Birisi var tradutor Português
2,173 parallel translation
- Etrafta birisi var.
- Está alguém no jardim.
Aşağıda kardeşin olduğunu söyleyen birisi var
Está um tipo lá em baixo que diz ser teu irmão.
Evet ama, şimdi elimizde, seni bu cinayetlerden teşhis edebilecek birisi var.
Sim, mas agora temos a certeza de que há alguém que o pode identificar como o assassino.
Peşinde olduğu birisi var mıydı?
Estava atrás de alguém em particular?
Kızın antik mermi veya silahlarla ilgili bilgisi yok ama bilgisi olan birisi var. Abe Sandrich- - talep ettiğin antik silah uzmanı.
Abe Sandrich, o perito em armas antigas que pediste.
Başka birisi var ve kim olduğunu da biliyorsun.
Tenho outra pessoa, e tu sabes quem.
Görüştüğü birisi var mı?
Ela anda com alguém?
Kadrajı onunla paylaşan birisi var.
Está aqui alguém a partilhar a moldura com ela.
Araçta masum birisi var.
Tem um bebé a bordo.
İçeride birisi var.
Tem alguém aqui dentro.
Seni görmek isteyen birisi var.
Está aqui uma pessoa para te ver.
Tanışmanı istediğim birisi var.
- Quero que conheças alguém.
Görünüşe göre burada sevmediğimiz birisi var.
Parece que temos um hemofílico.
Gauss'un şu an peşinde olduğu başka birisi var mı?
Há mais alguém de quem o Gauss possa estar atrás?
Fotoğrafımı çekmeyeceksiniz, değil mi? Bayan, evde sizden başka birisi var mı?
Não me vai tirar uma fotografia, pois não?
Yani, şu anda evde sizinle beraber yaşayan başka birisi var mı?
Quero dizer, há mais alguém a viver consigo, cá em casa, neste momento?
Aslında birisi var ama.
Talvez leve uma pessoa.
Eğer değilseniz, çıktığınız ya da birlikte yaşadığınız birisi var mı?
Senão, está saindo ou vive com alguém?
Hugo seninle konuşmak isteyen birisi var.
Hugo. Está aqui alguém quer falar contigo.
Ya takılardan normal erkeklerden daha çok anlıyor ya da onun yerine alışveriş yapan birisi var.
Ou tem mais bom gosto para jóias de mulher do que um homem viril deveria ter, ou alguém lhe faz as compras. - Talvez o Sr. Kessler.
Affedersiniz... Sanırım sınıfımızda ünlü birisi var.
Perdão, mas creio que... temos uma celebridade entre nós.
Peter, gitmeliyiz. Burada birisi var.
Peter, temos de ir.
Gitmeliyiz. Burada birisi var.
Temos de ir.
Burada birisi var.
Está aqui alguém.
Başka birisi var mı?
Há mais alguém?
Haber verebileceğim başka birisi var mı?
Há mais alguém que eu possa avisar?
Orada konuşabileceğim birisi var mı?
Pois, posso falar com outra pessoa?
Birisi var...
Há alguém...
Birisi var.
Há alguém...
Görüştüğü başka birisi var mıydı?
Ela estava a sair com alguém?
Evet, birisi var.
- Sim, é verdade.
Hayır Gabe ispiyonlamayacak ama ofiste Luke'a çok, çok yakın olan birisi var.
Não seria assim Gabe. Mas seria alguém do escritório, que é bem próximo do Luke.
Efendim, sizi arayan birisi var.
- Senhor? Temos uma transmissão em espera para si.
Ne olduğumu bilip bu gerçekle yaşayabilecek birisi var mı?
Será que alguém consegue viver com a verdade sobre o que sou?
Dedektif, bir fikrin var mı, birisi niye evinin pencerelerine parmaklık taktırır ve kapılarını iki kere kilitler?
Detective, faz alguma ideia de como alguém poderia ter passado pelas grades das janelas ou pelas portas com elas fechadas duas vezes?
Dan, kapıda birisi mi var?
Dan, está aqui alguém?
Orada birisi mi var?
Está aí alguém?
Sam'in bir teorisi var. İçlerinden birisi, sokakta parlak bir çanta görür ve almaya karar verir.
O Sam tem uma teoria, um deles vê uma pasta brilhante na rua.
Şüphelendiğimiz birisi var mı?
Tem alguma ideia de quem estamos a procurar?
Peki görüştüğün birisi var mı?
Andas a ver alguém?
Sadece üç dakikamız var ve Ivanov dakiklikte oldukça titiz birisi.
Só temos 3 minutos, e é óbvio que o Ivanov é adepto da pontualidade.
Bak, birisi daha var. Bak.
Olhe, vem aí mais um.
Tek bir patronum var, benim için çok önemli birisi Bay Chance'nin özel hizmetlerine ihtiyaç duyan birisi.
Trabalho para um empregador particular, uma pessoa de grandes recursos, que precisa dos serviços bastante específicos do Sr. Chance.
Benim için çalışan insanlar var. Ve birisi bana tuvalet kağıdı satmak istiyor. Çok ucuza.
Tenho gente que trabalha para mim, e alguém me quer vender montes de papel higiénico muito barato.
George var ya, o çok esaslı birisi.
O George não é só um tipo porreiro.
Hakkında söyleyebileceğim tek bir şey var, kendine güvenen birisi.
Confiança é o que não lhe falta.
Çin'den daha korkutucu olan herhangi birisi. Ya da Arabistan'dan veya Rusya'dan, çünkü bu yerlerin anlaştığımız bir hükümetleri var.
Qualquer um está mais alarmado que a China ou a Arábia Saudita ou a Rússia porque esses países têm governos que nós conhecemos.
Birisi bizi farketmeden önce ne kadar vaktimiz var bilmiyorum.
Não sei quanto tempo temos antes que nos descubram.
Hoşlandığınız birisi mi var...
- Havia alguém que tu, sabes... - Senhoras.
En azından biraz üzülmüş gibi yapmayacak mısın? Birisi toplum hizmeti yaparken vurulduğu zaman ne kadar evrak işi çıktığından haberiniz var mı?
Sabes quanta papelada está envolvida quando alguém leva um tiro num Serviço Comunitário?
"Tamam, dinle Bir yapıya, platforma ihtiyacım var insanların kafasını kesip aşağı yuvarlayacağız eğer birisi alkışlamak isterse, sesi geri tepsin, güzel duyulsun ses."
"Certo, ouve, preciso de um tipo de estrutura, um tipo de plataforma onde podemos cortar cabeças, e quando as cabeças rolam para baixo, e se no fundo alguém quiser bater palmas, que faça eco".
var mısın yok musun 30
vardık 38
varsa 36
varenka 16
varşova 132
var tabii 24
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
vardık 38
varsa 36
varenka 16
varşova 132
var tabii 24
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19