Ateş yok tradutor Português
507 parallel translation
şerife ateş edene kadar ateş yok.
Lembrem-se. Nada de tiros até que o xerife dispare.
Ateş yok.
Não abram fogo.
- Ateş yok.
- Nada de fogueiras.
- Ateş yok.
- Nada de fogueira.
Ateş yok!
Nyet, não disparar!
Beni kollarına alıyorsun ve beyninde ateş yok.
Abraças-me, mas não há fogo na tua mente!
Bu gece kimsede ateş yok.
Ninguém tem lareira para acender!
Yok, ben hiç ona ateş etmedim.
Nunca dei um tiro a Billy the Kid. Não.
Ateş etmek yok.
Não quero disparos.
Hadi, ateş et, seni korkak tavuk... elini sabit tutabilecek yeterli kanın bile yok!
Vá, dispara, sua amostra de homem... sem sangue suficiente sequer para manter a mão firme!
Bombaları duymadan ateş etme yok!
Só disparam se ouvirem as bombas.
Yani radar istasyonuna kadar ateş etmek yok.
Portanto nada de tiros até chegarmos à estação de radar.
Unutma, evlat, ateş etmek yok.
Lembra-te miúdo, nada de tiros.
Umut yok, efendim. Ateş püskürtücüden matkaba kadar her şeyi denedik.
Nada, Sr. Tentámos tudo, desde um maçarico a um berbequim de diamante.
Kız gemideyken ateş etmek yok.
Não dispararemos com a rapariga no navio. Iremos a bordo buscá-la.
Unutma, ateş etmek yok!
Lembrem-se, não abram fogo!
Unutmayın, ateş etmek yok.
Lembrem-se, não quero tiros.
- Ateş etmek yok.
- Não há tiroteio.
Dünyanın oluşurken yaydığı ışın... uzayın derinliklerinde ışık hızıyla yayılırken... henüz diğer galaksilerdeki gezegenlere ulaşamadan... içinden doğduğumuz uzayın karanlığında kaybolacak... ve başladığımız şekilde, bir gaz ve ateş patlamasıyla yok olacağız.
-... muito depois de termos desaparecido. E enquanto o clarão do nosso nascimento... ainda não viajou pelos anos-luz distanciando-se, e ainda não foi visto por planetas nas profundezas de outras galáxias, desapareceremos na escuridão do espaço de onde viemos. Destruídos como começámos, numa explosão de gás e fogo.
Ateş etmek yok, Iütfen.
- Discretamente.
Günün birinde hepsi yok olacak bir duman bulutu ve ateş topu.
Então um dia tudo pode se acabar, em um grande bolo de fumaça e bolas de fogo.
Sözde cinayet silahının ateş etme yeteneğinin olmaması delili yok saymak olmaz mı?
Invalidaria o testemunho que essa arma assassina seja capaz de disparar balas?
Ateş etmek yok!
O revólver! Não quero confusões!
Tüm kasabada ateş etmesini bilen on kişiden fazla adam yok.
não tem lá dez que saibam de que lado sai o tiro de uma arma.
Zulular'ın eline ateş vermeye gerek yok.
Não há que oferecer fogo aos Zulus.
Ateş etmek yok!
Nada de tiros!
Ateş etmek yok, demiştim.
Eu... eu disse'nada de tiros'.
Kasap Taburu bildiriyor : 11 tank yok edildi, sekizi ateş altında.
Batalhão Butcher com 11 tanques destruídos, e oito em chamas.
Ateş etmek yok.
Não dispare.
Ateş etmek yok.
Nada de tiros.
- Bu gece ateş yakmak yok çavuş.
- Hoje não se acendem fogos, Sargento.
Silah yok, Tim. Eğe ben silahlı görürsem, ateş ederim sonra sorarım.
Não obrigado, não quero armas.
Ama benim silahım yok, bana ateş etmemelisiniz.
Mas nem tenho pistola.
Ateş etmek yok, bu bir emirdir. Herkes için geçerlidir.
Preciso de todos os homens disponíveis, até mesmo o Ringo.
- Gerekli olmadıkça ateş etmek yok.
- Não é para atirar, a menos que seja preciso.
Ateş yok!
Não disparar!
Kraterimin içindeki ateş gücü küçük bir orduyu yok etmeye bile yeter.
O poder de fogo dentro da minha cratera chega para aniquilar um pequeno exército.
Bu mesafenin yarısına bile ateş edebilecek bir Winchester yok.
Não há nenhuma Winchester que acerte a esta distância.
Bana ateş edebilirdi... ama silahı yok.
Sou maior do que ele. Podia dar-me um tiro, mas ele não tem arma.
Baba tetiği çekmeden ateş etmek yok!
Quantas vezes já te disse, Chulo, sem tiros a não ser que papá puxe o gatilho?
Ateş edecek bir şey yok.
É a primeira vez que disparo contra o nada.
Ateş vampirleri yok etmez.
O fogo não mata os vampiros.
Ateş püskürmek yok.
Atenção, nada de confusões.
Doğru insanı hedefledikleri sürece ateş etmelerinin bir sakıncası yok.
Não há mal nenhum, desde que seja em quem devam.
Bazı gençler çukurlardan dışarı fırlayıp, ellerindeki Panzerfaust'larla tanklara ateş ediyordu. Dört tankı yok ettiler. Diğerleri de tüfekleriyle ateş ediyordu.
Alguns dos nossos rapazes saltaram das trincheiras com as suas bazucas, dispararam contra os tanques e destruíram mais de quatro, enquanto outros alvejavam e matavam soldados russos.
Hayır, bizim ateş etmemizde yanlış bir şey yok, beyler.
Não, não há nada de errado com os nossos disparos, senhores.
Emrimle beraber ateş edip, onları yok edecek.
Quando der a ordem, irão disparar.
- Patrick... - Bir ateş fırtınası Alfa'yı yok edecek.
Uma tempestade de fogo destruirá Alfa.
Ateş falan yok.
Deite-se, não há fogo nenhum.
Yok, yok, o doğuştan bir pilot, davranışı iyi ve iyi de ateş ediyor.
Ele é um talento natural, tem a atitude correcta e pontaria.
Bu bir tuzak. Onların tüm filoyu yok edebilecek ateş güçleri var.
É uma emboscada, e têm poder de fogo para destruir a esquadra inteira.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok efendim 65
yok hayır 73
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok efendim 65
yok hayır 73