English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ A ] / Aslına bakarsan

Aslına bakarsan tradutor Português

4,608 parallel translation
Aslına bakarsanız, şu andan itibaren bütün soruşturma limit dışıdır.
Aliás, daqui em diante, toda esta investigação deixa de lhe estar disponível.
- Aslına bakarsan bu iyi olabilir büyük ihtimalle ama bilirsin işte, yani... - İyi öyleyse.
Está bem?
Aslına bakarsan şu anda biraz sarhoşum bana bir saniye izin ver.
Por acaso, estou com uma tosga, por isso... Dá-me um segundinho.
Aslına bakarsan uzun zamandır görüşemediğimiz birisine ulaşmak gerçekten işe yarayabilir.
Na verdade, estava a pensar em recorrer a alguém que já não vemos há muito tempo.
Aslına bakarsan Mikael'ı bulmanı istiyorum.
Na verdade, gostaria que encontrasses o Mikael.
Hayır, aslına bakarsan biraz gizemli bir iş.
Não. Na verdade, é um mistério.
Aslına bakarsan ben de tam biri gelse de şu bebek sandalyesini kurmama yardım etse diye düşünüyordum.
Na verdade, cheguei na parte da montagem da cadeira de bebé onde preciso de ajuda.
Aslına bakarsanız, hiç de adil değil.
Nada justo, a meu ver.
Aslına bakarsan o çocuğu enkaza çevirseydin bile bu hayatımdaki hiçbir şeyi değiştirmeyecekti.
Não, na verdade, mesmo que tivesses partido aquele miúdo todo... não teria mudado nada acerca da minha vida.
Aslına bakarsanız Minnie ve Wheatie de sizin gibi düşünmüştü.
Na verdade, o Minnie e o Wheatie também tiveram a mesma opinião.
Aslına bakarsanız evet.
de facto.
Aslına bakarsan evet, üç tetikçinin kimliğini teşhis ettim.
Por acaso, sim. As identidades dos 3 atiradores.
Hayır aslına bakarsanız FBI'dayız.
Não... Na verdade, somos do FBI.
Aslına bakarsan evet.
Por acaso teve.
Aslına bakarsanız Liz evde olamayacak.
A Liz não vai tirar licença de maternidade.
Ağır bir şekilde yatıştırılmış ve kas kaybı yaşamış ancak aslına bakarsanız doğum yapmak için harika bir durumdaymış.
- Ela foi sedada e perdeu muito músculo, mas na verdade estava em forma para ter um filho.
Sağladım aslına bakarsan.
Mas ainda sobrevivo.
Aslına bakarsan o kadar da üzgün değilim.
Na verdade, não lamento assim tanto.
Aslına bakarsan... Düşündüm.
Na verdade, pensei.
Aslına bakarsanız birkaç şeyi anlamamıza yardım edersiniz diye umuyorduk.
Esperamos que nos ajude a esclarecer umas coisas.
Aslına bakarsanız meşru bir çalışma. İnsan vücudunun sekse verdiği fiziksel yanıtın saptanması.
Na verdade, é um estudo legítimo que aborda a resposta fisiológica do corpo humano ao sexo.
Aslına bakarsan, bunların hepsini en başında kocasının pezevenkliğini yaparak Cyrus planladı.
Faz sentido quando juntas o facto de que ele fez isso acontecer quando prostituiu o marido.
Aslına bakarsan... Evet.
Na verdade... sim.
Aslına bakarsan epey güzeldir.
- Na verdade, é muito bonito.
Evet, aslına bakarsan hiç değilim.
- Na verdade, não sou.
Ne olacağını asla bilemezsin. Aslına bakarsan biliyorum.
sei.
Aslına bakarsanız, tıpla spordan daha çok ilgili.
Por acaso, ele está mais interessado em medicina do que na caça.
Aslına bakarsan, ahbap, Grumman'da çalışıyorum.
Na verdade, amigo, trabalho na Grumman.
Aslına bakarsan, hiçbir şey.
Na verdade, nada.
Aslına bakarsan, onun o sinsi kafasında böylesine planlardan onlarca olduğunu duymasam asıl buna şaşırırdım.
Ficaria chocado se ele não tivesse uma dúzia destes desejos a circular na cabeça traiçoeira dele.
Aslına bakarsan baba olacağınla ilgili cümleleri senden yüksek sesle dinlediğim için şaşırdım.
Honestamente, estou surpresa por te ouvir dizer em voz alta, que vais ser pai.
Evet, aslına bakarsan arıyorum.
Sim. Na verdade, acho que podes.
Aslına bakarsan annemizin büyü kitabındaki ani ilginin Hilal Kurtları ile girdiğin.. ... bir takım saçmalıklarla ilgili olduğunu düşünüyordum.
Admito que tinha uma teoria que o teu interesse repentino no grimório da nossa mãe, estava relacionado com a tolice que andas a tramar com os lobisomens Crescentes.
Aslına bakarsan, sen de onları benim kadar iyi tanısaydın ne kadar çok düşmanları olduğunu bilirdin.
Aliás, se os conhecesses como eu, saberias quantos inimigos eles tinham.
Aslına bakarsan benimle konuşuyordu.
Na verdade, ela estava a falar comigo.
Aslına bakarsan, iyi fikir değildi.
Vendo bem as coisas, não foi uma das minhas melhores ideias.
Aslına bakarsan, Rick, senin daha ucuz şeylere ikna edeceğini umuyordu.
Para ser honesta, o Rick esperava que me convencesses ao mais barato.
Aslına bakarsanız bu gece bittikten sonra siz bir daha aklıma bile gelmeyeceksiniz.
Na verdade... Depois desta noite... Nunca mais pensarei em vocês.
Aslına bakarsan Ruslar için doğru yöne bakan birkaç metrekarelik ince bir levha gibi görünüyoruz.
Na verdade, para os russos parecemos o mesmo que alguns metros quadrados de papel alumínio, apontados na direcção correcta.
Aslına bakarsan özel mülkünüz şurada sona eriyor.
Na verdade, a sua propriedade acaba ali.
Aslına bakarsan senin yaşında, seviyeler çok kısa bir dönemde sertçe düşebilir.
Para dizer a verdade, na sua idade, estes níveis podem cair rapidamente.
Aslına bakarsan her şeyin böyle ilerlemesi beni de çok üzdü.
Na verdade, sinto-me péssima por tudo o que aconteceu.
Bu Cuma aslına bakarsan.
Que acontece esta sexta-feira.
Buraya geldi ve aslına bakarsan beni tehdit etti.
Ele veio até cá, basicamente, para me ameaçar.
Aslına bakarsan, düzenli olarak onunla ve torunlarımla görüşüyorum.
Na verdade, vejo-a... regularmente e aos meus netos.
- Aslına bakarsanız özel ajan Greg Knox şu an Nomar'ın yerini tespit etmekle meşgul. Dün gece görüşmüştük de.
- Na verdade, o Agente Greg Knox anda à procura do Nomar enquanto conversamos.
Hayır, aslına bakarsan kan akımı diye bir şey yok.
Não, na verdade, há uma completa ausência de hipóstase.
Aslına bakarsanız tam da bunu söylüyorum.
De facto, é exactamente o que estou a dizer.
Aslında bakarsan sana söylemek istediğim bir şey var.
Na verdade, há uma coisa que te queria dizer.
Aslına bakarsan, haklısın.
Sabes que mais? Tens razão.
Aslına bakarsan zamanımın çoğunu kütüphanede geçirdim.
Bons tempos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]