Bende yok tradutor Português
1,637 parallel translation
Cevaplar bende yok.
- Não tenho nenhuma resposta.
- Bende yok.Üzgünüm.
Sinto muito.
Evet ama bende yok, ben kendim de geçebilirim.
Sim, bem, mas meus pés não tem. E ainda assim podia bater o teu tempo.
Senin gibi yaratıcı değilim. İş yerinde giydiğin spor ayakkabılar ve solaklığın bende yok.
Não sou um tipo criativo como a Liz, com os seus ténis e a sua "canhotice".
Numarası bende yok.
Não tenho o número dele.
Hillary dans ayakkabılarımı hazırlamamı söyledi ama bende yok.
A Hillary disse que tinha de calçar sapatos de dança para a Amanda, só que não tenho nenhuns.
Bende yok, Araplara bak.
- Não, tenta nos Árabes.
Fakat bende yok, ve hiç bir zaman olmadı.
Mas eu não o tenho e nunca a tive.
Onun numarası bende yok.
Não tenho o número, tenho?
Numaran yok ki bende.
Não tinha o teu número.
Ama bende Amerikan doları yok.
Mas eu não tenho Dólares.
Bundan bende hoşlanmıyorum. Başka seçeneğim yok.
Também não quero... mas não tenho escolha.
Aramızda şu şey var... Bende yok.
Para mim não.
Bende 1,200 dolar falan yok.
Eu não tenho 1,200 $.
Bende virüs yok.
Pergunta à doutora! Não está em mim!
- Üzgünüm, çocuklar. Bende hiçbir şey yok.
- Desculpem, não tenho nada.
Ama bende tek kuruş yok. Barb'la beraber benim masraflara göz attık. Kesebileceğim hiçbir şey yok.
Eu e a Barb vimos as minhas despesas e não o consigo tirar de lado nenhum.
Bilirsin, olanağım varsa hep yardım ederim ben. Ama inan ki bu aralar bende de yok.
Sabes que ajudo quando posso, mas digo-te, desta vez não tenho.
Beni geri aramadın. Çünkü bende malın yok.
- Não tenho o produto.
İnsanlara akıllı olduğumu kanıtlamak için kıskaçlı aletten bir tane daha Kırkıp kazanmam gerekecek, o da yaklaşık 600 $'a mal olacak... ve bende o kadar para yok!
Agora tenho de ganhar outra rodada na máquina de brinquedos para provar a todas essas pessoas que sou esperto mas isso vai-me custar, tipo, 600 dólares, e eu não tenho 600 dólares!
Bende beyin tümörü yok.
Eu não tenho um tumor cerebral.
Bende kanser falan yok.
E quanto a mim? Eu não tenho cancro.
Bende hiç duygu yok.
Eu não os tenho.
- Malınız yok bende.
- Não tenho a vossa chieva.
- Yok dostum, bende değil!
- Não a tenho!
Bende pek ajan tipi yok.
Não sou o género da agência.
Kimse boşluk istemez. İnan bana, bende ondan bol bir şey yok.
Sabes com que é que o preenchi?
- Bende kanser yok.
Não tenho cancro.
Bakın çocuklar, bende olan bu ve pazarlık payı yok.
- Sim.
Bunla hiç alakası yok. Hem bende şarkı söylerim.
Isto não tem nada a ver com isso, e eu também posso cantar!
- Bende öyle birşey yok.
- Não tenho nada disso.
Eski kocamın resmi bende de yok.
Também não encontra lá uma fotografia do meu ex.
bende hiç ekmek kırıntısı yok.
Não tenho pedaços de pão.
Bende kağıt falan yok.
Não tenho papéis.
Bende hiçbir sorun yok.
Não há nada de mal comigo.
Annem hayır dedi, ve bende ona söyleyecek cesaret yok.
A mamã não quer e não tenho coragem de lhe dizer.
Bende yok da...
Não tenho nenhum.
Evet, bende de yok.
Também não.
Hayır, bende bisküvi yok, var mı?
Não, não tenho nenhum biscoito, pois não?
Bütün öğleden sonrayı NTAC revirde geçirdim, ve söylediklerine göre, bende farklı olan bir şey yok.
Passei a tarde com os médicos da NTAC, e eles dizem que não existe nada diferente em mim.
- Bende silah yok ki.
Não tenho arma nenhuma.
Aslına bakarsan, Bende işçi tipi yok.
O problema é que eu não sou do tipo que gosta de ser empregado.
Kahretsin, bende o kadari bile yok.
- Merda, o meu está vazio.
Biliyor musun? Bende öykünün bir kopyası yok. Kız arkadaşıma vermek istiyordum.
Sabes, não tenho um exemplar, e queria dá-lo à minha namorada.
Özur dilerim Bende senaryo yok.
Desculpem, mas não tenho as folhas.
- Bende atılacak bir şey yok.
- Não tenho nenhum.
Gıdıklanma yok bende. Kim söyledi bunu?
- Quem disse isso?
Bende kutu falan yok!
Eu não sou normal.
Dave England performansı çıkaramadım, bende o yetenek yok.
Não podia fazer como o Dave England, porque não tenho esse dom.
- Hayır, bende yok!
Eu não tenho!
Bende paylaşmanı isteyecektim. Ama paylaşacak hiç birşey yok değil mi?
Ia sugerir que a partilhássemos, mas se percebi bem não resta nada a partilhar?
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65