Aslında var tradutor Português
4,037 parallel translation
Evet. Aslında var ya?
- Sim, e sabes que mais?
- Aslında var.
- Por acaso, temos.
Aslında var. Arabamda kaldı.
Quero dizer, tenho, no carro.
Aslında var ya, hakikaten iyi hissederim.
Sabes que mais? Isso faria sentir-me melhor.
Aslında var.
Na verdade, é tenho.
Ve her ne kadar bunun bir sorunum yokmuş gibi görünsem de aslında var.
E por muito que finja ter aceite isso, não aceitei.
Sen de Dawson'ı alsan? Aslında var ya?
- Tu fazes o da Dawson?
Aslında var ya Mouch, arkadaşım Isabella'yla tanışmalısın.
Sabes, Mouch, deverias falar com a minha amiga, Isabella.
Hayır. Aslında var ya?
Queres saber?
Aslında var ya, o eve o kadar da ihtiyacım yok.
Queres saber? Não preciso assim tanto do apartamento.
Aslında var ya?
Quer saber? Esqueça.
Aslında var ya?
Queres saber?
Aslında var.Çünkü ben acımazsam... birçok şeyi kabedeceksin, kafanda dahil!
Por acaso, precisas, porque sem ela, não terias muita coisa, incluindo a tua cabeça.
Aslında onlarca farklı tat ile çok daha fazla dolgu var.
Na verdade, há dezenas de sabores e ainda mais recheios. Vai ver quando trouxer as amostras.
Aslında sakıncası var.
Na verdade, até me importo.
Aslında hem de iki tane var.
Na verdade, conheço dois.
Aslında benim de bir sırrım var.
- Também tenho um segredo.
Aslında bir tane var.
Apenas um.
Var aslında.
E há.
Aslında var ya?
Sabes que mais?
Aslında midemde çok büyük bir çukur var.
Quero dizer, tenho um buraco no estômago, mas não tenho fome.
Aslında gitmem gerekiyor. Yapacak çok işim var. Tanıştığımıza memnun oldum.
É melhor ir andando, tenho muito que fazer, mas foi um prazer conhecer-te.
Ama zamanla onun bir kimyasal karışımı ve aslında boktan bir şey olduğu gerçeğini gizlemek için tasarlandığının farkına varırsın.
Mas, com o tempo, vemos que são só uma mistura de químicos, criadas para disfarçar a verdade, que são uma trampa.
Güzel haber, aslında, bir kadın yine de bu bir özel hayatı var. Hayır, Eva, söyle bana...
É uma notícia adorável, na verdade, saber que uma mulher pode ter uma vida particular.
- Biraz yürüyelim. - Aslında biraz acelem var.
- Aliás estou com pressa...
Aslında var.
Aliás, até faço.
Hoşuna giderdi tabii, orası kesin fakat aslında bir tür "Yatacaklar / Yatmayacaklar" ... durumum var şu güzel küçük tatlıyla.
Ela me amaria também, está é a verdade, mas na verdade tenho uma pequena, uma espécie de elas não vão saber o que está a acontecer, olha só essa brasa.
Aslında bakarsan var.
E estou mesmo.
Aslında bir beklentim var.
Na verdade, quero.
Aslında görüştüğüm biri var... siktir et.
- Bem, eu ando com alguém... mais ou menos... - Que se foda.
Aslında ön tarafta güzel bir kebapçı var eğer bir şeyler yemek istersen.
Bem, há um carrinho de comida rápida aqui à frente, se quiseres comer alguma coisa antes.
Aslında... Aslında ne var biliyor musun?
Na verdade, sabes uma coisa?
Aslında kayıp olan bir şey var.
Encontrou tudo certo? De facto, falta-me algo faltar.
Aslında, başka kötü haberlerim de var.
Na verdade, tenho mais más notícias.
Aslında ikimizin de bir sürü ortak noktası var.
Sabe, nós temos muito em comum. Ai sim?
Aslında yanında birkaç kişi daha var.
Na verdade ele tem um casal com ele,
Aslında iki tane figürana ihtiyacımız var.
Faltam-nos dois figurantes.
Aslında, var çünkü şansına, saç kesiminde oldukça yetenekliyimdir.
Bem, não tenho tempo. Na verdade tens, porque para tua sorte, tenho muito talento a cortar a cabelo.
Aslında, Cy, buna sen debep oldun, çünkü "bahse var mısın" oyununu oynuyorduk.
Depende de ti, Cy. Estamos a jogar'Let's Make a Deal'.
Aslında bir geliştirmeye ihtiyacınız var.
Na verdade, deviam actualizar.
Aslında benim daha farklı bir fikrim var.
Na verdade, tenho uma ideia diferente.
Aslında ta Mısırlılara kadar uzanan köklü bir geçmişleri var.
Têm uma linhagem antiga, vai até os egípcios.
Aslında bu gün biraz karışıklıklar var.
Na verdade acho que houve umas confusões na verdade.
Aslında birkaç dakikam var.
Na verdade, tenho alguns minutos agora.
Aslında... Birisi var. Ama Harikalar Diyarı'nda değil.
Há alguém, mas não aqui.
Aslında, bir iyiliğe ihtiyacım var.
Na verdade... preciso de outro favor.
Aslında var ya?
Pois, sabes que mais?
Aslında var ya?
Sabes de uma coisa?
Aslında var ya?
Querem saber?
Aslında seninle konuşmam gereken bir şey var.
Na verdade, tenho que dizer-te algo.
Aslında var.
Por acaso, tenho.
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
aslında 4149
aslinda 29
aslında öyle 29
aslında bilmiyorum 26
aslında evet 75
aslında ben 85
aslında yok 26
aslında o 17
aslında bu 28
aslında 4149
aslinda 29
aslında öyle 29
aslında bilmiyorum 26
aslında evet 75
aslında ben 85
aslında yok 26
aslında o 17
aslında bu 28