Aslına bakılırsa tradutor Português
118 parallel translation
- Evliydiniz ama boşandınız mı? - Aslına bakılırsa...
Ou seja, foi, mas divorciou-se?
Aslına bakılırsa, içeride birazcık kestiriyordum.
Na verdade estava aqui deitado.
Ucuz bir şey, ama oldukça serttir. Aslına bakılırsa istediğimi hiç sanmıyorum.
Na verdade, não me interessa muito.
Aslına bakılırsa, birkaç taneye daha başlamıştım ama daha hiçbirini bitiremedim.
Para falar a verdade é que já comecei vários, mas nunca terminei um.
- Aslına bakılırsa Washington Square'deki çok çılgın bir partiye gidiyordum.
- Para dizer a verdade... Estou a ir a uma festa muito louca em Washington Square.
Aslına bakılırsa seni bekliyordum.
Estava ã tua espera.
Aslına bakılırsa, böyle bir güzelin çirkin bir hayvan tarafından incitildiğini görünce... kocasının neden geçici olarak aklını kaybettiğini anlamak kolay.
Na verdade, é fácil compreender porque o marido... ficou temporariamente perturbado ao ver tal beleza magoada por uma besta.
Aslına bakılırsa bence doğaüstü bir şey değil.
Não, na verdade eu não acho que isso seja algo sobrenatural.
Aslına bakılırsa ne diyorsunuz ona, şu şeyin etkisini önlemek için yürümek zorundayım?
Na realidade tenho de andar para evitar o efeito da...
Bu zaten Frankie Harte'ın orkestrası, yalnız başında Frankie Harte yok. Aslına bakılırsa ondan daha iyi.
É a orquestra do Frankie, sem ele, e ainda melhor.
Aslına bakılırsa altı aylık hamileyim yani benimle biraz daha ilgilenmen gerekiyor.
Grávida de seis meses. Tem de me dar mais atenção.
# Aslına bakılırsa, evet.
E sou.
Aslına bakılırsa sizce, artık evlenmeyi düşünme zamanım gelmedi mi?
A verdade é que... Não acham que já está na hora de me casar?
Aslına bakılırsa Daimi Sekreterim kendi itibarını riske attı.
Aliás, o meu Secretário de Estado apostou a sua reputação.
Aslına bakılırsa hepimiz çok eğlendik.
A verdade é que temo-nos divertido muito.
Aslına bakılırsa beni hiç ısırmadılar.
Na minha família, nunca ninguém foi picado.
Ve aslına bakılırsa haklılarda :
E ao que parece, até é :
Aslına bakılırsa her şeyi bize bıraktı.
Na verdade, ele deixou a coisa toda para nós.
Aslına bakılırsa, neredeyse eminiz ki... gulyabaniler ve kurt adamlar belediyede yüksek mevkilerde.
Aliás, temos toda a certeza que demónios e lobishomens ocupam altos cargos na Câmara.
Bunlar tavuk aslına bakılırsa.
- Isto é peito de frango.
Aslına bakılırsa, 50,000 papellik bir bahse girdim!
Na verdade, aposto $ 50.000 em como já aconteceu.
Aslına bakılırsa, çoğu Staffordshire'ı ben buldum.
Eu encontrei os Staffordshires.
Aslına bakılırsa... Bay Sabich'in Bayan Polhemus'u öldürdüğüne dair... elde tek bir sağlam kanıt bile yok.
Considerando os factos, não há prova simples e directa de que Mr.
Aslına bakılırsa Olenski cömert davrandı.
Vendo bem as coisas, o Olenski portou-se generosamente.
Şey, aslına bakılırsa son yarım saat gerçekten berbattı.
Na verdade, a última meia-hora é uma grande porcaria.
Aslına bakılırsa, pek çoğunun durumu oldukça umutsuzdu.
Na verdade, a maior parte dos alunos estavam bastante desanimados.
Aslına bakılırsa, şu anda mutfağımda bir tane var çok temiz olup çok güzel kokan.
Aliás, tenho neste preciso momento um na cozinha que é muito limpo e cheira muito bem.
Şey, aslına bakılırsa bu gayet iyi bir açıklama.
Na verdade, é uma boa explicação.
Aslına bakılırsa... doğru düzgün insanların çoğu buradan kaçtı.
Na verdade, a maioria das pessoas decentes foram corridas da cidade.
Aslına bakılırsa o da sorunun... bir parçası denebilir değil mi?
De facto, até podemos dizer que ele faz parte do problema, não é verdade?
Aslına bakılırsa, sen buraya gelene kadar sendeki unutkanlık hastalığının gerçek olduğuna dair inancım tamdı.
De fato, tinha toda a esperança de que a sua amnésia | fosse verdadeira, até aparecer aqui.
Bulduğum küçük çapta bir mucize aslına bakılırsa.
É um milagre tê-lo encontrado.
Aslına bakılırsa, acildi. Tamam mı?
Era uma emergência.
Evet, aslına bakılırsa, ona göre "kadın" eşittir "anne."
De certo modo, está a ficar a sua palavra para "mulher".
Evet, aslına bakılırsa, sizi örnek almaya başladık.
Começámos a documentar a nossa história a partir do vosso exemplo.
Aslına bakılırsa, kendisi burada.
E eu o trouxe ao programa.
Yanılıyor muyum adamım? Aslına bakılırsa, Dr.Edelstein denmesini tercih ederim.
Na actualidade, prefiro que me chamem Doutor Edelstein.
Aslına bakılırsa şu anda başkasına söz verdim Bayan Van Pels.
Bem, receio que de momento tenha uma rival, Sra. Van Pels.
Aslına bakılırsa, işi tehlikeye atacak hiçbir kadına ihtiyacımız yok- -
Não precisamos de mulheres no nosso caminho.
Aslına bakılırsa, siktir edin bu zenciyi!
ele que se lixe! Vamos.
- Aslına bakılırsa senin yerine almaya gideyim.
- Eu vou buscá-lo. - Não, meu.
- Aslına bakılırsa, sen çok...
- Sinceramente, parece...
Aslına bakılırsa küçük hedefler olduğundan..
Por causa da sua forma, da pequena cabeça.
Aslına bakılırsa, veterinerdi. Orospuları teslim etmek için... gelirdi sizin eve.
Por acaso era veterinário e ia lá ajudar ao parto das cabras, a casa estava cheia delas.
Aslına bakılırsa, benim ilgimi çeken bir oyun var.
Por acaso estou interessada numa peça.
Aslına bakılırsa işte uzun bir hafta geçirdim.
Bem, de facto tive uma semana bastante longa no trabalho.
- Aslına bakılırsa, Çöl Fırtınası'nda yazdım.
Não, na verdade esse é o título, "Afundei na desert storm"
- Aslına bakılırsa istemiyor.
Anda daí, rapaz.
Bir emir, aslına bakılırsa.
Na verdade, uma ordem.
Aslına bakılırsa seçtik.
- Já.
Aslında, Kocamın beni daha genç biri için terk etiğine ve boşanmaya zorladığına bakılırsa az bile yaptım.
De facto, é o mínimo que posso fazer, depois do meu marido trocar-me por uma mulher mais nova, e enganar-me no divórcio.
aslında 4149
aslinda 29
aslında öyle 29
aslında var 51
aslında evet 75
aslında bilmiyorum 26
aslında ben 85
aslında yok 26
aslında o 17
aslında bu 28
aslinda 29
aslında öyle 29
aslında var 51
aslında evet 75
aslında bilmiyorum 26
aslında ben 85
aslında yok 26
aslında o 17
aslında bu 28