English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ B ] / Baban burada

Baban burada tradutor Português

780 parallel translation
Eminim, Baban burada kalmama çok sevinmiştir.
O teu pai deve achar que é bom demais para mim.
- Baban burada kalıp para yapmalı.
- O pai tem de ficar a ganhar dinheiro.
Baban burada olduğunu biliyor mu?
O teu pai sabe que estás aqui?
Boşver. Baban burada olduğunu biliyor mu?
O teu pai sabe que estás aqui?
Baban burada değil.
O pai não está aqui.
Baban burada olduğunu biliyor mu?
- O teu velho sabe que estás aqui?
Baban burada!
Está aqui o teu pai!
Eğer baban burada olsaydı...
Se o teu pai estivesse aqui...
Çok güzel bir tekne. Baban burada değl galiba?
O teu barco é mesmo catita!
Baban burada olsaydı gözyaşlarına boğulurdu.
- O teu pai teria chorado.
Baban burada mı Jacob?
O teu pai está aí, Jacob?
Ama baban burada olup seni sevecek ve sana bakacak.
Mas o teu pai estará aqui para te amar e tomar conta de ti.
Baban burada.
O teu pai está aqui.
Bak. Baban burada.
Olha, ali está ele.
Baban burada değil.
O teu pai não está aqui.
Baban burada mı çalışıyor?
O teu pai trabalha aqui?
Baban burada ve baban iki ayağı üzerinde durabiliyor.
E ninguém se vai meter contigo.
- Baban burada. Crash bana onu fazla kafama takmamam gerektiğini söyledi... Bence şu an hızlı bir kaçamak yapmak için gayet uygun bir zaman.
O Crash disse para parar de me preocupar com ele, é o momento para uma rapidinha.
Billy baban burada.
O pai está aqui.
Baban burada.
O papá está aqui.
Baban yakında burada olur.
O teu pai chega em breve.
Keşke baban da burada olsaydı da bu mutluluğu bizimle paylaşsaydı.
Oh, se o pai pudesse estar aqui para dividir esta felicidade connosco.
Babanız hala yaşıyormuş gibi burada yaşayan sen ve Adam'sınız.
És tu e o Adam a viverem aqui, como se o vosso pai ainda estivesse vivo.
Burada babanın önünde...
Aqui, diante do seu pai, quero...
Eğer babanın bir çiftliği varsa ne demeye burada oturuyorsunuz?
Se o teu papá tem um rancho, por que vivem aqui?
Baban şöyle yapardı. Burada bir garnizon bırakırdı elimizde kalan ufak filoyla ganimeti Makedonya'ya götürürdü Atinalıları bizi desteklemeye zorlardı, sonra da 5 kat güçlü bir orduyla istila ederdi.
Seu pai teria feito o seguinte... ele teria deixado um batalhão aqui... levaria o saque para a Macedónia com a frota que sobrou... e forçaria Atenas a nos apoiar.
Bak, Tom burada, baban da burada.
Olha, o Tom está aqui e o teu pai também.
Baban burada.
O teu pai está cá.
Babanın burada olmaması çok kötü oğlunun ölümünü görmeliydi!
É pena o teu pai não poder estar aqui. Para ver o filho dele morrer.
- Burada yalnız sıkılacaksın. Babanı yolcu etmek için Deauville'e gelir misin?
Vou entregar o carro do meu pai a Deauville.
Babanız burada demirlediği için onun yerine gönüllü oldum.
Desde que o teu pai está ancorado aqui, ofereci-me como voluntário para lidar com isso por ele.
Şehir, tahıl ve koyun yönünden zengindi ve hepsi kralın mülkiyetindeydi. Amcan Pelia, babanı hapse attı ve tahtı zor kullanarak ele geçirdi. Krallık seni bekliyor ve ben de seni burada himaye ediyorum.
Seu tio Pélias mandou prender seu pai... e se apoderou do reino... que é seu por direito... e eu fiquei com você, aqui, em segurança.
Güzel çocuklarım, dün gece gelen beyler babanıza kötü bir haber getirdiler ve babanız bir süre burada olmayacak.
É algo a ver com o Governo, mãe? Sim... é sim.
Burada babanızın ölümü henüz gerçekleşmedi, sizin ülkenizde ise,
Aqui, a morte do seu pai ainda está por acontecer, no seu país,
Üstad Wong baban diye burada başımıza bela olamazsın
Mesmo sendo o Mestre Wong o seu pai não podes armar confusão por aqui.
- Annenle baban burada mı?
O seus pais estão cá?
Babanız Efendi Shingen, işte burada.
O seu pai Senhor Shingen está aqui.
Evet. - Baban burada mı?
O pai está em casa?
Burada, babanızı ya da annenizi, ya da ikisini birden öldürebilirsiniz. Menüde en çok rağbet gören suç da herhalde bu.
Pode assassinar o seu pai ou a sua mäe, ou até os dois, o crime mais popular neste local.
Babanız burada.
O seu pai está aqui.
Niye seni ve babanı burada tutuyorlar?
Porque é que tu e o teu pai estão aqui?
Bana burada okuyan babanı hatırlatıyorsun.
Recorda-me o seu pai, quando andou aqui.
Ama bu akşam dolunay var ve annenizle babanız burada değil.
Mas hoje é lua cheia. Os vossos pais foram embora.
April... Eğer baban beni burada yakalarsa tarih olurum.
April... se o teu pai me apanha aqui tou feito.
Ama Luis baban seni burada istiyor.
Mas, Luis, seu pai quer que voce fique.
Judy, eğer baban seni burada benimle görürse, canına okur.
Judy, o teu pai vai-te matar se te apanhar aqui em baixo comigo.
Baban mı burada?
- Seu pai está aqui?
Babanız dönünceye kadar burada kalacağım tamam mı?
Fico aqui até o vosso pai chegar a casa.
Babanız, beyler, bu koleksiyona sahip olabilmek için hayatını harcadı ve bir insanın hayatını böyle çarçur etmek büyük bir suçtur ayrıca burada söz konusu olan babanızın hayatı.
O vosso pai investiu a sua vida inteira... nesta coleção. Seria um crime esbanjar assim 30 anos da vida de uma pessoa, mesmo que essa pessoa tenha sido um pai que nunca realmente conheceram.
Babanı burada bırakamayız.
Não temos que deixar a seu pai aqui fora.
Sen babanı burada bulamazsın.
Não vais encontrar aqui o teu pai.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]