English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ B ] / Bir adam öldü

Bir adam öldü tradutor Português

313 parallel translation
bir adam öldü ve buradaki bayan 10.000 doları kaybetti.
Fomos assaltados por cinco homens, um homem foi morto e aquela senhorita ali perdeu 10,000 dólares.
Bir adam öldü ve buradaki çocuk suçlanıyor.
Está um homem morto e o rapaz está em apuros.
Yine de tırmanmasına izin verdiğin hadiseler yüzünden bir adam öldü.
Mas morreu um homem devido a algo que permitiste que começasse.
Başka bir adam öldü ve telin geri kalanını parçaladılar.
Sim, eu irei ao bar. Entrarei lá e irei conversar.
Bir adam öldü.
Um homem morreu.
Bir adam öldü.
Foi morto um homem.
Bu sabah bir kaza oldu ve bir adam öldü.
Um homem morreu num acidente.
Bu gemide ilk kez bir adam öldü.
Pela primeira vez morreu um homem neste navio.
Bir adam öldü, Bay Tadlock.
Um homem morreu, Sr. Tadlock.
Uçağında bir adam öldü ve kanı üstüne aktı.
Morreu um homem no avião dele e encharcou-o de sangue.
- Bir adam öldü... ve inkâr edildi.
Um homem morreu e isso tem sido negado
Zaten masum bir adam öldü.
Já morreu um inocente.
Bir adam öldü.
O tipo morreu.
Hiç kollarında bir adam öldü mü?
Alguma vez um homem lhe morreu nos braços?
Cesur bir adam öldü.
Morreu um homem corajoso.
Dün gece bu yatakta bir adam öldü.
Um homem morreu a noite passada.
Terli bir adam öldü diye- -
Um gordo suado se mata...
Bir adam öldü, bunu inkar etmenin anlamı yok.
O homem está morto e isso é um facto incontestável.
Bizim yüzümüzden iyi bir adam öldü.
Um homem bom morreu por nossa causa.
Bir adam öldü.
Morreu um homem.
Benim. Şansın var ki, bugün sevdiğim bir adam öldü.
E tens sorte, porque hoje morreu um homem que eu adorava.
Buradaki yaşlı adam, bir hayat yaşadı ve sonra öldü.
Este ancião viveu a sua vida e, ao morrer, deixou-a.
Bir düzine adam öldü, Birlik ve Federasyon askerleri.
Morreu mais de uma dúzia de homens, soldados da União e da Confederação.
Bir adamım öldü, ötekiyle irtibat kaybettim.
Morreu um homem e perdi o contacto com o outro.
Orada bir çok iyi adam öldü.
Muitos homens bons morreram lá.
Komutan Powell öldü yüksek süratteydik, hemen yanımda oturuyordu. Adama bir şeyler oldu... yüksek süratten çıktığımızda, koltuğu havaya uçtu ve adam öldü.
O comandante Powell morreu... estava no seu hiper-cadeira... e... ele senta-se junto a mim bem... algo se passou de errado com o seu... íamos a levantar-nos quando saltou pelos ares.
Beş yaşımdayken babam beni bir arkadaşı ile tanıştırmıştı. Ortada bir neden yokken adamın karnına tüm gücümle yumruk atmıştım. Aynı kişi 1 sene sonra öldü.
Quando tinha cinco anos, o meu pai apresentou-me um amigo e, sem razão aparente, dei-lhe um soco no estômago com toda a força.
Bir adamım öldü, diğeri de ölmek üzere.
Ele matou um membro da minha tripulação e quase matava outro.
Herneyse. - Bir adam mı öldü?
- Alguém morreu?
Bir adamınız öldü.
Um homem morreu! A culpa não é minha.
Bir çocuk öldü ve bir adam doğdu.
O rapaz está morto... o homem nasceu.
Üçü de ya öldüren ya da uğruna adam öldürülecek bir kitap yüzünden öldü.
Os três morreram por causa de um livro que mata... ou pelo qual os homens irão matar.
Hey, bir adam daha yeni öldü, ve o bu parayı size borcumuzu ödemiz için değil biraz eğlenmemiz için verdiğine eminim,
Mas se dançar sapateado, chamam-me atrasada mental.
Ama taşıyan adam öldü, para kayboldu, bir anda ortalık kızıştı.
Mas o bagageiro morreu, o dinheiro desapareceu, e isto está a aquecer.
Çok adam öldü. Yiyecek bir şey yoktu, hepsi bu işte.
Morreu muita gente, não havia que comer.
Adam bir kahraman olarak öldü.
O outro morre como um herói...
Ve bir gece sen geldin,... Renault kaçtı, iki adam öldü.
Uma noite, você aparece... Renault foge, dois homens morrem.
Bobby öldü. Başka bir sürü adam da.
Agora está morto, bem como muita gente.
Kocam hapishanenizde masum bir adam olarak öldü!
O meu marido morreu na vossa prisão e era inocente!
Eustis, torununa Frank Willis güçlü bir adam olarak öldü de. Buna sevinirim.
Eustis, conte aos seus netos que Frank Willis...
Orada dışarıda bir sürü iyi adam öldü.
Homens bons já morreram nela.
" Zengin bir adam olarak öldü.
"Ele era rico." Poços de petróleo.
- Evet, ve bir adam da öldü.
- Sim, e um homem morreu, também.
Yerel haberlerde, kimliksiz bir adam, bir araba kazasında öldü.
Localmente, um acidente de carro deixa um morto não identificado.
Gerçek babam Texas'da deniz tüccarıydı. Fakat ben doğmadan önce gemide çalışan Pakistanlı bir adam tarafından bıçaklanarak öldü.
O meu verdadeiro pai pertencia à marinha mercante do Texas, mas foi esfaqueado até à morte num barco de contentores... por um paquistanês antes de eu nascer.
Adliye Sarayı'nda bulundukları sırada bu adam, Seth Gecko'nun kardeşi Richard Gecko tanınan bir silahlı soygun ve taciz suçlusu. Gün ortasında büyük bir kaçış planı uyguladı. Bunun sonucunda 4 Wichita polis memuru ve bu kadın öldü.
E foi no tribunal que este homem, Richard Gecko, o irmão mais novo, ladrão e criminoso sexual cadastrado, organizou com êxito a sua fuga, resultando ela na morte de quatro polícias de Wichita e desta mulher, Heidi Vogel, uma professora primária,
O adamlar ülkeleri için öldü, ve onlara adam gibi bir askeri cenaze töreni bile yapılmadı.
Morreram pelo país deles e nem funeral militar tiveram.
C-4'te bir adamımız öldü.
Há feridos no C-4.
Bugün bir adam gözaltında öldü.
Hoje, um homem morreu sob a sua custódia.
Dün gece genç bir adam akrep sokmasından öldü.
Um homem morreu ontem à noite, vítima de uma picada de escorpião.
Biliyor musun Fez, yangında bir de adam öldü.
Sabes, Fez, um homem morreu nesse incêndio.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]