire!
Benim için yaptın, öyle mi? Yapıyordun çünkü hoşuna gidiyordu.
Tu l'as fait parce que ça te plaisait!
Ve mürettebat da peynir tayınını kaybeder. - Yani, Kaptan'a iyilik olsun diye yaptın, öyle mi?
- Tu as rendu service au capitaine, hein?
Öyle değil mi Chance? Evet... Söylemeye çalıştığı şey uzun süre senin işini yaptım.
Je me suis colleté un an avec ce mur, mais il n'est pas tombé.
Evde yaptığın değişiklikleri sevdim. Eğlenceli, öyle değil mi?
J'aime les aménagements que vous avez faits.
Öyle mi? O ne yaptı?
Que lui est-il arrivé?
Öyle yaptın, değil mi?
C'est ce que vous venez de faire, non?
Bir bayanın onun yaptığı şeyi ikinci kez yapması zordur. Öyle değil mi?
Ce qu'elle a fait, une femme ne peut le faire qu'une fois, non?
Öyle mi yaptım.
Je me demandais même quand vous preniez le temps pour les écrire.
Yani diyorsun ki bütün bu yaptıkların... bütün bunlar... kendine olan öz saygını artırmak içindi, öyle mi?
- Tu veux dire que ta conduite qu'elle a augmenté ta fierté?
Ne yaptıklarını bilmiyorlar, Öyle değil mi Vince?
Ils ne savent pas de quoi tu es capable, hein, Vince?
Eğer bu yaptığımın kötü bir şey olduğunu düşünmeseydim berbat bir polis olurdum, öyle değil mi?
Si je ne savais pas ça moi-même, j'aurais été un mauvais policier, non?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]