Öyle miyim tradutor Francês
689 parallel translation
Öyle miyim?
C'est vrai?
- Acaba öyle miyim! - Neden şüphe duyuyorsunuz?
- Je me le demande.
- Öyle miyim?
- Vraiment?
Öyle miyim ki.
Je m'interroge...
Öyle miyim?
Ah oui?
Öyle miyim? Dün gece söylediğiniz bir şey, aklımda dönüp duruyor.
Vous avez dit une chose qui m'est restée dans la tête.
- Öyle miyim?
- Ah oui? - Oui.
- Öyle miyim?
Vraiment?
Öyle miyim?
Le suis-je vraiment?
- Öyle miyim?
Non, il n'y a rien d'autre.
Neden herkes benimle ilgileniyor o hâlde? - Ben öyle miyim?
Pourquoi je les gêne tous?
Öyle miyim gerçekten?
- Est-ce mon habitude?
- Öyle miyim Mike?
Le suis-je?
- Bak bakalım öyle miyim.
- Vas-y. - C'est parti.
- Sahiden öyle miyim John?
- Le pensez-vous vraiment, John?
Öyle miyim?
C'est ça?
Öyle miyim?
Oh, vraiment?
Öyle miyim?
Moi?
- Öyle miyim peki?
- Et le suis-je?
Sahiden öyle miyim?
Vraiment, moi?
Öyle miyim?
Oui?
Mutlulukla ve kendine çekidüzen vererek Öyle miyim? diye cevapladı.
"C'est vrai?", répondit-il gaiement tout en se redressant.
- Öyle miyim?
- Non?
Benim iğrenç olduğumu söylüyorlarmış. Sence? Öyle miyim?
Vous me trouvez vicieuse?
- Sence, ben de öyle miyim?
Moi aussi, à ton avis?
ªöyle geçip 50 sent yapamaz miyim?
Et si je fais la moitié du chemin?
Öyle bir tipte miyim?
J'ai le profil?
- Öyle tabii. Kızın değil miyim?
Je ne suis pas ta fille pour rien.
Sanırım öyle. Gidebilir miyim, Doktor Bey?
Je peux partir?
Öyle miyim?
Vraiment?
- Öyle miyim? - Evet, öylesin.
- C'est vrai?
Serseri olacağıma... Doğruya doğru, şimdi öyle değil miyim?
Au lieu d'être le tocard que je suis devenu.
- Öyle miyim?
Moi, vous me connaîtrez.
Sana öyle diyebilir miyim? Bu sabah epey korktum. Polisler beni arıyordu.
Votre problème - mon injustice - est devenu le leur.
- Sen evlisin! - Öyle miyim?
Vous êtes marié!
Onun için yeterince iyi değil miyim? Öyle mi?
Je ne suis pas digne de lui?
- Öyle miyim?
- Ah?
Öyle değil miyim zaten!
Je sais!
Yukiko'yu öyle biriyle evlendirir miyim!
Bien trop vieux pour Yukiko.
Yani aynı günü aynısı olmayacak şekilde tekrar yaşayabilir miyim? Kesinlikle öyle.
Je peux revivre cette journée et elle ne sera pas du tout pareille?
Yoksa senin gözünde öyle miyim?
Ou le suis-je?
- Öyle mi? İçki alabilir miyim?
Donnez-moi à boire.
- Öyle Leydim, sizinkini sorabilir miyim?
Est-ce que vous vous appelez Marco Polo? MARCO POLO : Oui, madame.
- Öyle miyim?
- Moi?
Şeyden, artık bilmiyorum idare edebilir miyim o günden sonra o günden sonra. Hayır. Dadı, öyle demek istemedim.
Oh non Nanny, je ne voulais pas dire ça.
Öyle mi? Peki sorabilir miyim, ne kadar ödedin?
- Vous avez payé quelque chose?
- Öyle miyim?
- Ah oui?
- Öyle miyim?
- Ça, oui!
Yani, öyle bir durum varsa, ne olduğunu sorabilir miyim?
Qu'est-ce que tu veux?
- Onu önce güldürecek misin? Evet öyle. Bir bardak alabilir miyim?
Oh, tu la feras rigoler d'abord?
Sana öyle hitap edebilir miyim? Sen de artık ailende biri sayılırsın.
Je peux vous appeler comme ça, vous faites partie de la famille.
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102