English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Y ] / Yok et

Yok et tradutor Português

1,476 parallel translation
Onu bul. Ve yok et
Encontre-a.
Onu bul ve yok et.
Encontre-a.
İkisinide yok et öyleyse.
- Destrua as duas.
Yüzündeki o gülümsemeyi yok et.
Tira esse sorriso da cara.
Yok et.
Têm de ir.
Hedefi yok et.
Destroi o alvo!
Düşmanlarını yok et.
Eliminar os inimigos.
18 Mayıs 1978'de, Şerif John Quincey Mydell Ruggsville Kasabası'ndaki yerel otoritelerle birlikte, bir çiftlik evine "Bul ve yok et" operasyonu düzenledi.
Em 18 de Maio de 1978, o xerife John Quincey Wydell, juntamente com as autoridades locais do Condado de Ruggsville, liderou uma missão de "busca e destruição" numa quinta em falência.
Yok et.
Destrói-o.
Yok et onları. Obedhay adına! Siz şeytani varlıkları buradan kovuyorum.
Em nome de todos os deuses ordeno-vos que desapareçam da face da terra...
Yok et, yok et!
- Lawrence! Exterminar.
Yok et, yok et! Yok et!
Exterminar.
Poşeti yok et.
Deixa o charro.
Bul ve yok et.
Procurar e destruir.
Onları yok et Tanrım! Kov onları!
- Destrua-os, ah, Senhor!
Yok et onları! Yok et onları!
Destrua-os!
İspanyol saçmalıklarının hepsini yok et.
Livra-te de toda essa espanholada.
İyi devam et, yok et.
Então vá em frente, destrua tudo.
- Hepsini yok et.
- Destruirei.
Hepsini yok et.
Destrua.
Çeçen ordunu yok etmek istiyorsan et ama burası imha edilirken benim burada olmamam gerek.
Se queres gabar-te do teu exército checheno, tudo bem. Mas não é suposto eu estar aqui, quando este lugar for pelo ar.
Gelecek defa, kanıtları yok et.
Para a próxima, elimina as provas.
Aşkın ve güvenin mahrumiyetini yok et.
Olha para o teu corpo. Magoado pela falta de amor... de confiança.
Çocuklar görmeden yok et şunu lütfen.
Por favor, desaparece com isso antes que as crianças vejam.
Hayır, bu bir, "bul ve yok et" görevi.
Não, esta é uma missão de procurar-e-destruir.
Ama onu bul ve yok et.
Elimina-a.
Sadece hafızasının son 20 saatini yok et.
Apaga apenas as ultimas 20 horas dela.
- Yarala, yok et, öldür?
- Magoar, mutilar, matar?
Yok et gitsin.
Destrói-o.
Yok, sen patlatmaya devam et.
- Não. Continuem a rebentar.
Kimliği yok. Ve tahmin et? - Adını hatırlayamıyor.
- Não se lembra do nome.
Tahmin et bakalım! Ortada kan bağı yok bebeğim!
Não há sangue aqui, querida.
Bazı insanlar cennette olduğumu düşünüyor ama ne olduğunu tahmin et buranın ve seninle olmanın dışında cennet diye bir yer yok.
Algumas pessoas pensam que estou no Céu. Mas sabes que mais? Não há Céu.
Bolonez'de et var, domates sosunda yok tabii ki.
À Bolognesa tem carne, obviamente que à Marinara não tem
Planım şu... Gerçi henüz tam bir planım yok ama idare et. Arabanın üstünü açayım diyordum.
O meu plano, ainda não o pensei bem, por isso tem paciência, era deitar isto abaixo!
İçinde et yok.
Não há carne.
- Et yok mu?
- Nenhuma carne?
- Et yok, şeker yok.
- Nem carne nem açucar.
Lanet olsun burada güzel et yemeği yenecek bir yer bile yok, değil mi?
Raios, aqui nem sequer há um Restaurante para comer um bife.
Tabii ki yok. Devam et!
Claro que não.
- hayır, bana teşekkür emene gerek yok teşekkür edeceksen tanrıya teşekküt et... ben tanrı değilim beni tanrı gibi görme... ben sace biçilmiş rolümü oynuyorum oğlum, hatırlatırım
Pai, papá... - Não, não precisas de dizer obrigado. Se queres dizer obrigado, diz obrigado a Deus...
Arabası yok ama yürüyerek giderse, onu takip et. Anlaşıldı mı?
Não tem carro, mas se for a pé ou alguém a levar, segue-a.
- Et yok mu?
- Nenhuma de carne?
- Et yok.
- Nenhuma carne.
Et yok.
Nenhuma carne.
Havan topunu yok et!
Trás o morteiro!
Burada hiç bir şeyim yok Güzel et bile bulamıyorum
Aqui, eu não tenho nada. Nem uma boa carne.
Yeteneği yok, onu Devona havale et.
Sem habilidades. Passa-o à Devon.
Naklen yayın odasını bul ve yok et.
Encontra a sala de transmissão e destrói-o.
Ordan buraya kadar izler var mı yok mu kontrol et.
Sabes, às vezes assustas-me.
- Ki doğuruyor. Devam et. Kıyafetlerde hiçbir şey yok.
As roupas não têm nada, mas isto é interessante.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]